Karşınızda böyle dupduru bir dere dururken korsanı hiç umursamıyorsunuz. Hemen dereye doğru koşup açgözlü bir şekilde suyu içmeye başlıyorsunuz. Korsanın sizi fark ettiğini biliyorsunuz ama nedense suyunuzu içmenizi bitirmenizi bekliyor.
Susuzluğunuzu giderdikten sonra tam arkanızı dönüp oradan uzaklaşacakken , korsan yolunuzu kesiyor ve:
"Böyle bir güzelliğin, bu tehlikeli adada ne işi var?" diye soruyor ve pis pis gülmeye başlıyor.
Karnınız yine çok acıktı hemen bir şeyler yemeniz lazım. Bu kadar çok suyu boş karnınıza içtiğiniz için kendinizi biraz güçsüzleşmiş hissediyorsunuz.
O sırada korsanın bir sürü balık tutmuş olduğunu görüyorsunuz. Tatlı su balıkları çok lezzetli olur ve bu balıklardan çoğu daha önce gördüğünüz balıklara hiç benzxemiyor. Ama tek bir şeyden nerdeyse eminsin bu balıkları kızartırsanız karnınız kesinlikle doyar ve sonunda gerçekten lezzetli düzgün bir yemek yemiş olursunuz.
Korsanın hala sizinle ilgilendiğini görünce onun balıklarını sizinle paylaşmasını istediğinizden biraz cilveli bir şekilde ona:
"Ne yazık ki gemimiz kaza yaptı ve ben 3 gündür neredeyse hiçbir şey yemedim. Acaba benim için de biraz yemeğiniz olabilir mi?"
Korsan yeniden gülmeye başlıyor ve size göz kırpıyor. Sonra size yakalamış olduğu balıkları gösteriyor.
"Balıklardan ye, sonra sana daha da iyisini göstereceğim. Tabi balıkları yemenin bir karşılığı da olacak burada beş saattir boşuna balık tutmuyorum."
"Eğer tuttuğum balıklardan yemek istemezsen, seni tuttuğum balıkların kardeşlerine seni yemeleri için atarım.."
Balıkları yerseniz korsanın sizden ne isteyeceğini bilmiyorsunuz ve bu sizi biraz ürkütüyor, ama yemezseniz sizi balıklara yem olarak atacağını söylüyor ve şaka yapıyor gibi bir hali yok bu korsanın.
***Eğer balıklardan yemeği seçerseniz 36. bölüme gidin...
***Eğer balıkları yemeği reddederseniz 37. bölüme gidin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Ada
FantasyDİKKAT: Normal bir kitap gibi okunmaz!!! Kendi hikayenizi kendiniz yazmalısınız. Yazarın artık size tüm macerayı hazır olarak verip size tüm macerayı dikte ettirmesine bir son demenin vakti gelmedi mi? Bu kitabı okurken ah keşke öyle yapmasaydı, bak...