"Bu dünyada iki tür insan vardır. Umutsuz romantikler ve gerçekçiler." (Stuck in Love)Her gün yeni bir odayı arıyordum. Her biri boşuna geçen zamanın simgesi olmuştu. Aranacak oda kalmayınca ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Aslı Aksu'nun intihar belgesi evinde bir yerde gizliydi.
Kendini güvenceye almak için onu en yakınında tutuyordu. Evinde. Aslında araştırmak istediğim oda çalışma odasıydı. Aslı Aksu'nun azımsanmayacak kadar uzun süresini geçirdiği odası.
Sırlar her yerdeydi. Herkesin kendine ait bir sırrı vardı. Keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok şey vardı ki. Işıl'ın yanından ayrılmak için uygun fırsat bulmam gerekiyordu.
" Sıkıldın mı Damla? " dedi, yeşil gözlerini bana çevirdi. Üst dudağını yukarı kaldırmıştı. Elleri düzensiz hareket ediyordu. Çok hareketli bir çocuktu. Hiperaktif olma ihtimali üzerinde duruyordum.
" Sanırım. Sen sıkılmadın mı? " diye sordum. Başını salladı. " Dışarı çıkabilirdik. Ama birkaç saat sonra baban gelecek. " dedim, bir yandan da saate bakıyordum.
Bugün kalabalıktı burası. Benim için güzel bir durum olmasa da bu küçük kız için için çok seviniyordu. Babasına özel bir sevgi besliyordu. Aralarında güzel bir baba, kız ilişkisi kuruluydu.
" Haklısın. Yapman gereken bir şey var mı? " diye sordu. Bana karşı tutumunu çok seviyordum. Gizliden gizliye bir anlayış vardı gözlerinde.
" Sen odanı toplamaya çalışsan. " dediğimde yüzünde korku dolu bir ifade belirdi. Bu en iyi seçeneğimdi. Odasını toplaması çok uzun sürüyordu. Çalışanları etrafına toplaması bir yana, benim açımdan çok uygun bir fırsat oluşturduğunu söyleyebilirdim.
" Ama bu onların işi. " diye bağırdı. İşaret parmağımı dudağıma bastırıp susmasını işaret ettim. Patavatsız bir çocuktu. Küçümseme huyu yok olmadan hız kazanıyordu.
" Odanı toplamak da senin işin öyleyse. " dedim, teşvik etmeye çalıştım. Gözlerini devirdi.
" Kazancım ne olacak? " diye sordu ellerini ovuşturarak.
" Para mı istiyorsun? " diye sordum hayretle. Bu küçük kızın paradan bol bir şeyi yoktu.
" Hayır aptal. Küçük bir ödülden bahsediyorum. Bir süpriz olabilir. Ya da teşvik edecek bir şeyler. " Yanıma sokuldu. Ben oturuyordum. Ayağa dikilince boyumu geçmişti. Saçlarımı karıştırdı. Küçük bir kızın benimle konuşma şekli gerçekten harikaydı.
" Bunu düşüneceğim. " dedim bir çırpıda. Odasını toplamasını çok istiyordum. Tek bir oda kalmıştı. Çalışma odasını saymazsak tabiki.
" Düşünmeye başla. " İnce bacaklarını sallayarak yürüdü. İştahı yerine gelmeye başlamıştı. Yemek konusunda daha az uğraşıyordum. Bunun kilo olarak geri dönmesini umut ediyorum. Zira bu kızın kilo almaya ihtiyacı var.
" Başladım bile. " Arkasından bağırdığımda kıkırtısını işittim.
Haluk denen adam geleceği için evde yoğun bir çalışma başlamıştı. Herkes bir yanda işini görüyordu. Benim tek işim Işıl'dı. Bu yüzden herhangi bir sorumluluğum yoktu. " Yardıma ihtiyacınız var mı? " Mutfak kapısının eşiğinden seslendim.
Kalabalık bana döndü. Bir kısmı kibarca reddediyor, teşekkür ediyordu. Bazıları umutsuzca başını iki yana sallıyordu. Bir kısım ise başını bile kaldırmıyordu. Konuşmak gibi bir dertleri yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TECRÜBE
Teen Fiction๑۩⋂۩๑ Kırılgan kalbi dışında kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, hayatı yeni öğrenen bir kız. Kaybedecek çok şeyi olan, kendini affedemeyen bir adam. Sonbahar ve kışın hikayesi. Arada kalmış ve arada bırakmış. ๑۩⋂۩๑