60. Bölüm: Kaira

16 0 0
                                    

Bu yediğiniz morumsu yumuşacık meyve de sizin kafanızı hafiften iyi yapıyor. İçeriklerini bilmediğiniz şeyleri normal şartlar altında hayatta yemezdiniz ama böyle bir adaya düştükten ve açlık çektikten sonra sorgulamaya dahi ihtiyaç duymuyorsunuz sonuçta bu yiyecekler sizin tek şansınız. Ayrıca size yemekleri uzatan sarışın da çok tatlı ve ona şimdiden güvendiniz dahi.

Kafanızın gittikçe dumanlanmasının etkisiyle siz de birkaç şarkı mırıldanmaya başlıyorsunuz ve çevrenizdekiler size gülmeye başlıyorlar. Sarışın çocuğun da gülümsediğini fark ediyorsunuz ve artık onunla muhabbeti daha da geliştirmeye karar verdiniz. Adı Kaira, şarkı söylemeye ve elindeki bangido ismini veridiği çalgıyı çalmaktan çok hoşlandığından bahsediyor size. Siz o sıra onun kıvırcık saçlarını incelemeye devam ediyorsunuz. Birden havanın karardığının farkına varıyorsunuz. Zaman nasıl da çabuk geçti konuşurken bir anda akıp gitmiş. 

Tüm gece konuşup şakalaşıyorsunuz ve sonunda yanyana yatıp ormanın seslerini dinlemeye başlıyorsunuz yanınızda ateşin oluşturduğu çıtırtı sesleri ve diğerlerinin kendi aralarındaki konuşma seslerinin oluşduğu kısık sesli mırıltılar duyuluyor sadece. 

Geldiğinizde şarkı söyleyen kız çoktan uyumuş bile . Sonunda siz de uykuya dalıyorsunuz. Mutlu bir şekilde uykuya daldığında insanın o tatlı uykusu ve gördüğü rüyalar gibisi yoktur. Rüyanızda bir yolunu bulup bir geri dönüşünüzü ayarlamıştınız ve Kaira ile birlikte bir geminin güvertesinde yan yana güneşleniyorsunuz bir yandan içeceklerinizi yudumlarken bir yandan da anın tadını çıkarıyorsunuz.

Sonra birkaç çıtırtı sesi duyup uyanıyorsunuz. Etrafınızda kimsecikler kalmamış bir tek Kaira var o da ateşi söndürmekle meşgul. Sizin uyandığınızı fark edince size gülümsüyor ve siz de ona geri gülümsüyorsunuz. 

"Burası gerçekten de harika bir yer değil mi ? " diyorsunuz sırf onun buradan hoşlandığını düşündüğünüz için aslında kurtuluş yolunuz olsa bir dakika daha kalmayacak olmanıza rağmen.

"Evet" diye cevaplıyor sizi ve daha sonra "Dün bizim yanımıza geldiğin ve geceyi bizimle geçirdiğin için çok mutluyum ama şimdi gitmen gerekiyor."

"Nasıl yani neden?!?"

"Çünkü aslında burada hiçbir şey değişmedi ve değişmemeli de. Burası bir cennet gibi- Ama aynı zamanda burası bir son. Bak sana dün verdiğim meyvelerden bir kaçını şuradaki sepetlerde sakladım hoşuna gitmişti. Onlardan ihtiyacın olduğu kadarını al ve bu gölün kıyı şeridini takip ederek kuzeydoğu yönünde ilerle. Yaklaşık üç gün sonra barışın hakim olduğu arkadaş canlısı insanların yaşadığı bir kasabaya varıcaksın."


Eğer sizden bu kadar çabuk kurtulmaya çalışmasına içerlemiş veya onun sözlerine güvendiğinizden yola koyulup dostane köye gitmeyi tercih ederseniz 101. Bölüme gidin...

Eğer sizden bu kadar çabuk ve daha ayrıntılı bir açıklama yapmadan kurtulamayacağını düşünüyorsanız ve olduğunuz yerde kalmaya karar verdiyseniz 102. Bölüme gidin...

Tehlikeli AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin