BÖLÜM 9

62 11 2
                                    

Conner, tekrar konuşmaya başlayana kadar bir saat geçmiş gibi hissettim. Nihayet yeniden konuşmaya başladığında sesi o kadar kısıktı ki, hizmetçilerin kulaklarını kapıya dayayıp bizi dinlediklerini düşünüyor gibiydi.
"Planımın ne olduğunu tahmin ettiğine inananınız olabilir," diye söze başladı. "Ama sizden vatana ihanet etmenizi istemediğime emin olabilirsiniz. Aslında dolambaçlı bir şekilde de olsa, bu plan Kral Eckbert'in krallığının ihanete uğramasını önleyebilir. Carthya bir iç savaşın eşiğinde ve çok
az insan bundan haberdar. Ülkede çok köklü bir değişiklik
olacak."
Tobias "Nasıl bir değişiklik?" diye sordu. Hepimizin kafasında aynı soru vardı ancak sözünün kesilmiş olmasından ötürü Conner'ın ne kadar sinirlendiği açıkça belli oluyordu.
"O konuya birazdan geleceğim," dedi. "Size Veldergrath
hakkında söylediklerimi hatırlıyor musunuz? Çok uzun zamandır o gün için planlar yapıyor ve artık kendisine sadık
vekilleri bir araya getirmeye başladı, Böylece, kralın tacını ona vermemiz için geri kalanımızı zorlayabilir. Destekçilerini sessiz sedasız bir araya getiriyor. İki hafta içinde, Carthya'da bir iç savaş patlak verecek. Bu da ülkenin çeşitli saflara bölünmesine neden olacak. Müttefikleri, aileleri birbirine düşürebilir, dostlar karşı karşıya gelebilir ve şehirler birbirleriyle savaşmaya başlayabilir. Binlerce insanın savaşta ölmesi kaçınılmaz olacak. Senin doğduğun ülke olan Avenia, olanları dikkatle izleyecek ve Carthya'ya saldırmak için fırsat
kollayacak Sage. Zengin topraklarımızda ve madenlerimizde gözleri var. Avenia, Carthya'nın en güçsüz anını kollayıp ikiye bölündüğümüz anda saldırıya geçecek ve Carthya'yı yok edecek. Avenia en iyi hâliyle bir pislik yuvası. Daha iyi olmasına da imkân yok." Conner başını benim tarafıma doğru eğdi. "Söylediklerimden ötürü dehşete kapılmışsın gibi yapma Sage. Avenia hakkında söylediklerimin doğru olduğunu
biliyorsun."
Kısık sesle "Evet, biliyorum," diyerek onunla aynı fikirde
olduğumu belirttim.
Tobias "O zaman iç savaşı önlemeyi umuyorsunuz," dedi.
"Ama hiçbir zaman kral olmayı ummadığınızı kendiniz söylediniz."
Conner "Bu sabah size Kral Eckbert'in kaç tane varisi olduğunu sorduğumu hatırlıyor musunuz?" dedi. "Senin cevabın neydi, Sage?"
"İki. Ama Tobias'ın belirttiği üzere, yanılmıştım. Sadece,
tacın varisi olan Prens Darius hayattaydı. Kral Eckbert'in küçük oğlu denizde kaybolmuştu."
"Küçük oğlunun adı Jaron'du. Vekilliğe atandığım günden
beri bana onunla ilgili çeşitli hikâyeler anlatıldı. Bazılarının
gerçek olmasına kesinlikle imkân yoktu çünkü anlatılanlar
gerçek olsaydı kalenin hâlâ tek parça hâlinde ayakta durması
mümkün değildi."
Tobias "Küçük bir çocukken taht odasında yangın çıkardığını duymuştum," dedi.
Roden "Ve daha on yaşındayken Mendenwal kralını düelloya davet etmişti," diye ekledi. "Tabii ki kaybetmişti. Hakkındaki hikâyeler böyle uzayıp gidiyor."
"Hepimiz bu hikâyeleri duyduk," deyiverdim. "Söylemek
istediğiniz nedir?"
Conner "Bırakın da bitireyim," dedi. "Bundan dört sene
önce yaklaşık on bir yaşındayken, Jaron, Carthya'nın her zaman dostu olmuş Bymar'm kuzeyine gönderilmek istendi.
Dürüst olmak gerekirse, oraya sadece yurtdışı eğitimi için
değil, kralı ve kraliçeyi daha fazla utandırmaması için gönderilecekti. Ancak yolda, gemisi korsanlar tarafından saldırıya uğradı. Kurtulan olmadı Geminin parçalan aylar boyunca kıyıya vurmasına rağmen Jaron'ın cesedi asla bulunamadı."
"Bu konu hakkında bir şeyler duymuştum," dedim. "Avenia, o korsanları tutmakla suçlandı. Eğer Kral Eckbert bunu kanıtlayabilseydi, Avenia'ya savaş açabilirdi."
Conner "En azından kendi ülken hakkında bir şeyler biliyorsun," dedi. "Bunu yapan muhtemelen Avenia'ydı çünkü korsan tutmak onlara göre bir iş. Bazıları korsanların Avenia kralından daha fazla güce sahip olduğunu söyler. Ama Kral Eckbert, Avenia'nın sınır komşusu olan Gelyn'in de bu işi yapmış olabileceğini göz ardı edemezdi. Her iki ülkenin de Jaron'un gemisinin battığı sulara kolaylıkla girme şansı vardı."
"Babam bu haberleri dikkatlice takip etti," dedim. "Karşılığında ne verilirse verilsin, savaş istemiyordu."
Tobias "Eğer hâlâ hayatta olsaydı, babam Carthya için savaşmaktan onur duyardı," dedi. "Ben bir korkağın oğlu değilim."
Babamın onurunu korumak için Tobias'ın suratına bir yumruk indirmek kendimi iyi hissettirirdi. Ama babam korkak olmamasına rağmen ne pahasına olursa olsun bir savaşın içinde olmak istemezdi. Onun da benim de uğruna savaştığımız tek gerçek buydu.
"Üç vekil Prens Jaron'un gemisinin kalktığı liman şehri
olan Isel'e gittiler. Öldüğüne veya hayatta olduğuna dair bir
kanıt aradılar." "Hayatta olduğuna dair mi?" Roden öne doğru eğildi. "Jaron'un hâlâ yaşıyor olma ihtimali var mı?"
"Cesedi asla bulunamadı, Roden. Ama eğer Prens Jaron hayatta olsaydı tahtın sıradaki varisi o olacaktı. Ne Veldergrath ne de başka bir asilzade taht üzerinde hak iddia edebilirdi ve böylece Carthya bir iç savaştan kurtulmuş olurdu. Avenia da bize saldıramazdı."
Tobias "Ama bunun iç savaşla alakası yok," dedi. "Eckbert ve Erin şu anda ülkeyi yönetiyor. Onlardan sonra da Veliaht Prens Darius tahtın sahibi olacak."
Conner bize iyice yaklaştı ve şöyle dedi. "Bu hayatınızın en büyük sırrı olacak. Hepsi öldüler. Kraliyet ailesinin üç ferdi de öldü. Gerçeği bilen bir kaçımız, kraliyet ailesinin diplomatik bir görev için Gelyn'e gittiğini söyledik. Cesetleri kalenin altında gizli bir yere gömüldü."
Şok içinde öylece kalakaldık. Nefes almaya korkar hâldeydik. Üçünün de ölmüş olması inanması çok zor bir gerçekti. Bunun düşüncesi bile beni kusacak hâle getirdi ama
bunu engellemeye çalıştım.
"Nasıl öldüler?" diye fısıldadım.
"Cinayet. Akşam yemeklerine bir tür zehir katılmış. Asla uyanmadılar."
Roden "Hiç şüpheli var mı?" diye sordu.
Conner onun sorusunu elini sallayarak savuşturdu. "Saf
olma. Eckbert'in bir sürü düşmanı vardı ve açıkçası onun
arkadaşlarının çoğuna güvenmem. Tüm aile bireylerinin, bir asilzadenin tahta giden yolunu açmak için kurban edildiklerine inanıyorum."
"O zaman bunu yapan Veldergrath mıydı?" diye sordum.
Conner "Çoğu vekile göre şüpheli oydu ama ortada bir kanıt yoktu," dedi. "Kendilerini kral olmaya yakın görenleri belirlememiz ve ona göre yargılamamız lazım."
Tobias "Yani siz Prens Jaron'u bulmayı ve asillerin taht için savaşmasını durdurmayı umuyorsunuz," dedi.
Conner "Tam olarak değil," diye karşılık verdi. "Prens Jaron uzun süre önce öldü ve ben bunu kanıtlayabilirim."
"Nasıl?" diye sordum.
Conner gülümsedi. "Korkarım ki şimdilik bana bu konuda
güvenmenizi istemekten başka söyleyebileceğim bir şey yok.
Bu benim sırrım ve sadece bana ait. Ancak kanıtımdan haberdar olmadıkları için, vekillerin başka bir kral seçilmeden önce Isel'e yaptıkları yolculuk şüpheleri gidermeye yaramayacak. Sizin burada .olma nedeniniz bu. Çünkü gördüğünüz üzere, birçok Carthyanlı'nm, Jaron'un yaşadığına dair az da olsa ümidi var. Yaklaşık dört senedir kimse onu görmedi. Eğer yaşasaydı bugün on dört yaşında olacaktı. Aynı sizin gibi çocuklar. Eminim hepiniz aranızdaki belli fiziksel benzerlikleri fark etmişsinizdir." Bir anlığına sustu ve gülümsemesi suratına yayıldı, "Prens Jaron'un bugünkü olası görünüşüyle ilgili de benzerlikleriniz var. Planım gerçekten çok basit. Konseydekileri, sizlerden birinin Prens Jaron olduğuna
ikna etmek niyetindeyim. "

KAYIP PRENS ( Âscendance Üçlemesi - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin