Cihan Mürtezaoğlu-Bir Beyaz Orkide
📻
Ben Sina Eroğlu,
Öyle yedi cihana hüküm sürmüş bir padişah falan değilim.Ben sadece insanım,acılar çekmiş bir insan.
Daha on yaşına basmadan ailesini kaybetmiş,teyzenin yanında yaşamaya başlamış o çocuğum.Liseyi İzmir'de bitirmiş,İstanbul'a taşınmak zorunda kalmış o çocuk.Kaçırılmış,travmalarından vurularak bir et dolabında günlerce kilitli kalmış o çocuk.
Kuzeniyle kardeş gibi büyümüş,kardeşini karnında bebeğiyle kaybetmiş o çocuk.
Çok aşık olmuş,bu aşk uğruna hayatını feda etmiş her insan gibi biliyordum ki bu aşkı kalbimden söküp atamayacaktım,hep benimle olacaktı ama gidende gelmeyecekti.
Hepsinin tek bir noktaya bağlanması canımı o kadar yakıyordu ki bir adım ilerleyemiyordum.Hayat öyle yerlere sürüklüyordu ki insanı,geriye dönüp arkasına baktığında nereden geldiğini göremiyordu,yalnızca tozu ve toprağı seçiyordu.Öyle sınırdan,öyle ucundan geçiyordu ki hayat teğetler kendimize mal oluyordu.Öyle dağılıyordu ki insan,aynı bir ipe dizilmiş incilerin kopması gibi,bir daha bulamıyordu birbirini.
Şimdi burada,içeride Deniz'in olduğunu bildiğim bu evin önünde dururken,içeri giremezken düşündüğüm şey buydu.Buraya nasıl geldiğimiz,nasıl bu kadar parçalanabildiğimiz.Buraya Korhan'la el ele gelmiş,o içeri girerken ben arkasında kalarak adım dahi atamamıştım.Deniz,Korhan'ı buraya çağırırken öleceğini biliyor olmalıydı aksi halde bu kadar rahat olmazdı.
Korhan onu öldürmese bile ömrü bir yaz daha görmeye yetmeyecekti,bunu biliyordu,vücudunun her yerindeki izleri ve nefes alabilmek için yanında taşıdığı o tüpü görmüştüm.Yine de mutluydu çünkü istediğine ulaşmış,bizi,özellikle de Korhan'ı parçalara ayırmıştı.Kelimanın tam anlamıyla darmadumandık.İçeride ne olacağını,bunu durdurmamanın bir şeyleri normalleştirdiğini ve psikopatlık olduğunu biliyordum ama hiçbir şey yapamıyordum.Olması gereken buydu,intikam bazen sadece ölümdü.Yanlıştı,biliyordum ama ilk defa böyle olmasını istiyordum.Benden hayatımı almıştı,bir bedeli olmalıydı.Bazılarımıza ölüm kurtuluş gibi gelebilirdi,benim içinde öyleydi ama kurtuluş ona değil banaydı.O ölürse ben kurtulurdum.
Kardeşi ölmüş biri olarak bir adamın kardeşini öldürmesini beklemek nasıl hissettiriyordu bilmiyordum.Artık benim yüzümden diyemiyordum,bizden çıkan mesele onların arasından kopmuştu.Buraya gelirken öyle demişti Korhan.Kendini suçladığını biliyorum,neden?Suçlanacak biri varsa o da benim Sina.Bu bela benden sıçradı sana.
Binaya arkamı döndüğümde birkaç zayıf adımla yürümeye başladım.Birkaç araba geçti yanımdan,biraz rüzgar esti ve birileri başkalarına bağırdı,hiçbiri bana değildi.Üç kez toprak açmıştım ben bu hayatta,üçünede kendimden koyarak kapatmıştım üstünü.Şimdi o parçalar o kadar sızlıyordu ki kendimi hissedemiyordum.Sokağın sonuna geldiğimde cebimden çıkardığım telefonla Gökhan'ı aradım,birkaç çalıştan sonra açtı.
"Bitti mi?"diye sorduğunda beklemeden cevapladım."Bitti."Gözlerimi kapattığımda derin bir nefes kaçtı dudaklarından öyle bir nefesti ki paragraflar yazsa hissetiremezdi duygusunu."Bir savaşı kazanmak nasıl böyle kaybetmiş hissettirir?"
"Çünkü Sina,çünkü göğsümüzde öyle bir sancı var ki anlatamıyoruz kimseye biliyoruz,zaten duymayacaklar.Giden gidiyor,kalan gittiğine yanıyor."
"Artık bitti Gökhan,"dedim önümden geçen arabaları izlerken."Artık kimse acı çekmeyecek."Boğazıma oturan yumruyla daha fazla konuşamadım,
aramayı kapatarak telefonu kabanımın cebine sıkıştırdım.Parmaklarım boynuma doladığım atkıyı gevşetti.Nefes almaya ihtiyacım vardı.Bir bina yıkılmıştı da altında kalmıştım sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Radyoda Aşk (B×B Texting)
Teen Fiction"Bak,sen ne istiyorsun ne yapacaksın bilmiyorum ama ben o programı yapacağım !"Bir elimi masaya vurarak diğer elimi yüzüne doğrulttum. Karşımdaki Korhan Bademci bile olsa ben programımı yedirmezdim. "Elinden geleni ardına koyma,benim lafımdan sonra...