34. Bölüm

8.3K 603 382
                                    

Bildirim gelince yeni bölüm sanıp açtığınızın farkındayım gençler. Ben de öyle olmasını isterdim. Ama üzgünüm.

Hehehehe. Şaka şaka. Bakın ikinci kez yapıyorum bunu, yemeyin artık. :D Bu zaten yeni bölüm ama duyuru da olabilirdi, değil mi? O yüzden gözünüzü seveyim beğendiğiniz yerlere yorum bırakın. :)

Arkdşlr önclkle br uyrıyla bşlmk istyrm. Alfbdki ssli harflr süs dğldr. Ltfn Trkçmzi gzl kullnlım .s

Evet gençler, hala benim iç sesimi dinlediğinizden emin olun diye en başından şöyle bir ufak saçmaladım. Herkes, benim ben olduğumdan emin olduysa devam ediyorum. Emin olamayanlar, 33 bölümü nasıl emin olmadan okuduysanız bunu da aynen öyle okuyun. Daha ne yapayım? Haksız mıyım Davut?

Telefonu kapatmam gerekiyordu. Yoksa telefonla konuşurken telefonum çalacaktı. Hem de herkesin önünde. Graham Bell bile bu kadarını yapamamışken insan oğluna telefonla konuşurken telefonumun nasıl çaldığını açıklayamazdım. Hayır hayır, acilen bir şey yapmalıydım.

"Halamlara selam söyle, tamaaam, oldu canım, görüşürüüüz, hadi kendine iyi bak, Allah'a emanet, hadii, hadi, sen deee, hadi kapat çok yazdı tamam." gibi, aylık 1000 dakikası olan, zengin insan kapanışı yapmak yerine Facebook'un ünlü konuşma bitiren cümlesini kullandım tabiki.

"Hm cnm sn mşglsn glb .s"

En başta yaptığım uyarıyı unutun. Sesli harfler, çok da önemli değildi. Hem zaten vazgeçilmez olsaydılar sadece sekiz tane olmazlardı, değil mi? O yzdn bndn snr byl knşyrm arkdşlr. Nys. Byl knşmk çk zr. Vzgçtm. Konmz dönlm.

Elimdeki telefonu kapatır kapatmaz bu sefer gerçek zil sesim çaldı, arayanın kim olduğuna bakmadan aramayı sonlandırdım. Zaten hepimiz biliyorduk.

Gözlerimi sarhoş maviye dikip telepati yoluyla onu boğmaya çalıştım. Şimdi nefes alamayacaktı. İşte işte, birazdan yüzü de sararırdı. Kesinlikle çok yaklaştığımı hissediyordum. En azından tükürüğü boğazına kaçacaktı.

Dudaklarımı birbirine bastırıp ne kadar süre ona kötü kötü baktığımı bilmiyordum ama salona yeni girdiğini tahmin ettiğim Ceylin'in sesiyle kendime gelmiştim.

"Ne oldu Derin? Rengin atmış senin."

Sen asıl sarhoş maviye bak Ceylin. Hahahah, gördün mü? Yüzüne iyice bak ama. Teletabi yoluyla- Ay, telepati yoluyla tıkadım soluk borusunu.

Bakın, sevgi buydu işte. Telepati yoluyla sevdiğiniz kişinin soluk borusunu tıkamaya çalışmaktan bahsetmiyordum tabi ki. Kıyamazdım ki ben ona hem.

Soluğunu keserken bir yandan da ona kıyamamaktan bahsediyordum. Onun nefes alamadığını düşündükçe, "Artık Sigarayı Bırakmalısın" kamu spotundaki sigara kullanan insan ciğeri gibi soluyordu ciğerim.

Ciğerim? Anaaam? Yoksa ben... Yoksa ben kendi nefesimi mi tutmuştum? Yok artık. Koca bir nefesi içime çektim. 'Benim mesaim bitti. Ya denizden çıkın, ya da birbirinize sahip çıkın.' diyen Karadenizli can kurtaran, benim gibi insanlar olduğunu bilse bizi bize emanet eder miydi acaba?

"Derin, iyi misin canım?"

Ah, Aynur abla... Başıma gelenleri sana bir anlatsam korkudan düşük yapardın. Pardon, sen çocuğu doğurmuştun değil mi? O zaman neyi düşürüyorsun? Saçmalama Allah aşkına Aynur abla yaa. Korkuttun beni de durduk yere.

Biraz sakinleşir gibi olunca Davut usta taktiğime geri dönmeye karar verdim. Sonuçta bir kez başlamıştık.

"Kurtarmamız lazım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mavi Huydur Bende -Ara Verildi.-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin