Bulabildiğin ilk yere kendini saklıyorsun. Yağan yağmur yüzünden sırılsıklam oldun, çok üşüyorsun , donuyorsun ve titriyorsun ayrıca çok acıktın. Karşında gördüğün köyde hiçbir şey olduğu yok. Bunu üzerine yoluna dümdüz devam etmeye karar veriyorsun ve sonunda bir ormana varıyorsun. Ormanın içinden geçmeye karar veriyorsun. Ormanın içinde dümdüz devam ediyorsun ama sonunda bir çıkmaza denk geliyorsun. Karşında kocaman yüksek bir dağ var.
Çok uzaklardan gelen denizin ve dalgaların sesini duyabiliyorsun.Doktorun yanında olmayı diliyorsun. Denize doğru gitmeye karar veriyorsun. Sesini dinleyerek yavaş yavaş hareket ediyorsun. Sonra deniz kenarında kumsalda kumların üzerindeki çok dikkat çekici bir şekil görüyorsun. Hemen koşarak yanına gidiyorsun ve o garip şeklin aslında batmış bir geminin enkazları olduğunu fark ediyorsun. Dalgalar bir oyuncakla oynayıp sıkılmışçasına kumsalın her tarafına , bir çok farklı noktaya değişik değişik enkazları fırlatmış durumda. Ama sen asıl geminin gövdesinin büyük enkazına bakıyorsun. Araştırabileceğin her tarafını araştırmaya başlıyorsun. Tahtalar sıkıca birbirlerinin içine geçmiş durumda ama sonunda bir delik bulmayı başarıyorsun. Delikten içeri bakmaya çalışıyorsun ama içerisi zifiri karanlık. Biranda deliğin içinden bir yarasa fırlıyor ve tam da kulağının dibiden geçiyor.
Karar sana kalmış....
Eğer deliğe kadar tırmanıp içine girip geminin içini keşfetmek istiyorsan 90. Bölüme git
Eğer içeri girmek istemiyorsan 91. Bölüme git
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Ada
FantasyDİKKAT: Normal bir kitap gibi okunmaz!!! Kendi hikayenizi kendiniz yazmalısınız. Yazarın artık size tüm macerayı hazır olarak verip size tüm macerayı dikte ettirmesine bir son demenin vakti gelmedi mi? Bu kitabı okurken ah keşke öyle yapmasaydı, bak...