48

884 60 29
                                    

                                     siz: sana inanamıyorum

yüzbaşım ♡ : napmam gerekirdi

                               siz: balkondan kaçmaman?

yüzbaşım♡: kaçmadım
annene öyle görünmek istemedim
sürekli evinde olduğumu düşünse bırakıp gider mi

                                siz: mantıklı mantıklı   
                                konuşma bana trip        
                                atamıyorum.

yüzbaşı ♡: akşama sizi yemeğe çıkaracağım
tanışayım böyle güzel bir kızı kim yetiştirmiş

Gülümseyerek telefonu yanıma koyduğumda annemin beni izlediğini farkettim. "Güller açıyor yüzünde." dediğinde başımı sallayıp kucağına zıpladım.

Kollarımı boynuna dolarken, morlukları kapatıcıyla kapatsam da kazağımı bileklerime kadar çektim. "Çok mutluyum annem." dedim neşe sesimle yayılırken.

Benim anne dediğimi duyunca Efe yatak odasına kaçmış ordan da balkondan kendi balkonuna geçmişti.

Annem onu oklavayla kovalayıcak bir potansiyele sahip olmasa da, dediği gibi sürekli gözü üstümde olurdu. Burda olmasa bile, emindim.

Ama yine de bununla dalga geçmeyeceğim anlamına gelmezdi. Koskoca yüzbaşı, annemden korktu kaçtı diye dedikodusunu edecektim sonra.

"Çok özledik seni." dediğinde kucağında kayıp başımı dizlerine koydum. "Ben de." dedim iç çekerek. "Ama burda da çok iyi bakıyorlar bana."

"Öğrencilerimin aileleri diziyor resmen dolabımı." dedim heyecanla anlatırken. "Peynirler, yağlar havalarda uçuyor." Kıkırdadım. "Geçen bir tanesi dana kesmiş. Etim bile var bir sürü."

Annem yüzündeki gururla beni izlerken saçlarımı okşadı. Bu beni mutlu etse de, Efenin hiç böyle sevilmemiş olması gözlerimi doldurdu.

"Noldu güzel kuzum?" Dudağımı büzüp yanağımı okşayan elini tuttum. "Efe." dedim buna nasıl bir tepki verirdi kestirmeden. "Onun ailesi yok." Annemin kaşları çatıldığında doğruldum.

"Çocuk esirgeme büyümüş." Annemin de gözleri buğulanırken başını salladı. "Sen varsın." dedi. "Eğer gerçekten seviyorsanız birbirinizi, biz de varız güzel kızım. O da benim bi oğlum olacak."

Annemin sıcaklığına bir kez daha sarıldım. "Ölmüşler mi?" diye sorduğunda başımı iki yanıma salladım. "Daha yeni doğduğunda askeriyenin önüne bırakılmış, ailesi bilinmiyor."

Acaba hiç bulmak istemiş miydi? Yani ben oğlunuzum demek için değil de, onu kimin neden bıraktığını hiç merak etmiş miydi?

"Bak Naz, o çocuğu saha tanımıyorum." dedi annem sıkıntıyla. "Ama asker, vatana hizmet her yiğidin harcı değil, iyi çocuktur eminim." Öyleydi, bu benle alakalı değil. Gerçekten çok iyiydi.

"Öksüzü yetimi üzmek çok günah kızım." Saçlarımı öpüp gözlerimin içine baktı. "Onu kırmamaya özen göster. Ama ola ki o seni kırarsa da uzaklaş anneciğim."

"Akşam bizi yemeğe götürmek istedi." dedim onayladıktan hemen sonra sözlerini. O da beni kırmamaya özenliydi. "E ben hazırlasaydım bir şeyler, anne yemeği yerdi o da."

Yanaklarını sıkıp sevdim annemi. "Onu da yarın yaparız Gökçe sultan." Başını salladı. "Peki madem."

..

Üzerime giydiğim koyu yeşil triko elbisenin beline ince bir zincir oturttum. Koyu kahve yeni aldığım çizmelerimi de giyip maşaladığım saçlarımı taradım.

Annem siyah kumaş pantolonu ve bordo kazağıyla ben emekli öğretmenim diye bağırıyordu.

Kananımı giyip çantamı aldığımda kapı zili çaldı. Çok heyecanlıydım. Annemin tepkilerini okumak için sabırsızdım.

Efe, siyah pantolon ve siyah gömleğiyle beni şaşırtmasa da her görüşümde kalbimi hızlandırmayı başarıyordu.

Beni boydan boya süzüp, görüş açısına annemi aldığında gülümsedi. Elini Annemin eline uzatıp dudaklarına götürürken alnına koyarsa bu işin başlamadan biteceğini biliyordum.

Elini hafifçe öpüp geri çekildi. "Elinizi öpmek niyetindeydim ama bu kadar genç olacağınızı düşünmemiştim."

Annem memnuniyetle gülümserken, bunun için Efeye bir öpücük yazmıştım aklımda. "Efe ben efendim." Annem Efenin hala kopmamış olan elinin üzerine diğer elini de koydu. "Gökçe, oğlum." dedi. "Abla ya da teyze ama efendi değil."

Efe gülümseyerek başını salladığında diğer eliyle dışarıyı işaret etti. "Gidelim mi?"

Birlikte lojmandan çıkarken annem daha önden yürürken Efenin arkada oluşuyla ben de adımlarımı yavaşlatmış Efeyi beklemiştim.

"Çok güzelsin." Dudaklarım yavaşça kıvrıldı. "Ve annen burdayken seni izleyemeyeceğim için üzgünüm." Ben de dedim içimden. Ben de yarım kalan sevişmemiz adına üzgünüm.

yâr'a iziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin