Çantalarını hemen alıp ağızlarına kadar mücevherlerle dolduruyorsun. Etrafını kolaçan ediyorsun kimsenin seni görmemiş olmasını diliyorsun. Daha sonra dönüş yoluna doğru ilerliyorsun. Bir süre sonra karşına bir sapak çıkıyor , yolu döndükten sonra karşına üç tane saçı sakalı birbirine karışmış yerli adam çıkıyor. Ellerinde çantaları da var. Sonra yanlarında taşıdıkları diğer şeyler de dikkatini çekiyor. İçlerinden birinin elinde bir kazma, diğerinin elinde kürek ve sonuncusunun elinde ise harita var. Üçünün de sırtına tüfeklerini asmış olduklarını görüyorsun. Bu görüntüden korkup hemen bir çalılığın arkasına saklanıyorsun.
Adamlardan biri en sonunda durup sinirli bir şekilde "Lanet olsun, bu haritanın bir işe yaradığı yok buralarda bir hazine bulamayacağız. Bu haritayı bize satan herifi bulup boğazlayarak öldüreceğim."
Adamların görünüşlerinden buranın yerlisi olduğunu zannetmiştin ama senin dilni konuşunca birden heyecanlanıyorsun. Ama aynı zamanda sırtlarındaki tüfekler ve aralarından birinin demin söylemiş oldukları seni ürkütüyor.
Şimdi ne yapacağına karar vermek gerekiyor....
---Eğer başına bela almak istemediğinden adamların yanına gidip onlara hazineyi bulduğunu anlatacaksan 94. Bölüme git...
---Eğer hazineyi kendine saklamak ve adamları aramaktan vazgeçmek için gidip onlarla konuşup onlara buralarda bir hazine görmediğini söyleyip yoluna devam etmek istiyorsan 95. Bölüme git...
---Eğer adamlara hiç bulaşmadan olduğun yerde saklanmaya devam etmek istiyorsan 96. Bölüme git..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Ada
FantasiaDİKKAT: Normal bir kitap gibi okunmaz!!! Kendi hikayenizi kendiniz yazmalısınız. Yazarın artık size tüm macerayı hazır olarak verip size tüm macerayı dikte ettirmesine bir son demenin vakti gelmedi mi? Bu kitabı okurken ah keşke öyle yapmasaydı, bak...