60

644 102 35
                                    

Şu an heyecandan dizlerim titreye titreye geldiğim, ya anlaşamazlarsa diye karnıma kramplar girerken saçlarımı beyazlattığım iki adamın annemle beni kenarda bırakıp tavla oynayışını izliyordum.

Eli dizinde, başı önde uslu çocuk oynayacağını düşündüğüm sevgilim de, kırk yıllık mahalle esnafı gibi babamla futbol muhabbeti döndürüyordu.

"Kalk da bir kahve yap." Annem dürttüğünde başımı sallayıp ayağa kalktım. Mutfağa giderken kapının çalmasıyla annem de ayaklanıp kapıya bakmaya gitti.

"Kimmiş anne?" diye seslenirken cezveye kahveleri koydum. "Evren geldi kızım." Gözlerim yuvalarından fırlarken koşarak salona geçtim.

Evren, Efenin elini sıkıp gülümsedi. "Evren ben." Efenin ılımlı bakışları birden kendini soğuk rüzgarlara bırakırken elinin de sıklaştığı beliren damarlarından anlaşılıyordu.

Evren mahalleden çocukluk arkadaşımdı, bir zamanlar bana aşık olduğunu söylese de bunun bir çocukluk hevesi olduğuna kanaat getirip arkadaş kalmıştık.

Evrenin acısı yüzüne vururken Efe elini çekti. "Efe." dedi boğazını temizleyip. "Memnun oldum Evren." Evreni söylerken gözleri bana değdi.

Alt dudağımı ısırıp gözlerimi kaçırdığımda mutfağa döndüm. Ben nerden bileyim Evrenle karşılaşacaklarını? Bilsem öyle atıp tutar mıydım sabah?

"Eski sevgilin." Arkamda birden beliren bedeni ve kulağıma fısıldayan sesiyle yerimden sıçradım. "Geniş bir adam asla değilim Naz." dedi ona döndüğümde.

Bir nefes alıp seslice üfledim dışarı. "Bak öyle değil mevzu." dediğimde başını iki yana salladı. "Ben yani o benim eski sevgilim falan değil."

Tek kaşını kaldırıp öyle mi derce baktığında içeri Evren girdi. "Maalesef değilim Efecim." dediğinde Efenin elaları gerçekten alev aldı. Maalesef kısmında başlayan yangın Efecim kısmında  daha da harlanırken Evrene ters bir bakış attım.

Efe de aynı şekilde Evrene  dönerken, Evren tezgaha yaslanıp elmalardan birini aldığında keyifle ısırdı. "Sana kaptırmışız."

Kaptırmak? Reyonda son kalan indirim ürünü müyüm ben ya? Ne yapmaya çalıştığını anlamadığım Evren, şu dakika sinirimi bozarken Efe boynunu kütletti. "Ne diyorsun lan sen?"

Efenin zaten gerdiliği çok açıkken Evrenin üzerine oynamasıyla işin rayından çıkacağı çok belliydi. Annemin gelmesi için içimden dualar ederken Evren, Efenin karşısına dikildi.

"Bunca yol didindim alamadım. Ne yaptın da ağına düştü merak ettim." dediği sırada ben tokat atmaya yeltenecektim ki Efe çoktan kafayı gömmüştü.

Dudaklarımdan dökülen çığlıkla annem, ardından da babam kapıda görüldü. Efe yere serdiği Evreni yakasından tutup kaldırırken, o an sırası mıydı bilmiyorum ama iki metrelik adamı tek eliyle kaldırmış olmasını hayranlıkla izledim.

"Noluyor burda?" Efe kontrol altına almayı denediği öfkesini sesinden bile belli ederken Evren kanayan burnunu tutuyordu.

"Aileye almak üzere olduğunuz adamın caniliğini görüyorsunuz." dedi sızlanarak. Babam çatık kaşlarıyla bana döndü.

"Müsadenizle dışarıda devam edeceğim." diyip Evreni de yaka paça vaziyette peşinde sürükleyerek mutfaktan çıktı Efe. 

Ellerim stresten terlerken babamdan bakışlarımı kaçırıp mutfak halasının desenlerini inceledim. Annem yeni almış olmalıydı. Ya da ben mutfakta azar işitmemiştim hiç.

"Ne yaptı o piç?" dedi babam yanıma yanaşıp yüzümü kaldırırken. Nazar değirdiğimi düşünüyordum. "Baba, Efe öyle biri de-"

"Piçten bahsediyorum. Evrenden yani." Babamın lafımı bölüp konuşmasıyla nefesimi rahatça verdim.

"Bak kızım." dedi babam bana sandalyeyi işaret edip kendi diğerine otururken. "Ben Efenin içini dışını bilmem." Ben anlatırım baba. Onun ne iyi biri olduğunu ben söylerim.

"Ben seni bilirim." dedi yanağımı okşayıp. "Senin Evreni reddettiğin günden beri, doğru kararlar verebilecek olgunlukta olduğunu bilirim.

Şaşırmıştım. Babamın bunu nerden ve nasıl bildiğini anlamayarak baktım. "İlk kez bir adamın elini tutmuşsun, onu da almış bana getirmişsin."

Gülümseyerek başımı salladım. "Belli ki doğru adam olduğunu düşünüyorsun." İç çekti. "Belli ki de doğru bir adam."

Arkasındaki annemi işaret etti. "Anlattı bir şeyler annen." Dizlerimde duran ellerimden birini alıp tuttu. "Zaman içinde fikrin değişmezse ve bende bir yanlışını görmezsem, biliriz ki ayrı ayrı iki doğru birlikte de doğru."

Demek istediğini anlamıştım. Bazen bazı şeyler birbirine uymazdı. Yapboz parçalarının da bir kötülüğü yoktu ama hepsi birbirine geçmezdi. Önemli olan doğru olmak değil, birbiri için doğru olmaktı.

"Bu az önce yaptığı." dediğinde lafa atladım. "Baba normalde." O da benim sözümü kesti ama normalde de anormalde de Efe kim olursa olsun onu döverdi. Yalan söylemekten kurtulduğum için sözümü kesmesine sevinmiştim.

"Benim için yanlış değil." dedi omuz silkip. "Benim de dövesim geliyordu zaten o çocuğu." Annem gülmesini tutamayarak aramıza girdiğinde Efenin aradığını gördüm.

Babam göz ucuyla ekrana bakıp ayağa kalktı. "Söyle de ekmek alsın gelsin." dedi. "Akşama balık var."

yâr'a iziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin