Eski sevgilinizle nasıl ayrıldığınız geliyor aklınıza ve nun yanına gitmek istemiyorsunuz. Ölücekseniz de onunla değil tek balınıza ölmeyi tercih edersiniz. Aşağı iniyorsunuz ve hemen oradan uzaklaşıyorsunuz. Ormandan sıkıldığınız ve tehlikeli bulduğunuz için deniz kıyısına geri dönmeye karar veriyorsunuz.
Sahilde bir hafta boyunca hiç durmadan yürüyorsunuz karşınıza yengeçler, deniz kabukları , kırık tahtalar denizin başka adalardan veya kıtalardan sürükleyip getirdiği ilginç şeylerle karşılaşıyorsunuz. Arada bir yağmur yağıyor ve siz de yanınızda taşıdığınız bir kapta yapmur sularını biriktirip içiyorsunuz.
Nöyle yaklaşık 8 gün geçirdikten sonra karşınıza bir düzine güzel giyimli modern ellerinde dürbünler olan insan çıkıyor hatta birisi elindeki telefondan müzik dinliyor. Hemen onlara doğru koşuyorsunuz ve size garip garip sanki vahşi bir yerliymişsiniz gibi bakıyorlar.
Size "Hey burada ne yapıyorsun " diye soruyorlar siz de onlara
"Asıl siz burda ne arıyorsunuz?" diye soruyorsunuz.
"Biz buraya ünlü araştırmacı Henry Cohlenwort'u bulmak için geldik, ama görünüşe bakılırsa onu burada da bulamayacağız. İstersen dönüş yolumuzda bize katılabilirsin, böylelikle evine de dönebilirsin."
Henry Cohlenwort'la gemiden tanışıyorsunuz ve size Galapagos-Adalarına gidip oradaki volkanik dağları araştırmak istediğinden bahsediyor. Adamın çok bilgili olması o zaman sizi etkilemişti ve onunla muhabbet ederken gayet hoş vakit geçirmiştiniz. Şimdi bu yabancılara onu tanıdığınızdan bahsedip bahsetmemek konusunda bir karara varmalısınız. Onlara Henry'den bahsetmek dönüş yolunuzu uzatabilir ve belki de gereksiz bir arayışa girmiş olursunuz ama seçim sizin.
***Eğer onlara Henry Cohlenwort'u tanıdığınızı söyleyecekseniz 75. bölüme gidin...
***Eğer onlara Henry Cohlenwort'u tanımadığınızı söyleyecekseniz 76. bölüme gidin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Ada
FantasyDİKKAT: Normal bir kitap gibi okunmaz!!! Kendi hikayenizi kendiniz yazmalısınız. Yazarın artık size tüm macerayı hazır olarak verip size tüm macerayı dikte ettirmesine bir son demenin vakti gelmedi mi? Bu kitabı okurken ah keşke öyle yapmasaydı, bak...