Didn't Happen adlı kitabımdaki Niall ve Deniz çifti içindir. Didn't Happen'ı okumadan bunu okusanız da anlarsanız. Ama eğer ikisini de okuyacaksanız, önce Didn't Happen'ın bitirilmesini tavsiye ediyorum.
14 Ocak 2015
Psikoloji hocamız ultra yakışıklı ama Niall kadar olmayan Mert Hoca genellikle gelen hastalardan bahsederken onu dinliyordum. Eğer Tıp okumuyor olsaydım dersi dinlemezdim ama psikiyatr olmak isteyen biri olarak, en sevdiğim ders buydu. Bundan sonra son bir ders kalmıştı ve ardından Niall'a istediğim kadar tweet atabilecektim! Her an aklımda olması garip bir şeydi. O kadar parası vardı ama bir evi yok muydu da benim aklımda yaşıyordu? Işıl ışıl bakan mavileri aklıma gelince gülümsememi engelleyemedim. On The Road Again Tour'un başlamasına az kalmıştı ve ben gelecek fotoğraflar için heyecanlıydım. Hele Better Than Words'te yaptığı kasık dansı! Aman Allah'ım!
"Deniz, aşık mısın da gülümseyip duruyorsun?" Diyen Mert Hoca'ya sınıf kıkırdadı. Kendisi yirmi beş yaşındaydı. Bense yirmi. Ara sıra bizlere yavşıyordu, gözümden kaçmıyor değil!
"Yine Nail'ini düşünüyordur hocam o!"
Oğuzhan böyle diyince ben gözlerimi devirirken sınıf kahkahalara boğuluyordu. O kadar alışmıştım ki bunun yüzünden dışlanmaya, sesimi çıkarmadım.
"Ah sen One Direction'u seviyordun değil mi? Night Changes şarkısı ve klibine bayıldım açıkçası!" Dedi Mert Hoca bana doğru gelip gülerek.
Herkes susup şaşırırkan Oğuzhan'a döndüm ve alttan orta parmağımı gösterip en gıcık gülümsememi takındım."Ah evet, en güzel kliplerden biri ama Best Song Ever'i izlerseniz daha çok eğlenirsiniz!"
Mert Hoca bana gülümsedikten sonra saatine baktı ve sınıfa döndü.
"Dersin son dakikaları ve ben bir konuşma yapacağım. Gördüğüm kadarıyla insanların müzik zevkleri sizi eğlendiriyor ve dalga geçiyorsunuz. Sizi bilmem ama ben One Direction'un çoğu şarkısını dinledim ve gayet güzeller. İnsanları müzik zevklerine, kilolarına, boylarına, dış görünüşlerine, dinine veya başka şeylere görr yargılamayın. Önemli olan insanın kalbidir. Ve Oğuzhan, geçen Deniz'e hakaretler ettiğini duydum. Senin elli aldığın sınavdan doksan alması seni biraz düşündürmeli bence. Bugünlük bu kadar! Bir sonraki derste görüşmek üzere doktor adayları!"
Sınıf Mert Hoca'nın konuşmasıyla şaşkına uğrarken, kızlar daha bir etkilenmiş, Oğuzhan ise şaşkınca arkasından bakıyordu. Bense sadece gülümsedim ve çantamı toplayıp arkasından koştum.
"Hocam!" Diye seslendiğimde bana döndü. Gülümserken onun yanına varmıştım.
"Beni koruduğunuz için teşekkür ederim."
Bana karizmatik gülümsemesinden bahşetti ve elini omzuma koydu.
"Önemli değil. Ben bir psikoloğum ve bu tür şeyler benim işim. Ne kadar güçlü ve olgun bir kız olabildiğini görüyorum. Sen de gelecekte çok iyi bir psikiyatr olacaksın Deniz, Mert Hoca söyledi dersin."
Gülüp arkasına dönerken ne iyi adam diye düşünmeden edememiştim. Yalnız başıma Gökçe ile buluşacağımız bahçeye inerken telefonumu çıkarmıştım. Bütün sayfalardan çocukların iyi olup olmadığını, neler yaptığını kontrol ettiğimde stüdyoda olduklarını, Londra'nın kar yağışlı olduğunu öğrendim. İyi olmaları yüzüme bir gülümseme yerleştirirken Gökçe diye tahmin ettiğim kişinin elimden telefonu almasıyla kafamı kaldırdım. Ama karşımda gülerek telefonumda habere bakan Oğuzhan duruyordu.
"Stüdyodalarmış bla bla bla. İnşallah dağılır veya kaza falan yaparlar!"
Anlamıyordum. Birinden böylesine nefret etmek niyeydi? Onlar ne yapmıştı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Of Me / NH
Fanfiction'' 'Cause all of me Çünkü her bir yanım Loves all of you Aşık her bir yanına Love your curves and all your edges Tüm çıkışlarını ve uç noktalarını seviyorum senin All your perfect imperfections Tüm o mükemmel kusurlarını'' Hayatımı adadığım...