62. Bölüm: Kiparis

20 0 0
                                    


Onların bu garip hareketlerini taklit etmenin imkanı yok. Bu yüzden onlar gibi amuda kalmayı veya bir oraya bir buraya zıplamayı reddediyorsun. Eh sonuç olarak hepsi sana çok sinirleniyorlar ve öfkeli öfkeli bakmaya başlıyorlar. 

Ayrıca senin de onlar gibi hareket etmen gerektiği fikrinden pek de vazgeçmişe benzemiyorlar. Seni ayaklarından yakaladıkları gibi ters çeviriyorlar ve ayak bileklerinden iple bağlayıp başaşağı bir ağaca asıyorlar. 

Hayatında bu kadar korktuğunu hatırlamıyorsun. Ne yani şimdi bir de filmlerde gördüğün şaman ayinlerinden birini mi yaşayacaksın? Belki de etrafında dönmeye başlarlar daha sonra da seni cayır cayır yakarlar ? Kim bilir belki de seni çiğ çiğ yiyecekler? Kafanda bu düşünceler dolaşırken kendine kızıyorsun. 

"Onlara karşı mı çıkarsın, amuda da kalkmıyor musun? Bölye bir sona hazırlıklı olmalıydın." Kan beynine hücum etmeye başlıyor ve sen, sana daha sonra ne yapacaklarını merak etmeye başlıyorsun. 

Aradan yaklaşık birkaç saat geçtikten sonra seni ağaçtan aşağı indirip memnun olmuş bir şekilde daha önceden kaldığın kulübeye geri götürüyorlar. Akşam için sana ısıttıkları et suyundan getiriyorlar ve önüne fırlatıp kulübenin kapısını da üzerine kilitliyorlar.

Bu döngü bir süre daha devam ediyor. Sabah erkenden gelip senin uyanmanı dahi beklemeden ayaklarından bağlayıp her gün birkaç saatliğine aynı kiparis ağacına asıyorlar. Artık ilk günkü korkunu yaşamıyorsun ama ağaçta asılı kaldığın sürece bu döngünün daha ne kadar devam edeceğini ve ne zaman bu yerlilerden kaçıp kurtulabileceğini tasarlamaya çalışıyorsun. 

Yanında hiçbir alet edevat olmadan ayrıca yiyecek ve içecek de almadan onlardan kaçmanın imkanı yok. Ayrıca bu yerlilerin erkekleri ve kadınları ada şartlarına uyum sağlamak için fiziksel olarak kendilerini epey geliştirmiş durumdalar yani kulübeden bir şekilde kaçmayı başarsan dahi senin peşinden koşup seni yakalamaları ve tekrardan hapsetmeleri işten dahi değil. 

Belki de bu sürekli ağaca asma ritüeli seni de kasabanın bir yerlisi olarak kabul etmeleri için gerekli bir gelenek. Kendini onlara kabul ettirdikten sonra yemek ve içecek stoklayıp yanlarından kaçman çok daha kolay olacaktır.

Sen böyle düşünür zihninde tasarlamalar yaparken , günler birbirini izlemeye devam ediyor ve sürekli aynı monoton çizgide onlar seni sabahları kiparise asmaya devam ediyorlar.

Ağaca asılmak ve her gün orada düşünmek artık senin için bir nevi meditasyon gibi ve bu durum seni rahatsız etmek bir yana hoşuna dahi gidiyor çünkü bu şekilde daha rahat düşünebiliyorsun ve seni orada asılıyken kimse gelip rahatsız etmiyor. Başta yalnızca kaçmak üzerine planlar yaparken şimdi kendine varlık üzerine sorular yöneltir bir filozof gibi sürekli merak içerisinde hem evreni hem de kendini sorgular oldun. 

Sonra neden garip bir gıcırtı ve motor ses duyuyorsun. Evet bir motor sesi resmen bir araba motorundan gelen . Ormanın ortasında bir an aklını kaçırdığını zannediyorsun ama daha sonra yanına oldukça modern giyimli biri gelip senin ayağındaki ipleri kesiyor ve yere düşmemen için bir başkası da seni tutuyor. 

Neler olduğunu anlayamıyorsun şimdi de başka birilerinin tutsağı mı olacaksın ? Birden yerlilerin oraya buraya kaçışmaya başladığını, kimisinin ağaçlara tırmandığını fark ediyorsun ve seni tutan adam acele etmeni söylüyor sen de uzun zamandan beri alışmış olduğu üzere karşı çıkmıyor ve sana söyleneni yapıyorsun.

Seni arabaya bindiyorlar ve ormanın dışına doğru arabayı sürüyorlar. Bu adamların burada ne işi var? Neden seni aldılar? Sahile vardığınızda orada bir grup insanın beklemekte olduğunu fark ediyorsun ve bir anda onların bu yolculuğa birlikte çıktığın arkadaşların olduğunu anlıyorsun.

Sonunda şans senin de yüzüne güldü. Yine de içini kemiren soruyu sormadan duramıyorsun. 

"Siz kimsiniz ve beni neden yerlilerden kurtardınız?" 

"Bunu sormanız çok doğal tabi , kusura bakmayın  bir anlık telaş ile size gerekli açıklamaları yapamadık. Tatiliniz gereğinden uzun sürdü ve aileleriniz sizden haber alamadıklarından tabi ki de telaşa kapıldılar. Bunun üzerine sizin kayıp haberiniz tüm haber bültenlerine çıktı.Aradan aylar geçmesine rağmen sonuç alamayınca  aileleriniz polislerin çalışmalarının yeterli olmayacağını düşündüler ve  toplanıp bize başvurdular. Biz de sizin hala hayatta kalmış olma ihtimalinize tutunup sizi aramaya başladık. Gemi mürettebatının bir kısmına Floreana adasında ulaştık ve onlardan geminin kaza yaptığı yer, o günün hava şartları gibi bazı verileri topladıktan sonra sizi ve arkadaşlarınızı çevredeki tüm adalarda aramaya başladık. Yaklaşık üç buçuk aylık aramalarımız sonunda 25 kişiyi bulmayı başardık ve sizinle 26 oluyor. "

Aradan ne kadar zaman geçtiği üzerine kafa yormaya başladın. Sahi bir yıl olmuş muydu sen kaybolalı.

                                                                                             -SON-

Tehlikeli AdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin