Sağınıza doğru dönüyorsunuz ve davul seslerini takip ediyorsunuz. Duman ateşi simgeler ve yerlilerin ateşle neler yaptıklarını tahmin bile etmek istemiyorsunuz. Belki de sizi yakmaya kalkışırlar. Davul sesleri ise size daha çok güven veriyor. Yürüdükçe davul sesleri hem artıyor hem de hızlanıyor. Rumbadarumbadatambarmatamba dumbadadumdum.
Sonra birden şarkı söyleyen ve gülüşen insanların da seslerini duymaya başlıyorsunuz. Uzu bir yürüyüşün sonunda ormanın sonuna geliyorsunuz. Önünüzde küçük ve şirin bir köye doğru giden meşalelerle aydınlatılmış bir patika var.
Ama köye gitmeden önce orada yaşayan insanlarla ilgili daha çok bilgi toplamak istiyorsunuz bu yüzden oradaki insanlara görünmeden onları izlemek için bir çalılığın ardına gizleniyorsunuz.
Sizden yaklaşık 50 metre uzakla yaklaşık yüz tane yerlinin tepinip (buna dans diyorlar) etraflarında dönerek kendi dillerinde şarkı söylediklerini görüyorsunuz. Kimisinin üzerinde kırmızı ve sarı yöresel kostümler var. Ama genel olarak halk çırılçıplak.
Kadınlar birkaç yapraktan etek yapmışlar kendilerina ama erkekler hiçbir şey giymiyorlar. Üzerlerinde yalnızca belli belirsiz bazı toprak boyasıyla boyanmış işaretler var.
Böyle dans edip şarkılar söylerken halk çok eğleniyor gibi görünüyor...
***Eğer köye gitmeye karar verirsen 26. bölüme git
***Eğer ormmana geri dönüp yola devam etmeye karar verirsen 27. bölüme git
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Ada
FantasyDİKKAT: Normal bir kitap gibi okunmaz!!! Kendi hikayenizi kendiniz yazmalısınız. Yazarın artık size tüm macerayı hazır olarak verip size tüm macerayı dikte ettirmesine bir son demenin vakti gelmedi mi? Bu kitabı okurken ah keşke öyle yapmasaydı, bak...