" Sevdiğini belli et , gizlemek başkalarına fırsat vermektir. "
Necip Fazıl KısakürekBölüm Şarkısı:
Ellie Goulding/ BurnBugün güzel bir gündü. Başlangıçların günün akışını değiştirdiğine inanıyorum. Güzel bir başlangıç da güzel bir günü getiriyor.
" Günaydın genç mimar. " Asrın seslenince ona doğru dönüp reverans yaptım. İçim içime sığmıyordu. Bir mesleğim vardı. Geleceğimi garantileyen bir işim olacaktı. Bu benim kurtuluş biletimdi. Ve ben onu almaya hak kazanmıştım. Yapmam gereken şey, onu almaya gitmekti. Bu da üniversite oluyordu.
" Ben bile kampüsü özledim. Resmen teşvik oldum. Babam bunu duymak isterdi. " deyip güldü Çetin. Babasıyla bitmek bilmeyen problemleri kısa süreli de olsa kontrol altına alınmış görünüyordu.
" Bu yıl da kaydını dondurmaya kararlı mısın? " diye sordum. Çetin kendi kararları peşine düşmekten çekinmeyecek bir çocuktu. Dişçi olmak istediğini sanmıyorum. Okulu bıraksa şaşırmazdım.
" Ya bana bakar mısınız? Çocuğunun dişi ağrısa onu bana emanet edebilir misiniz? " Ellerini saçlarına geçirdi.
" Yapman gereken bir şey vardı ya, bence onun vakti geldi de geçiyor. " diye araya girdi Asrın.
" Okulu bırakmak gibi mi? " diye sordum. Bu konuşmaya benzeyen konuşmalarına şahit olmuştum. Asrın başını sallarken Çetin sessiz kaldı. Zor bir seçimdi. O bölümü kazanmak kolay değildi. Ve bir yerde emeği boşa gidecekti. " Gelecekte istemediğin bir hayatı yaşamandan iyidir. " diye mırıldandım.
" Kızlar geliyormuş. Gözün aydın. " diye konuyu değiştirdi Çetin. İkizleri özlemiştim. Benim için geliyorlardı. İzmit'e iyi ki gitmiştik. Onları başka türlü tanıyamazdım. " Keşke Gizem de gelseydi. " Teklifimi kibar bir dille reddetmişti. Sanırım Tutku ve Asrın'la araları düzelmemişti.
" Keyfi bilir. " diye homurdandı Asrın. Yanaklarını şişirip dudaklarını büzdü. Ona kızgındı. Dostlukları eskiydi ve bir anda sekteye uğramıştı.
" Saplantısından kurtulursa gelir. " diye mırıldandı Çetin. Bu kelime bana Cem'i hatırlatıyordu. Derin'e duyduğu saplantılı duyguyu.
Asrın gözlerini devirdi. Benim yaptığım tek şey, tepkisiz kalmaktı. " Tutku duymasın. " Asrın onu uyardıktan sonra Işıl'ın yanına doğru yürüdü. Işıl için kahvaltı henüz sona ermemişti. " Biraz daha süt ister misin? " Asrın boş bardağı kaldırdı.
" Bal da olsun. " Işıl arkasından seslendi. Araları biraz daha iyiydi. Zamanla rayına gireceğini varsayıyordum. Işıl için biraz zordu.
" Sen okuldayken bana kim bakacak? " Işıl yeşil gözlerini bana çevirdi. " Aslı gelmezse. " diye tamamladı.
Yanına doğru gidip sandalyesinin yanındaki boşluğa eğildim. Şimdi benden uzundu. " Annenin işleri sandığımızdan daha uzun sürecek güzelim. Ama gelecek. " deyip saçını okşadım. Yüzündeki ifade donuklaştı. Yine de omuz silkmekle yetindi.
Asrın doldurduğu bardağı Işıl'ın önüne koydu. " İşte geldi. "
Işıl, Asrın'ı gözlemliyordu. Aklına bir fikir gelmiş gibi durdu, yüzü aydınlandı. " Asrın'ı görmek isteyecektir. Kesin döner. " Omuz silkip bardağı aldı. Bütün gözler ona çevrilmişti. Benimkiler Asrın'la onun arasında gidip geliyordu.
" Asrın'ı özlemiştir. " deyip yüzünü buruşturdu. Bakışlarımı yere indirdim. Asrın'ın dilemesi gereken çok özür vardı. Telafisi kolay olmayan hatalarından rahatsız olmaya başlarsa bu mümkün olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TECRÜBE
Ficção Adolescente๑۩⋂۩๑ Kırılgan kalbi dışında kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, hayatı yeni öğrenen bir kız. Kaybedecek çok şeyi olan, kendini affedemeyen bir adam. Sonbahar ve kışın hikayesi. Arada kalmış ve arada bırakmış. ๑۩⋂۩๑