Yavaşça bacağınızı çekmeye başlıyorsunuz ve 1,2,3 demeden koşmaya başlıyorsunuz ama ne yazıkki o uzun yılan sizden çok daha hızlı ve sizi yakalayıp size zehirli bir ısırık armağan ediyor. Acı dayanılmaz derecede. Yine de ne olursa olsun yılandan kurtulmaya kararlısınız koşmaya devam ediyorsunuz ve bir kaç kütüğün ve kayanın üzerinden atlıyorsunuz. Birkaç saniye sonra birden başınız dönmeye başlıyor ve siz daha ne olduğunu anlayamadan yere düşüyorsunuz.
Aradan baya bir vakit geçtikten sonra uykunuzdan üzeri sazlarla örtülmüş bir kulübenin içerisinde uyanıyorsunuz. Yerli bir kadın size doğru eğilmiş, size içmeniz için hindistan cevizi sütü veriyor. Kadının yerli olduğunu koyu tenli olmasından ve üzerine hiçbir şey giymemiş olmasından anlıyorsunuz.Yalnızca altına yapraklardan yapılmış bir etek giymiş durumda. Yerli kadınlar size çok garip geliyor üzerlerine bir şey giymeden nasıl gezebiliyorlar? BU kesinlikle sizin yapabileceğiniz bir şey değil. Kadın tahmin ettiğiniz yerlilerden daha güzel ve medeni size yardımcı olmaya çalıştığı belli.
Ayağınız ağrımaya devam ediyor ama şimdiden kedinizi daha iyi hissetmeye başladınız bile. Kadın size bakıyor ve sonra kulübeden dışarı çıkıyor. Dışarı doğru baktığınızda birkaç sert görünümlü yerlinin ateşin etrafında toplanmış olduğunu ve bir şeyler konuştuğunu görüyorsunuz.
Erkekleri kadınlarından daha da garip geliyor size çünkü onlar üzerlerine hiç bir şey giymemiş durumdalar. Tam anlamıyla çıplaklar. Üzerlerinde sadece toprak boyasından işaretler ve halkalar var. Kimisinin üzerinde daha az ve küçük kimisinin üzerinde ise oldukça büyük halkalar var. Sanırım halkaları rütbelerine göre çiziliyor.
Sonra birden bunları düşünmeye vaktiniz olmadığını düşünüyorsunuz. Ya bu yerlilerin niyeti sizi yalnızca iyileştirmek değilse...
***Eğer elinizdeki kaçma şansını kullanmaya karar verirseniz 20. bölüme gidin
***Eğer orada uzanıp dinlenmeye devam etmeyi tercih ederseniz 21. bölüme gidin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Ada
FantastikDİKKAT: Normal bir kitap gibi okunmaz!!! Kendi hikayenizi kendiniz yazmalısınız. Yazarın artık size tüm macerayı hazır olarak verip size tüm macerayı dikte ettirmesine bir son demenin vakti gelmedi mi? Bu kitabı okurken ah keşke öyle yapmasaydı, bak...