75.Bölüm

112 10 57
                                    

Birkaç Gün Öncesi,
Türkiye,
Gökhan Yadırgan.

Elimi alnıma atarak biraz ovuşturdum.
Başım,biri özenle çivileri başıma işliyormuş gibi ağrıyordu.Büyükçe bir masada oturuyorduk.Milletvekillerini de içeren oldukça köklü bir gruptu masadakiler.Korhan'ın sağ yanında oturmam,Korhan'nın sandalyesinin iki yanında ayakta durması ve Korhan'ın sandalyesinin masanın en başında durması bazı gerçekleri günyüzüne vuruyordu.

Korhan'ın canı bu Deniz meselesi yüzünden hala sıkkındı.Deniz hastaneye kapatılacak kadar zeki,Korhan'la savaşacak kadar aptal aynı zamanda Korhan'la oynayabilecek kadar da kurnazdı.

Tilki aslanın inini iyi biliyordu.

"Ee,Macit sen konuşmak istemez misin?" dedi Korhan konsoloslarımızdan birine.
Macit'in yaptığı sevkiyatı biliyordu,hepimiz biliyorduk.Bu ülkede Korhan'dan habersiz kuş bile uçmazdı.
Macit, Korhan'dan habersiz Kayra soyadına ait tırlarla sevkiyat yapabileceğini düşünmüştü.Yanılmıştı.

"Ben..Ne diyeyim efendim,bilemedim ki şimdi.."

"O kadar korkuyor ki,yapmadım bile diyemiyor.Öleceğini biliyor." Arka koltuklardan birinde,elinde tuttuğu ince krakeri kemiren Tutku'ya değdi bakışlarım."Ne var?"diye sordu omuz silkerek."Eğleniyorum işte."

"Kayra tırlarıyla hareket ettiğine göre tırların sahibi nerde biliyor olmalısın Eraslan,değil mi?"

"Yemin ederim bilmiyorum,"Ellerini havaya kaldırarak konuşmasına inandırıcılık katmaya çalıştıysa da başaramadı."Korhan,yemin ederim bilmiyorum!"

Hikayenin devamını biliyordum,hikaye Macit'in kanlarının masaya akmasıyla devam ediyordu.Korhan,Deniz'in Fransa'da olduğunu bu sabah,Deniz'in Passionis'i post atmasıyla öğrenmişti.
Korhan'ın dünyayı yerinden oynatacak gücü bile,Deniz'i Sina'dan uzak tutmaya yetmiyordu.Kardeşimin en büyük korkusunun koruyamamak olduğunu,bu yüzden sevdiği adamdan uzak durduğunu biliyordum.Sevdiklerini koruyamamanın ne demek olduğunu anlıyordum.

Macit'in kanları masaya aktığında olayları kaçırdığımı,bakışlarımın Korhan'ın saatine takıldığını Korhan'ın "Toplantı bitmiştir!" bağırışından anladım.Herkes salondan çıktığında Korhan'da ayaklandı."Gelmiyor musun?"

"Dalmışım,geliyorum."

"İyi misin sen?"

"İyiyim,dün gece uyuyamadım."

Asansöre bindiğimizde Korhan desteyleyici bir şekilde omuzumu sıktı."Yadırgan geri söndü ha?"Gülümsedim,gözlerim karşımda dikilen kadının gülüşüne takıldı."Hiç gitmedi ki."

"Tabi lan,kolay mı öyle."

Konuyu dağıtmak için,daha doğrusu bu konunun konuşulmasını isteyen biri olduğu için Korhan'a dönerek."Gidecek misin Derya'yla Fransa'ya?Farkındaysan Derya için demiyorum,Derya'yla Fransaya gidecek misin diyorum.Kim için Fransa'ya gittiğin belli."

"Gökhan,sikerim seni."

"Bilader sende ne söylesem kızıyorsun.Köpek gibi aşıksın hala çocuğa,bak çocuk diyorum çünkü çocuk ama bunu umursuyor gibi durmuyorsun,sırf koruyacağım diye ayrı kalıyorsun.Biliyorum,derdi benimle Sina'yla değil falan diyeceksin ama bence sandığın gibi değil."

Asansör açıldığında ve konuşmamız yarım kaldığında bizi Derya karşıladı.
Tutku'nun yüzü aniden düştüğünde Korhan'ın gülümsemesininde solması gözümden kaçmadı.

"Kevaşe.Üzgünüm anne,ama kevaşe."

Derya gülümseyerek Korhan'a sarıldığında Korhan'ın elleri havada kaldı.Bir keresinde,daha Sina'yla tanışmadan önceleri Derya için sapsız üzüm demişti Korhan.Derya Korhan'a nerede olduğunu sormazdı,nasıl olduğunu sormazdı,neden gelmediğini,neden geldiğini ya da neler yaptığını sormazdı onun yerine uyuyup uyumadığını sorardı.Öyle bir ilişkileri vardı.Şimdiyse Derya,sırf Korhan'ın gözünün önünde olabilmek için kızının adını Zeynep koymuş,Zeynep'i gözümüze sokmuş ve yine sırf Korhan'ın yanında olabilmek için babasıyla evlenmemişti bile.

Radyoda Aşk (B×B Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin