23.Bölüm

247 25 42
                                    

"Kapıya bakın elim hamurlu!"

Beyaz gömleğimin kollarını düzelterek kapıya ilerledim.Radda için bir toplantım vardı.İşi legal yollardan halledemeyince illegal yollara başvurmuşluğum zaten vardı ama şu yaptığım tamamen suçtu.Korhan Bademci bunu öğrense neler olurdu tahmin edemiyordum."Ben bakıyorum!"

Kapıya ilerleyerek kapıyı açtım.Karşımda siyah takımlı iki adam görmeyi beklemiyordum.Biri diğerinden ezici bir farkla daha uzundu.Uzun olanın kaşının üzerinde ve dudağının kenarında küçük bir bandaj vardı."Sina Bey?"

"Evet?"

"Ben Selim,"dedi uzun olan."Sizinle daha önce tanışmıştık ama muhtemelen hatırlamazsınız,çok sarhoştunuz.Biz Korhan Bademci adına buradayız."Korhan Bademci'nin adını telefuz ederken değişen ses tonundan ona ne kadar saygı duyduğunu anladım,bu başka bir boyuttu sesine bile yansımıştı resmen."Size eve kadar eşlik etmemiz gerekecek." Ev dediği şey malikaneydi.

"Ne güzel düşünmüşsünüz,"dedim sevecen bir tavırla."Ama ben gelmiyorum." Kapıyı kapatacağım sırada elindeki bezle ellerini kurulayan teyzem geldi."Kim gelmiş?" Kapıdaki adamları gördüğünde olduğu yerde durmak yerine birkaç adım atarak kapıya yaklaştı.Teyzem böyle şeylerden biraz korkardı.Fransızca öğretmeniyseniz ve başınızı belaya sokacak iki çocuğunuz varsa hayat zor olmalıydı.

"Yanlış gelmişler,şimdi gidiyorlardı." diyerek kapıyı kapatmak istedim ama kısa olan buna izin vermedi."Sina Bey,"dedi Selim."Bizimle gelmeniz lazım."

"Sina,ne oluyor?"Teyzeme benim yerime Selim cevap verdi."Kusura bakmayın rahatsızlık verdik.Biz Korhan Bademci adına buradayız,Sina Bey'i şirkete kadar götürmemiz gerekiyor."

Daha teyzem ne söyleyeceğini bilemeden kısa olan tarafından kapının dışına çekildim."Teyze,sen gir içeri halledeceğim ben.Koskoca Korhan Bademci,boru mu bu?Bahsettiğim toplantı alanına gitmem için gelmişler ama zahmet etmişler bende onlarla gitmeyeceğimi söylüyordum.Kapat sen kapıyı."

Bir şekilde teyzemi ikna etmeyi başardığımda yanımda duran iki adam döndüm."Sizinle gelmeyeceğim,kusura bakmayın."

"Üzgünüm Sina Bey ama gelmek zorundasınız,ya kibarca ya da zorla.."

Adeta bir çuvalmışımcasına kolumdan tutan kısa boylu adam merdivenlerden indirmeye başladığında derin bir nefes verdim."İnsanlıktan anlamıyor musunuz siz?"

"Biz anlıyoruz da siz anlamıyor gibisiniz,bizim de emir kulu olduğumuzu göz ardı etmemelisiniz."

Abartmandan çıkıp arabaya ilerlediğimiz süre boyunca gitmemek için direndim,çeşitli şekillerde kurtulmaya çalıştım ama mümkün değildi.Arabaya zorla bindirildiğimde Selim kapımı kapatmadan önce "Birde Korhan Bey size bir şey iletmemi istedi.Dediler ki : 'İnadım emirlerimden daha güçlüdür.'" dedi ve ön tarafa geçti.

Bu adam benimle dalga mı geçiyordu?

Kolumdaki saate baktım,birkaç saat içinde Radda'da olmam gerekiyordu.Tutku,Deniz'e çeyrek Tranba derken çok haklıydı çünkü Deniz'de aynı Tranba gibi diğer adamın düşmanıydı -ki buradaki diğer adam Ömer gibi Korhan Bademci oluyor-.
Telefonumda odamda kalmıştı,kimseye haber veremezdim.Oflayarak elimi başıma attım.Çok önemli bir konu konuşmak isteyen Türkiye'nin en şey adamının evine gidiyordum ve onu terslemiştim.Artık sanırım gerçekten öldürecekti,bunun başka bir aşıklaması olamazdı.Adam allahtan holding sahibi fiyakalı biriydi,şöyle Al Capone falan olsaydı kesin kemiklerimi bile bulamazlardı.

Uzunca bir yolculuğun ardından malikaneye geldiğimizde oflaya puflaya korumaların gösterdiği yolu takip ederek Korhan Bademci'nin yanına ulaştım.Beni gördüğünde yüzünde yer edinen 'hangimiz daha güçlüymüş' sırıtışını görmezden geldim.Kütüphane tarzında bir odaydı,oturduğu rahat koltukta elindeki kahveyi yudumluyordu."Otursana."

Radyoda Aşk (B×B Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin