52

971 82 37
                                    

"Hayatımda ilk defa beş dakika daha diyeceğim sanırım." diyerek çalan alarmı kapatıp kollarını yeniden bana sardı.

"Kaç beş dakika mesela?" dedim uykulu uykulu. Omuzuma dudaklarını bastırıp burnunu sürttü. "Bilmiyorum."

Yeni uyandığındaki ses tonunun daha çekici olduğunu söylemiş miydim? "Kaç beş dakikada doyarsın?"

Düşünür gibi yaptığı bir süre mırıldandı. "Çok beş dakika." Kıkırdayıp, kollarından çıkmadan ona doğru döndüm.

Göz kapaklarını araladığında gülümsedim. "Tık, doğdu güneşim." Çenemi öpüp geri çekildi. "Günaydın." dedi. "Sensin güneş."

Yataktan mecburen doğrulurken homurdandı. "Emekli olup bir sahil kasabasına tahmini ne zaman yerleşiriz?" dediğinde güldüm. "Valla benim epey var."

Yere eğilip tekrar doğrulduğunda elinde sütyenimle yatakta bana doğru döndü. Sütyenle aynı renge bulanan yanaklarımla şaşkınca ona baktım.

"Göstersene şunu." dedi önümde sallayarak. "Ne?" dedim aval aval bakarken. "Nasıl takılıp çıkarılıyorsa işte." dediğinde tüm utancımı kenara bırakıp kahkaha attım.

Elinde evire çevire sütyenimi incelerken elinden çektim. Kopcanın iki ucunu tutup birbirine geçirdim, sonra aynı şekilde de geri açtım.

"Haaa." diye ağır ağır mırıldandı. "Diğer rengini ben hallederim artık." diyip göz kırparak kalktı. Ardından göz devirirken ben de kalktım.

Evin benim evim olduğunu dolabımı açtığında farkına varırken geri döndü. Hemen arkasında olduğumdan bir eliyle çenemi tutup önce dudağımın kenarına, ardından şakağıma bir öpücük bıraktı.

"Hazırlanınca kapımı çal." dediğinde elini tuttum. "Benim için okula geliyor, ordan da geri askeriyeye dönüyorsun." dedim. Boşuna yol uzatıyordu. Askeriye okuldan önce geliyordu.

"Ee?" dedi kaşlarını çatıp. "Boşuna yoruluyorsun, ben giderim." Yanağımdan makas olup, parmaklarını dudağına götürdü. Şu hareketini çok seviyordum. "Arabam yoruluyor." dedi odadan çıkarken. "Ona da yorulsun diye para verdik."

Arkasından laf yetiştirmenin bir faydası olmayacağı için banyoya girdim. Duş alıp çıktığımda, siyah pantolon, siyah kazak gün kurtaran kombinimi üzerime geçirdim.

Saçlarımı hızlıca kurutup, siyah da bir bere geçirdim. Belirtmeme gerek yok ama siyah şişme montumu da alıp odadan çıktım.

Botlarımı giyip, çantamı da vestiyerden alırken, Efenin dün bıraktığı poşeti gördüm. Saate bakıp daha vaktim olduğuna kanaat getirince poşeti açtım.

İçindeki önce küçük kutuyu alıp açtığımda, kaçırıldığımda boynumdan koparılan kolyemi gördüm. Neşeyle elime alıp hemen boynuma taktım.

Bana aldığı ilk hediyeydi ve boynumdan çektiklerinde acıdığına değil buna ağlamıştım.

Diğer paketten bir çift eldiven ve kalın bir şal takımı çıktığında gülümsemem derinleşti. Şalı açtığımda içinden düşen kağıdı eğilip aldım.

'Yanında olduğum sürece ısıtırım. Bunlar yanında olamacayağım zamanlar için gül güzeli.'

Kağıdı katlayıp cüzdanımda saklamak için cebime koydum. Diğer pakette kupa olduğunu düşündüğüm iki kutu vardı. Tahminimi doğrulayan kutuları açtım.

                 Mr. Yiğiter & Mrs. Yiğiter

Kapısının açıldığını işitirken salak salak baktığım kupalardan kafamı kaldırım kapıyı açtım.

Yüzümde gülücüklerle kupaları bırakmadan boynuna sarıldım. Geri çekildiğimde kolyemi görmesi için başımı arkaya atıp boynumu görüş açısına soktuğumda memnunca gülümsedi.

"Cevabım evet olur dediğin için." dedi kupaları gösterirken. Başımı salladım. "Ne zaman baba ne zaman?" diyip kupalara baktım.

"İşte baban bilir." dedi imayla gülüp. Kupaları vestiyere düzgünce bırakıp evden çıktım.

Ellerimizi kenetleyip lojmandan çıktığımızda gerçekten soğuyan hava içimin titremesine neden oldu. Ona gram etki etmeyince arabaya binince sordum. "İçlik falan mı giyiyorsun ya sen?" dedim sitemle. "Hiç üşümüyorsun?"

Arabayı çalıştırıp yola çıktıktan sonra bir bakış attı. "E dedim ya." dedi. "Sen varken bahar bahçe." Tamam tamam inandım bakışları atarken açtığı kalorifere ellerimi uzattım ısınmak için.

"Nazlı gülüm." dedi okulun önünde geldiğinde. "Dikkat et kendine." Başımı sallayıp, yanağına bir öpücük bıraktım. "Sen de yüzbaşı." dedim arabanın kapısını açıp. "Akşam görüşürüz." Gülümsedi. "İnşallah."

yâr'a iziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin