Kendinizi hızla geriye atıyorsunuz ve dikkatlice bir ağaç dalına tutunup kendinizi bataklıktan dışarı çekiyorsunuz. Bunu başardığınıza inanamıyorsunuz bataklıktan çıkmayı başardınız. Üstünüz başınız çamur içinde kaldı kendinizi çok pis hissediyorsunuz ama hala hayattasınız ve bunu hiç bir şeye değişmezsiniz.
Başınızı yere koyuyorsunuz ve sert toprağı tekrardan hissediyorsunuz. Ve gözlerinizi kapayıp derin derin nefes alıyorsunuz. Sonra tam yanınızdan bir ses "Hiç fena değil" diyor. Ve siz heme doğrulup bu sesin kime ait olduğunu görmek için ona bakıyorsunuz.
Evet karşınızda üstsüz , bronzlaşmış , kahverengi kıvırcık saçları var ve nasıl olduğunu anlayamadığınız bir şekilde çok derin bakan bal gözlü ancak hayallerinizi süsleyebilecek yakışıklılıkta bir genç duruyor ve siz saçları başına yapışmış ve her tarafı çamurla kaplanmış bir şekilde yerde yatıyorsunuz. Bu gezinin başından beri çok şanslı olduğunuzu yadsıyamazsınız.
Size yaklaşık iki hafta önce gemilerinin kaza yaptığını ve o yüzden bu adaya düştüğünü o zamandan beri bulduğu her şeyi yiyerek ve sürekli yağmur sularını biriktirerek yaşadığını anlatıyor.
Sizde ona bir kedi gibi zamanınızın çoğunu uyuyarak geçirmiş olduğunuzu ve hala nasıl hayatta kalmış olduğunuzu anlayamadığınızı anlatıyorsunuz. Sonra aslında aynı gemide olduğunuzu fark ediyorsunuz ve hiç karşılaşmamış olduğunuza şaşırıyorsunuz.
Kendi kendinize bu kadar yakışıklı bir çocuğu nasıl fark etmemiş olabilirim diye söyleniyorsunuz.
Sonra o birden ayağa fırlıyor ve " Çok vakit kaybettim, bak ben bir sal yaptım ve ikimizi de içine alıcak büyüklükte sen zaten üzerindeki çamurlardan kurtulursan pek bir yer kaplayacakmış gibi görünmüyorsun. Burada vahşilerin arasında 2 hafta daha dayanamayacağımdan eminim , hele sen bu şansla 1 haftaya öteki tarafı boylarsın , neden bana katılmıyorsun birlikte daha medeni insanları bulmaya çalışalım ve bu adadan en kısa zamanda kurtulalım..."
***Daha ismini bile bilmediğiniz bu yakışıklı çocukla birlikte yeni bir maceraya atılmak istiyorsanız 65. bölüme gidin....
***Eğer onla gitmek istemiyorsanuz 66. bölüme gidin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Ada
FantasyDİKKAT: Normal bir kitap gibi okunmaz!!! Kendi hikayenizi kendiniz yazmalısınız. Yazarın artık size tüm macerayı hazır olarak verip size tüm macerayı dikte ettirmesine bir son demenin vakti gelmedi mi? Bu kitabı okurken ah keşke öyle yapmasaydı, bak...
