Ertesi gün, hizmetçiler bizi uyandırmadan gözlerimi açtım.
Sabah güneşinin pastel ışığı alçak bir açı ile camdan içeri sızıyordu. Demek ki daha çok erkendi. Kendimi sıcak ve konforun rahatlığına alıştırırcasma yatakta dakikalarca öylece uzandım. Sonra nerede olduğumu ve nasıl tuhaf bir oyunun parçası hâline getirilmeye çalışıldığımı hatırladım. Gerçek katı ve soğuktu. Dışarıya daha iyi bakabilmek için doğrulup
oturdum.
Roden sessizce "Sen de uyandın mı?" diye sordu.
"Daha fazla uyuyamadım."
"Ben de zar zor uyudum." Bir an bir sessizlik oldu ve Roden "Conner'm seçmediği o çocuklara ne olacağını mı düşünüyorsun?" diye sordu.
İkimiz de, seçilmeyecek o çocuklardan sanki yabancıymış
gibi bahsedilmesinden rahatsız olmuştuk. Yavaşça nefes alıp
verdikten sonra "Cevabı biliyorsun," dedim.
Roden, söyleyeceğim daha iyi bir şey olduğunu umuyormuşçasma içini çekti. "En üzücü şey ise arkamızdan bizi özleyecek kimse olmaması. Ailemiz yok, arkadaşımız yok, bizi
evde bekleyen kimse yok."
"Böylesi daha iyi," dedim. "Ölümümün kimseye acı ver meyeceğini bilmek beni rahatlatıyor."
"Kimseye acı vermezsen, onlara mutluluk da veremezsin." Roden ellerini ensesinde birleştirdi ve alçı tavana baktı.
"Biz kimse değiliz, Sage. Yetimhaneyi aylar önce terk etmeliydim ama yapamadım. Eğitimim ve becerim olmaksızın
dışarıda yapabileceğim bir şey yoktu. Kendi kendime nasıl
bakabilirdim?"
"Tobias tek başına idare edebilir," dedim. "Ticaretle uğraşabilir ya da kendine bir dükkân açabilir. Muhtemelen oldukça başarılı olur."
Roden "Senin planların neydi?" diye sordu.
Omuz silktim. "Benim için önemli olan, hayatta kalabilmekti; her geçen gün." Şu anki ironi bana çok komik
geldi. "Şimdi iki hafta boyunca dışarıda yaşamak zorundayım."
Roden "Conner beni seçmek zorunda," dedi. "Bu, kral veya başka bir şey olmakla ilgili değil. Hepimiz asıl iktidar sahibinin Conner olacağını biliyoruz. Ama benim için hayatımın tek fırsatı olabilir. İstediğim şey sen ve Tobias için deaynı anlama geldiğinden bu size kabaca gelebilir ama tam olarak hissettiğim bu. Geçen gün neredeyse kaçıyordun, hatırladın mı?"
"Evet."
"Keşke yapabilseydin. Ve eğer önümüzdeki iki hafta
içinde böyle bir şans yakalarsan bence onu değerlendirmelisin."
"Bunu bilmek güzel, Roden." İşlerin bu kadar kolay olmasını istiyordu.
Tobias inleyerek "Siz ikiniz neden daha yüksek sesle konuşup tüm malikânedekileri uyandırmıyorsunuz?" dedi.
"Sus," dedim. "Uyandığımızı öğrenirlerse hepsi buraya gelir."
Tobias tek kolunun üzerine dayanıp doğruldu. "Sen veRoden bunca zamandır eski iki dost gibi sohbet ediyorsunuz ve şimdi bana susmamı mı söylüyorsunuz?"
Roden "Şişt!" dedi.
Tobias yatağa geri uzandı. "Conner'ın bugün bizim için
ne planladığım merak ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP PRENS ( Âscendance Üçlemesi - 1)
Historical Fiction4 Çocuk. Tehlikeli bir plan. Ele geçirilmesi gereken bir krallık. Ascendance topraklarının kralı, kraliçesi ve tahtın varisi olan prensi hain bir tuzakla öldürülmüştür. Bir iç savaşın ya da düşman saldırısının başlaması an meselesidir. Conner kralı...