Ayağınıza kuru kafa çarpmış olabilir. Ne olacak sonuçta bir ormandasınız ve onun bir insan kafası olduğundan bile emin değilsiniz. Bu yüzden geri dönmeyi hiç düşünmediniz bile yolunuza durmadan devam ediyorsunuz.
Sonra birden etrafınızın birkaç yerli tarafından kuşatılmış olduğunu görüyorsunuz. Size kötü kötü bakıyorlar ve oklarını size doğrultmuş durumdalar. Ellerinizi havaya kaldırıp teslim olmaktan başka çareniz yok. Sizi size zarar vermeden yakalıyorlar ve sizi kocaman tahtadan yapılmış bir kulübenin içerisine getiriyorlar.
İçeri girdiğinizde gözlerinize inanamıyorsunuz. İçerde sizin gibi en yakın arkadaşınız Bella'nın ve Kevin'in de yakalanmış olduğunu görüyorsunuz. Sevinseniz mi üzülseniz mi bilemiyorsunuz. Yüzünüzde hafif bir gülümseme oluşmuş olsa da birden donup kalıyor Bella'nın yüzündeki kurumuş yaş lekelerini görüyorsununz. Kevin ise etrafına donuk donuk bakıyor.
Yine de içinizi yeniden bir umut kaplıyor. Üç kişi olmak tek başına kalmaktan çok daha iyidir.
Yerliler dışarı çıkınca birbirinize bakmaya başlıyorsunuz. Konuşmuyorsunuz çünkü kapıda hala bir bekçi var. Gözlerinizle anlaşmaya çalışıyorsunuz.
Aradan yaklaşık üç saat geçtikten sonra bekçi uyuyakalıyor ve Bella size dönüp:
"Eğer yarın öğlene kadar onlara sihirli bir gösteri yapmayı başaramazsak, bizi diri diri görmecekler. Sen gelmeden önce Luke'u da yakalamışlardı. Onu bizden bir gün önce yakalamışlar. O herhangi bir gösteri yapmadı ve kaçmaya çalıştı. Ne yazık ki kurtulamadı ve yerliler onu diri diri toprağa gözümüzün önünde gömdüler. Sonra bize onu gösterip bir gösteri düzenlemezsek bizim de sonumuzun onun gibi olacağını söylediler-"
Bella birden ağlamaya başlıyor ve sizin de gözlerinize yaşlar doluyor. Ne yani o kadar şey atlattıktan sonra diri diri gömülerek mi ölüceksiniz?
***Eğer kalıp sihirli bir gösteri düşünmeye devam ederseniz 48. Bölüme gidin...
***Eğer bekçi hazır uyurken kaçmayı denemeye karar verirseniz 49. Bölüme gidin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Ada
FantasyDİKKAT: Normal bir kitap gibi okunmaz!!! Kendi hikayenizi kendiniz yazmalısınız. Yazarın artık size tüm macerayı hazır olarak verip size tüm macerayı dikte ettirmesine bir son demenin vakti gelmedi mi? Bu kitabı okurken ah keşke öyle yapmasaydı, bak...