◐ Bölüm 10 ◑

359 29 0
                                    


Başımı arkaya atıp koltuğa koydum. Gece her şeyi gizleyen, en harika şeydi. Bütün kusurları yok ederdi. Hayatımın yaşanabilir hale gelmesini sağlayan karanlıktı. Beni gizleyen karanlık.

Aniden ışık açılınca gözlerimi kapattım. Şimdi değil. Şimdi biraz karanlığa ihtiyacım var. " Ne yaptığını sanıyorsun sen? "

Ah. Tutku eşofman altıyla karşımda duruyordu. Anlamayan gözlerle bana baktı. Yarı kapalı gözlerim izinsiz ışık girmesin diye kısıldı. Ayak tabanımı koltuğa yerleştirdim, dizlerimi kollarımla sarıp başımı dizime yasladım.

Mutfağa gidişine bakmak yerine yerdeki beyaz zemine baktım. Elindeki saydam bardağı bana uzattı. Beyaz renkli sıvıyı görünce ağzımdan bir kıkırtı çıktı. " Yine kafanda neler kuruyorsun? "

Kafamda kurduğum tonlarca şey vardı. Kasılan vücudum ve asılan yüzümü gizlemek için uğraşmadım. Bu adamın, beni benden daha iyi tanımasından korkuyordum. Bana çocuk derken gizli ruhumdaki çocuğu görüyordu.

Boğazımda kalan tatlı tat sütün içindeki balı unutturmamaya niyetliydi. Çocukken bana süt yapan ebeveynim olmamıştı. Hayat o kadar garipti ki, hiçbir bağım olmayan bu adam ilk defa benim için süt hazırlamıştı.

" Burada kalmaya devam edecek miyiz? "

" Burayı sevmiyorsun değil mi? " Buna verecek cevabım yoktu. Buraya karşı hiçbir fikrim yoktu. Düşünecek konular peş peşe sıraya dizilince beynim yangın alarmı vermişti, düşünen hücrelerim de kapı dışarı edilmişti.

" Daha ne kadar beni korumaya devam edeceksin? "

" Dediğim gibi. Baban benim için yeri doldurulması mümkün olamayan ender kişilerden biriydi. Bir kızı olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. Bunu neden yaptığımı sorguluyorsun ya, yapma. Belki vicdan azabı çekiyorum. Bu yüzden seni korumak istiyorum. Belki de sana ait olan paraları istiyorum. Bunu bilemezsin. "

Üzerime zimmetli bir para yoktu. " Bana ait değil. " Bu paranın varlığına inanmıyordum. İnsan bir anda zengin olamazdı. Kumarbazlar hariç. Ben kumar ya da sayısal loto oynamamıştım. Veya yılbaşı piyangosu almamıştım.

" Resmi olarak değil. " Para başıma daha çok dert açardı.

" Holding ikinizin. Eşit paylara sahiptiniz. Ortak olduğunuza göre neden sadece babam öldü? "

" Benim hayatım risklerle dolu. Her gün ölümle yaşıyorum. Her an. " Para için öldürülen insanların olması trajikti. İnsanlığını aldıran kişiler vardı. Beni korumak istemesinin nedenini bilemezdim. Ama istediği param olsa beni kurtarmayı seçmezdi. Ölüme terk ederdi.

" Parayı alınca kaçmayı mı düşünüyorsun yoksa? "

Kaçmak diye bir şey yoktu. İnsan kendinden kaçamazdı. Kaçacak olsam burada olmazdım. Yaşadığım onca zorluğa rağmen İstanbul'da kalmaya devam etmezdim.

Yirmi yıl içinde bir kere bile şehir değiştirmememi açıklayan tek şey buydu. Aslında şu anda ilk defa kaçmıştım. Düşüncelerimden kaçmak için belki. Aklımın en dibine itmeye devam ettikçe gün yüzüne çıkıyorlardı bu düşünceler. Onların varlığını kabul edersem beni kendilerine zindan ederlerdi.

Karanlığın kötü yanı buydu. Bazen aklımı işgal eden düşünceler hep karanlığı severdi. O zaman bir ses arardım. O ses benim aklımı kaçırmamam için yardım ederdi.

Boş bardağı masaya koydum. " Teşekkürler. " Odaya doğru yol alırken cevap vermeyeceğini bildiğim halde arkamı döndüm. Bıraktığım bardak elinde ileri geri sallanıyordu.

TECRÜBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin