Bir hafta sonra,
Sina Eroğlu"Hadi ama Sina!"dediğinde kafamı yasladığım yerden zorlukla kaldırdım.Midemi bulandıran kan kokusu yeniden burnuma geldiğinde öğürdüm.Ne kadar zaman geçtiğini bimiyordum,güneş görmediğim için sayamıyordum da.Hala gözümü açtığım o lanet yerdeydim ve soğuk hava deposu olduğunu düşündüğüm bu küçük alan çalışmadığı için etler kokmaya başlamıştı.
Dolabı bilerek çalıştırmıyormuş gibi geliyordu.
Benim bir hamle yapmayacağımı anladığında önümdeki iskambil kağıtlarından bir tane seçerek ortaya bıraktı."Şimdi sıra bende."
Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur...
Sakin ol Sina,sakin ol.
Seni bulacaklar.
Sıkışmadın.
Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur...
"Sende ne kadar sıkıcısın ya,"dedi arkasındaki duvara yaslanarak.Nefes alamadığımı hissediyordum,etlerin kokusu bir yana duvarlar üstüme üstüme geliyordu.Kaç kere kriz geçirdiğimi bilmiyordum."Ben sen tek kalma,yorulmuşsundur aynı türküyü söylemekten diye geleyim buraya seninle oturayım;sen benimle oynamak bile isteme.Şu salak türküyü de mırıldanmayı bırak artık."
Kâtibimin setresi uzun, eteği çamur.
"Deniz.." Dudaklarımın arasından bir fısıltı gibi çıkan adı isyan doluydu."Bana mı seslendin,duyamadım da?"dedi alayla.Parmaklarım boğazıma dolanırken "Hadi ama,Zeybik bile bu kadar mızıkçı değildi." diye mırıldandı.
"Bana öyle Zeybik'in kim olduğunu sorar gibi bakarsan hemen anlatırım ama..Bak şimdi.."
Öyle bakmıyordum.
Kâtibimin setresi uzun, eteği çamur.
Üzerime gelen duvarların arasında sıkışacakmış gibi hissediyordum ve bu beni terletiyordu.Alnımdaki boncuk boncuk teri hissedebiliyordum.Nefes alamıyordum.Gözlerimi kapattığımda parmaklarım nefes alabilmek için savaşan göğsümün üzerine yaslı duruyordu.
"Beni buraya getiren bi' hikaye var tamam mı?Zeybik eski bir dostum,bana çok yardımcı oldu.Kendini yakmama izin vermesine bende şaşırdım,yani biraz tuhaf.Neyse."Oturduğu yerden kalktı."Madem oynamıyorsun,ben gidiyorum.Bu arada burası biraz sıcak gibi,klimayı açmamı ister misin?Duyamadım,istiyor musun?Ah,tamam demek sıcakladın,merak etme açacağım.Biz burada misafirlerimize iyi davranırız.Eğer nerede olduğumuzu merak ediyorsan diye söyleyeyim,bak bu kadar da iyi bir insanım,Ankara'dayız."
Katip uykudan uyanmış gözleri mahmur...
Ankara mı?
Ankara'da mıydık gerçekten?
Beni asla bulamayacaklardı.
Burada ölüp gidecektim.
"Sakın bayılayım deme,tut kendini.Bak ben İstanbul'a döneceğim şimdi,kimse kalmayacak burada.Eğer bayılırsan ölür gidersin he.Bende gidip mahkemeye hazırlanayım,sonuçta programımızın haklarını alacağım."
"M-Mahkeme mi?"
Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır..
"Evet,Çatı Katı'nın haklarını almak için sana yardımcı oluyorum."Gülümsedi."Bana şans dile."
Kapıyı açarak çıktığında dışarıdan kilitlediğini biliyordum.Aldığım kan kokusu beni istemsizce yedi yaşıma götürüyordu.Sanki yine o arabadaydım ve bekliyordum.Ciğerlerimin üzerine binen baskı yeniden yerini aldı.Yeniden o arabada olmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Radyoda Aşk (B×B Texting)
Novela Juvenil"Bak,sen ne istiyorsun ne yapacaksın bilmiyorum ama ben o programı yapacağım !"Bir elimi masaya vurarak diğer elimi yüzüne doğrulttum. Karşımdaki Korhan Bademci bile olsa ben programımı yedirmezdim. "Elinden geleni ardına koyma,benim lafımdan sonra...