44.Bölüm: "İstersen beraber girelim."

977 69 33
                                    

"Ya acaba girmesek mi? Bir yerimizi falan kırarız. Gerek yok yani." Kerem gelene kadar gitmememiz için bizi ikna etmeye çalışmıştı. Ama grupça karar vermiştik bir kere. Patenimin bağcığını bağlarken konuştum.

"Ne abarttın Kerem ya. Olmaz bir şey. Rahat ol biraz."

"Ya güzelim olamıyorum. Ya bir şey olursa?"

"Kötüyü çağırıp durma Kerem malı. Gelene kadar söylendin zaten. Başım şişti. Sus az."

"Harbi amına koyayım." diyerek ayağı kalktı ve pistin girişine yöneldi Barış. "Ayrıca ben videoları falan izledim. Gayet bas- Ananı!" Barış piste adımını attığı gibi göt üstü düşünce hepimiz gülmüştük.

"İyi misin lan?"

"Ananı sikeyim. Götüm kırıldı galiba. Bir daha hiç sıçamayacakmışım gibi sızlıyor." Kerem ve Yunus'un yardımıyla Barış zor da olsa ayağı kalkıp poposunu ovmuştu. "Anam anam."

"Ne oldu Barış? Çok basit falan diyordun."

"Kes be kes. Kolaysa sen gir."

"Ben hiçbir zaman iddialı olmadım. Ama girer girmez de düşmem heralde." diyerek piste girsem de maalesef ben de düşmüştüm. "Hay ananı..." Kerem gelip beni kaldırdığında bir kez daha deneyerek piste girsem de yine düşmüştüm. "Ya sikeceğim ama!"

"Şşt. Çok ayıp." Kerem'e gözlerimi devirip Yunus'un yardımıyla ayağı kalktım.

"Aga siz malsınız. Ben giren herkesi izledim. Öyle pat diye atlarsanız düşersiniz tabi. İzleyin abinizi." Yunus piste girdiğinde bizim aksimize düşmemişti. Tuğçe'yi de ellerinden tutarak piste çektiğinde Kerem de aynı hareketi benden bekleyerek bana döndüğünde Barış Alper beni kolumdan tutarak piste çekmişti bile.

"Allah!"

"Bağırma mal!" İkimiz bu sefer düşmeden buza ayak bastığımızda zaferle beşlik çaktık. Kerem'e bakmak için arkamı döndüğümde onu diğer tarafa giderken gördüm. "Kerem!" Bana döndüğünde ona doğru yavaşça kaydım ve açtığı kollarının arasına girdim. Sarıldığımız gibi düşmemiz bir olmuştu. "Of ya!" Gireli beş dakika falan olmuştu ama ben düşmekten başka hiçbir şey yapamamıştım.

"İyi misin güzelim?"

"İyiyim iyiyim. Sen?"

"İyi. Kalk hadi." Kerem ile zar zor ayağı kalktığımızda Barış'ın sesiyle arkamıza döndük.

"Geliyorum ulan!" Arkamızı döndüğümüz gibi Barış üstümüze geldiğinden üçümüz beraber yere düşmüştük.

"Ya siktir git Barış!"

"Kalk üstümden gerizekalı." Barış üstümüzden kalkmaya çalışırken tekrar düştüğünden canım acımıştı. "Aptal." Onu üstümden atıp ittirdiğimde Barış kolları ve bacakları açık bir şekilde buzda yatıp kayarak ilerliyordu.

"Gidiyom!"

"Gelme lan bir daha." Barış yavaş yavaş uzaklaşıp diğer insanların arasından yerde kayarak geçerken Yunus ve Tuğçe de bizim yanımıza gelmişti.

"Ne güzel düştünüz lan öyle. Enayiler."

"Kes be kes. Ben Tuğçe'mi alıp gidiyorum."

"Siktir git kızım. Benim sevgilim o."

"Eee yani?"

"Yanisi siktir git." Yunus'a nah çekip Tuğçe'yi elinden tutup peşimde sürükledim. Biz el ele zar zor kaymayı becerirken hala yerde yatan Barış kayarak arkamızdan geldiğinden ona takılıp düşmüştük. Kerem ve Yunus da gülerek yanımıza gelmişti. Yunus telefonunu çıkarıp bizi çekerken Barış yine uzaklaşnıştı bile. Kerem beni ayağı kaldırınca ben de Barış'ın peşinden gitmiştim.

Ufaklık | Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin