27. Bölüm

18.7K 1.1K 291
                                    

Beğendiğiniz paragrafların altına yorum düşerseniz beni çok mutlu edersiniz. İyi okumalar. :)

Hazır konu açılmışken söylemeden geçemeyecektim, sarhoş mavinin bana diz çökmeden evlenme teklifi yap- Hopbalaa! Konu açılmışken mi? E bu konu hakkında konuşmuyorduk ki? Yani aslında hiç konuşmuyorduk ama şimdi asıl sorun bu değildi. Nereden çıktı bu konu? Ben başlatmadım, siz de başlatmadığınıza göre? Şaka şaka, ben başlattım.

Ne diyordum? Hazır konu açılmışken -Resmen konuyu açmak için ortam hazırladım, çaktırmayın.- devam edeyim bari. Sarhoş mavinin bana diz çökmeden evlenme teklifi yapacağını söylemesinden bu yana iki gün geçmişti ve son görüşmemizden beri erkek olsam birçok kızın aklını çalabilecek evlenme teklifi senaryoları kurarak delirmekten bir tık öteye geçmiştim. Taki şu ana kadar.

Şimdi sarhoş mavinin bana mesaj attığı adrese gelmiş, sahil kenarındaki kafelerden birinde oturuyordum. Hissediyordum... Teklif sonunda gelecekti. Ah, herkesin içinde ilan-ı aşk mı ederdi, yoksa kemanla falan mı gelecekti? Oldu Derin, belki de kebap söyleyip yüzüğü içine koyardı. Yalnız kebabın içinde gelirse ciddi ciddi yüzüğü de yerdim, orası ayrı mevzu.

Ben kafenin içinde heyecanımın önüne geçip sandalyenin üstünde kaç saniye sallanmadan durabildiğimin hesabını yaparken birden tüm sesler kesildi. Ne kaçırdım kim bilir. Kafamı, hafifçe kaldırdım ve işte oradaydı. Yok artık! Üstündeki takım elbise hayatının en şanslı gününü yaşıyordu muhtemelen. Ah, o kadar yakışıklıydı ki!

Ben, her zamanki gibi heyecanıma yenik düştüm ve masalarda oturan insanların hayran bakışları arasında ayağa kalktım. Hayran hayran bakıyorlardı ama bana değildi. Arka masadaki kıza bakıyorlardı. Amaan neyse, hepsi şaşıydı herhalde.

Sarhoş mavi, sahile yanaşan yatın içinde konuşmaya başladığında bütün dikkatimi ona verdim ve dinlemeye başladım.

"Sen gözlerimsin... Renkleri seninle görmemi sağlıyorsun. Sadece seninle görebiliyorum dünyayı." Duydunuz mu? Mavi gözleri aslında benmişim! Ben de diyordum ki bir çift göz nasıl bu kadar güzel olabilir? Yalnız sarhoş mavi, sen de bana bakmıyorsun? Vay arkadaş, acaba ben mi şaşıydım...

"Ben Dünyayı hep görmek istiyorum, hep göster istiyorum. Sen bu bayram bana şeker ol, önümüzdeki bayram ben sana kurban olurum. Anam anan olsun mu Özge?" Ramazan Bayramı geçti Kıvanç. Hem ne oluyor be?! Bu nasıl son? Yazık değil mi güzelim giriş, gelişme bölümlerine? Böyle bir finali üçümüz de hak etmedik sarhoş mavi ama yine de metnin geneline bakarak evet, renklerin olmaya hazırım!

"Evet, evet, evet!" Upps! Kim şimdi bu? Ben demedim ki eveti. Kimse alkışlamasın ha, damat bu kızı tanımıyor! Bir dakika bir dakika! Özge mi dedi o? Özge? Bana değildi yani teklif? Ah, lanet! Seni boğmak istiyordum sarhoş mavi! Ne demişti sahi? Göreceksin, diz çökmeden evlenme teklifi nasıl yapılır göreceksin. Lanet! Dediği bu olabilir miydi? Resmen, resmen başkasına evlenme teklifi yapmıştı. Hayır hayır, bu... Bu olamaz. Olamaz! Olamaz!

"Olamaz, olamaaaz!" Gözlerimle hızlıca etrafı taradım. Çalışma masam, kıyafet dolabım, sağ köşemdeki komidin ve yerde duran bir tl. Ahanda, kandırıldık.

Dostlar, size bir iyi bir de kötü haberim vardı. İyi haber, sarhoş mavi başkasına evlenme teklifi yapmamış; kötü haber, bana da hala yapmadı. Az öncekiler mi? Onlar bilinçaltımın bana "Ya benimsin ya da kara toprağın." deme şekliydi, sanırım beni sarhoş maviden kıskanıyordu. Her şey bir kabusmuş yani! Iyk, hele şu 'Sen bu bayram bana şeker ol, önümüzdeki bayram ben sana kurban olurum. Anam anan olsun mu?' kısmına ne demeli? Kabus içinde kabustu resmen.

Mavi Huydur Bende -Ara Verildi.-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin