Vücuduna sarılan ellerden, ona yaslanan bedenden uzağa kaymaya çalıştı genç kız. Bileğine bir kelepçe misali sarılmış eller yüzünden hareket edemiyordu.Korkarak bakışlarını yanındaki çocuğun yüzüne çevirdi. İçten içe, uyuyor olması için yalvarıyordu. Altında barındırdığı morluklara rağmen gözleri yumuluydu.
Kendisi kadar zayıf olan çocuktan kollarını kurtarmaya çalıştı Yaren. İçinde uyanmasından korkan taraf her şeyi daha çok zora sokuyordu. Çocuk bilinçsiz mırıltılarla kızın elini bıraktı, ellerini önünde birleştirdi ve kendine çekti. Bu Yaren'in serbest kalmasına yol açmıştı.
Kurumayı reddeden göz pınarları görüşünü bulanık bir hale getirmekten başka bir işe yaramıyor, kıza müthiş bir acı veriyordu.
Bir de aciz halini gözler önüne seriyordu. Yataktan destek alıp ayağa dikilince başına giren ağrı dengesini kaybetmesine neden olduğundan ellerini başına götürdü.Kambur bir vaziyette, başı eğik bekledi. Görüşü netleşene kadar böyle kalmayı sürdürdü. Her tarafı isyan bayrağını çekmiş, sızım sızım sızlıyordu.
Yanan gözlerine aldırış etmeden banyoya yürüdü. Yüzüne defalarca soğuk su çarparken kendisine bakmaktan kaçınıyor, eğik başını kaldırmıyordu.
Banyodan çıkarken tutuk beline ellerini yerleştirdi. Başına yerleşen korkunç ağrıya eklenen gurultuyu fark edemeyecek kadar yorgun, tükenmişti.
Dışarı çıkmak için kapıya uzandı. Kapıdan yükselen yoğun gıcırtı boğucu havaya yayılırken çekinerek arkasına baktı. Uyku zayıf bedeni çoktan istila altına almıştı. Çocuk uyanmazdı. Yaren'den bitik vücudu uykuya Yaren'den daha çok muhtaçtı.
Kendini dışarı atarken yeni nefes almaya başlarcasına derin derin soluklar aldı. Ellerini dizine koyup oksijenden yanan ciğerlerine istirahat vermek için aşağı doğru büküldü.
Kendisini o kadar kaptırmıştı ki ona bakan bakışları sonradan gördü. Alışık olduğu kibirli, alay dolu zehir yeşili gözler ona küçümseyerek bakıyordu. Gözlerini kaçırmasına yetecek kadar yoğun bakışlar yalnız alayı barındırmıyordu.
Kızgınlık. Adam kızgın ve hınç doluydu. Kızın ayakları kilitlenmiş, öylece durdu. Adam da ona yaklaşmak niyetinde değildi.
" Nereye gidiyorsun sevgili yavrum? Oğlumun sana ihtiyacı var. Ve sen onu yalnız başına bırakıyorsun çocuğum. "
Yanıltıcı bir tebessümle kıza yaklaştı. Kız titremekten kendisini alamazken adam kendisinden korktuğunu gayet iyi biliyor, bundan memnun oluyordu. Kızın dağılmış haline bakıp yüzüne sevimsiz bir gülümseme ekledi. Sahte şefkatiyle kızın uzun, sarıyla karışık açık kumral saçlarını bir baba gibi okşadı.
Kızın aşağılanan bedeni hıçkırıklarla sarsılmaya can atıyor, kendisini tutmak için büyük bir savaş veriyordu. Adam kızı usulca içeriye ittirdi. Kız mesajı almıştı. İsyan etse olacakları biliyordu. Ona acıyan olmazdı. Acı onunlaydı. Ve onun değişmez parçası olmaktan bir an olsun vazgeçmiyordu.
Gerisin geri odaya döndüğünde adamın gazabını düşünmemeye çalıştı. Yatakta yatan güçsüz beden açılmış gözlerle ona bakıyordu. Babasıyla aynı tonda yeşil gözler ona muhtaçtı. Son kez yaşlı adama baktı. Kalktığı yatağa yerleşti, çocuğu kollarıyla sardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TECRÜBE
Teen Fiction๑۩⋂۩๑ Kırılgan kalbi dışında kaybedecek hiçbir şeyi olmayan, hayatı yeni öğrenen bir kız. Kaybedecek çok şeyi olan, kendini affedemeyen bir adam. Sonbahar ve kışın hikayesi. Arada kalmış ve arada bırakmış. ๑۩⋂۩๑