5

2.2K 126 33
                                    

Neyin derininde boğulurum bilmiyordum ama rezilliğimde boğulacağım kesindi. Asker adam, su uyur düşmen uyumaz misali uyurken bile kalp gözü açıktı heralde.

Ya da uyumuyordu. Emin değildim. Bak Naz, bir eski daha. Asla o an ne yaptığını bilemezsin. Seni sevip sevmediğine bile emin olamazsın. En önemlisi ya sana yalan söylerse? Asla çaktırmaz.

Yaptığımı fark ettiğim şeyle bacaklarımı Sandalyeden indirip doğruldum hızla. Adamla sevgili olunup olunamayacağının çetelesini tutuyordum resmen. Gidip yatsam iyi olacak.

...

Okuldan çıkarken gördüğüm askeri araçla adımlarımı hızlandırmış, içindekileri seçebilme umuduyla göz gezdirmiştim. Ama göremeyince, bunu neden yaptığımı sorgular olmuştum.

Hayalimdeki gibi mi değil mi diye mi merak ediyordum? Yoksa tüm merakım sadece o muydu? Sinirlerim iyice alt üst olmuştu bir kaç günde. Sırf gizemli diye bu kadar ilgilenmem saçmaydı.

Eve gireceğim sırada açılan kapısıyla kalbim hızla atmaya başladığında yutkundum. Deliğe taktığım anahtarı çeviren elim bu düşünceyle titrerken toparladım.

"Yenge." Onun olmayan sesle, bana hitap edilip edilmediğini anlamak adına önce çevreye bakmıştım. Benden başka kimse yokken, arkama dönüp kapısında duran geçen gün Emre diye hitap ettiği çocukla gözgöze geldim.

Elinde tuttuğu kase, benim dün çorba getirdiğim kaseydi. "Komutanım bunu size vermemi istedi." dediğinde kaşlarımı çattım. Ne yani kendisi veremiyor muydu?

Kaseye uzandığım sırada "Bu arada yengen değilim." dedim. Afallayan surat ifadesiyle sessiz kaldığında yeniden kendi kapıma dönüp kilidi çevirdim.

Sonra içimde kalacağına diyerek yeniden Emreye döndüm. "Neden kendisi veremiyor?" dediğimde elini ensesine atıp saçlarını karıştırırken söyleyip söylememek arasında kalmış ama muhtemelen cevap bekleyen bakışlarıma dayanamayarak yanıtlamıştı sorumu. "Göreve gitti."

Yutkunup başımı salladım. "O haliyle mi?" dedim endişelenirken. Zaten yaralı değil miydi? Emre alayla gülüp elini ohoo derce salladı havada. "Komutanım ağzıyla bile silah sıkar yenge." dediğinde güldüm.

"Yengen değilim demiştim?" dedim ayakkabılarımı çıkarıp kapıdan içeri girerken. "Nasıl değilsin ya?" dedi kendi kendine konuşur gibi. "Ben çok emindim."

Dilimi damağıma vurup kaşlarımı kaldırdım. "Değilim işte. Sadece komşuluk yaptım." diyerek boştaki elimi ona uzattım. "Bu arada Naz." dediğimde "Emre." dedi elimi sıkmakta tereddüt etse de. "Ben kaynın sayılırım ama sen herkesin elini sıkmasan iyi olur yenge."

Cümlesini şaşırarak dinlerken yenge kısmında büyükçe göz devirdim. "Yengen değilim?" dedim yine bastırarak. Omuz silkti, kendini dışarı atıp kapıyı çekerken. "Olmayacağın anlamına gelmez yenge."

yâr'a iziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin