Her zamankinden daha fazla ne düşüneceğimi bilemiyordum. Tüm bu durum, özellikle de son zamanlarda başıma gelenleri ve yaşadığım olayları göz önünde bulundurduğumda, son derece kafa karıştırıcıydı. Ve bunaltıcı... Sanki ne yaparsam yapayım, ne kadar çabalarsam çabalayayım etrafımdaki her şey benden bağımsız bir şekilde gelişiyordu. Kendimi böyle güçsüz ve çaresiz hissetmeye alışkın değildim.
"Tamam, bunu daha sonra konuşuruz." Alnımı kaşıdım. İçimden ise 'Çok, çok daha sonra.' diye düşündüm çünkü şu anda bu konuyla yüzleşmeye hiç hazır değildim. Hem bir çözüm düşünmek için biraz zamana ihtiyacım vardı. "Mesela ikimizin de daha mantıklı düşünebildiği bir zamanda."
"Mantıklı bir fikir, bana kalırsa."
Kratas'ın sarkastik yorumu beni güldürmedi. Damien'ı da. İkimiz de gülemeyecek kadar ciddi bir ruh halindeydik. Gözlerini kara bulutlar gibi kaplayan o ifadeden vazgeçmediğini anlayabiliyordum ve umuyorum ki, o da benim gözlerimden aynı şeyi anlıyordur.
"Eh," dedi Kratas, her şey önceden planlanmış ve biz de sadece bir formaliteyi tamamlamışız gibi bir edayla. "Bu konuda anlaştığımıza göre sırada ne var? Ne yapacağız, Usta?"
Kratas'a baktım. "Bana mı diyorsun?"
Kratas sadece kaşlarını kaldırdı. Sanırım bu bir evetti. Bana odaklanmış, cevabımı bekleyen gözleriyle sabırla bakıyordu. "Şey..." diye başladım cümleme. O an zihnimde beliren tek şey Başkan Eugine'nin sert bakışları ve her şeyi kontrol altında tutmak için gösterdiği o acımasız çabaydı. Gözlerimi kapatıp uzun, ölçülü bir nefes aldım. "Öncesinde Başkan Eugine'ni oyalamak için bir şeyler yapmam gerekiyor. Biliyorsunuz, bir şeyler karıştırdığımızdan şüphelenmesin falan diye. Ona ne kadar boyun eğdiğimizi düşünürse, biz de o kadar güvende oluruz."
"Ona ne şüphe."
"Ben ciddiyim, Kratas."
"Biliyorum, biliyorum... Ben de hayatımda hiçbir konu hakkında bu kadar ciddi değildim. Ama cidden, ne yapacaksın?"
Kratas konuşurken Damien bütün sessizliğiyle bana bakıyor, beni dinliyordu. Ne yapacağımı düşünürken çene hattımı ovuşturdum. Fikir, aniden geldi. Kabul ediyorum, pek sağduyulu bir plan değildi ama biliyordum ki bir süre iş görürdü. Neredeyse neşeli bir şekilde "Hadi, birlikte alışverişe gidelim!" diyerek koltuktan fırladım. Kratas ve Damien bana aynı anda baktılar. Kratas muzip - hüzünlü bir ifadeyle gülümserken Damien kolunu koltuğun arkasına atarak iç çekmişti. Doğru ya, çar çur edecek param yoktu benim. Başkan Eugine'nin bana gönderdiği bir yığın parayı düşündüm. O pisliğin parasını harcamak istemiyordum ama zaten planım ona hizmet etmek falan değildi. Sadece onu bir süre oyalamak için bir oyuncak yapmalıydım. Bunun için de birkaç yeni, ise yarar malzemeye ihtiyacım vardı çünkü çalışma odam hâlâ bir hurda alanından farksızdı. Orada işe yarar tek bir metal bile bulamazdım. İşimi ne kadar özlediğimi fark etmek can sıkıcı olmaktan öte can yakıcıydı. O kadar uzun süredir bu mesleği yapıyordum ki çok önemli bir parçamı kaybetmiş gibi hissediyordum. Umut bedavaydı sonuçta. Belki bir gün işlerim yeniden düzelirdi; Ama bugün değil, diye ekledi içimden bir ses. Sonuçta günlerdir tek bir iş bile alamamıştım.
Dışarıda hava yürüyemeyecek kadar soğuk olduğu için kemiklerimiz donmadan önce dükkana gitmeyi başardığımızda kendimi şanslı hissettim. Ben ihtiyacım olan her şeyi toplarken Kratas taşıma işini, Damien'da ona söylediğim şeyleri getirmeyi üstlenmişti. Birkaç iletken teli, metali ve plazayı Kratas'ın kucağındaki yığının üzerine koyarken Kratas gürültücü bir şekilde iç çekti.Bu kadar şeyle ne yapacağım hakkında en ufak bir fikri yoktu ve görünüşe göre de bu konuda pek meraklı değildi. Ne büyük kayıp. Onu özellikle duymazdan gelip ilgili bir ifadeyle parlak, grimsi bir metal yığınına dokunduğumda “Bunlarla ne yapacaksın? Bir uzay gemisi mi?” diye sordu, alayla...
![](https://img.wattpad.com/cover/368244829-288-k675815.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gladyatör: Cesur Ruhlar (3)
Teen Fiction"BU, KARANLIĞIN İÇİNDE YALNIZCA BİR IŞIK TANECİĞİYLE YOL ALMAK GİBİ." Vanessa, Yeniden Yeraltı Şehri'ne dönen Damien'ın yokluğuna alışmaya çalışırken ondan uzak durmayan bir parçasının olduğunu fark etmesi uzun sürmez. Kader ne olursa olsun ikisini...