Mott ve ben, arka girişten Farthenwood Malikânesine girdiğimiz anda baharatlı etin ve taze ekmeğin hoş kokusu aklımı başımdan aldı. Mutfak uzakta değildi."Akşam yemeği yiyeceğim, değil mi?" diye sordum. "Banyonu yaptıktan sonra biri yemeği odana getirecek." "Söyle, Mott, zenginlerin fakirlerden daha kötü koktuğu doğrumu?"Mott kaşlarını çattı. "Bunu neden söyledin?""Görünen o ki Conner'ın evine geldiğimden beri daha sık banyo yapma ihtiyacı duyar oldum. Pirelerim bile beni terk ettiler." Mott kıkırdayarak "Öyle umalım," dedi. Beni, yatak odasının köşesine konulmuş küvette bir kez daha keselemesi için Errol'a teslim etti.Çarçabuk yıkandım. Errol tamamen temizlendiğimden şüphe duyduğunu söyledi. Yarın bir kez daha kirleneceğimi hesaba katarak yeterince yıkandığımı ve meseleyi daha fazla uzatmamasını söyledim. Uzatmadı."Yemeğim nerede kaldı?" diye hırladım. "Conner bugün bizi neredeyse aç bıraktı."Errol "Kısa süre içinde biri getirecektir," dedi. "Acele edin de ve giyinin."
"O zaman dışarı çık ve yemeğimi bekle. Gelince de kapıyı çal."Errol başını salladı ve ben gece kıyafetlerimi beceriksizce giymeye çalışırken odayı terk etti. Eski kıyafetlerim içinde mi diye çekmeceyi kontrol ettim ama hâlâ yoklardı. Eğer yarın da orada olmazlarsa Errol ile konuşmam gerekecekti.Kapı çalındı. Ropdöşambrımı üstüme geçirirken Errol'a içeri girmesi için bağırdım.Biri burnunu çekti ve ben arkama döndüm. Imogen elinde yemek tepsisiyle kapının önünde duruyordu. Yemeğimi getirme görevinin başkasına emredilmesini dilediği çok açıktı. Ben de aynı şeyi diledim.Bu bir şey fark edermiş gibi "Senin Errol olduğunu sandım," dedim.Imogen, Errol'un hâlâ holde olduğunu belirtmek için kapıya baktı. Tepsiyi biraz yukarı kaldırıp omuz silkti."Ah doğru." Tobias'ın yatağının yakınındaki masayı işaret ettim. Yatağının üzerinde ders notları vardı. Derslere, Ro- den'den daha fazla uygulamalı olarak çalışıyordu ve benim iki hafta sonunda ona yetişmem çok zor görünüyordu.Imogen tepsiyi masaya bıraktı ve çıkmak için arkasını döndü ama ona "Bekle!" dedim.O anda ne söyleyeceğimi bilemedim. Ya da söyleyeceğim herhangi bir şeye cevap verip vermeyeceğini kestiremedim. Sonunda bir şeyler geveledim. "Özür dilerim. Eğer başım belaya soktuysam onun için de özür dilerim."Başını salladı ve ben bunun özrümü kabul ettiği anlamına geldiğini umdum. Dahası, sanki bana gülümsediğini bile gördüm.Sonunda "Ben Sage," dedim. "İlginç bir isim olduğunu biliyorum ama kimin kendi ismini seçme şansı var ki?"Kendini işaret etti ve ben "Evet, biliyorum. Sen Imogen'sin," dedim.
Çıkmak için bir kez daha arkasını döndü ama ben "Bana yardımcı olabilir misin?" diye ekledim. "İğne ipliğe ihtiyacım var. At binerken üzerimde olan gömlek söküldü ve benim onu dikmem gerekiyor."Imogen, onu benim için dikebileceğini belirten bir hareket yaptı. Ama ben başımı hayır anlamında salladım ve "Ben yapmayı tercih ederim," dedim. "Eğer Conner yeni kıyafetlerimin yırtıldığını öğrenirse başım belaya girer. Bana bir dikiş iğnesi getirebilir misin?"Başını evet anlamında salladı ve parmağıyla yüzümdeki kesiği işaret etti."Sorun yok. Çok kereler yaralandım. Buna alışığım." Kaşları arasında ince çizgiler oluştu. Sanki bir şey söylemek istercesine ağzını açtı ama sonra kapadı ve elini indirdi."Bana çok tanıdık geliyorsun, Imogen." Tobias'ın hizmetçisi odaya geldi. Kapının yakınındaki raftan bir kitap alıp onu Imogen'e fırlattı ve kitap onun sırtına çarptı. "Yemeği bırakıp çoktan çıkmış olman gerekiyordu!"Bir anda Imogen'i arkama sakladım ve yastığın altında duran bıçağı kapıp hizmetçiye doğrulttum. "Bu ne cüret?" diye bağırdım. O kadar kızmıştım ki tükürükler saçıyordum."O sadece mutfakta çalışan bir kız." Hizmetçi, tepkimden ötürü kaskatı kesilmişti ama akimın karıştığı da belliydi.Geri adım atması için bıçağı ona doğru savurdum. Yardım istemek için çığlık attı ve kaçmak ister gibi etrafına bakındı ama onu köşeye kıstırmıştım.Gürültü patırtıyı duyan Mott koşarak içeri girdi. "O bıçağı indir, Sage." Gözleri açıldı. "O benim bıçağım!" Pantolonunun paçasını sıyırıp bıçağın boş kılıfına baktı. "Ne zaman...? Ah tabii, at üstünde buraya dönerken aldın.""Eti kesebilmem için bir bıçağa ihtiyacım vardı. Bana bıçak vermediler."
Mott bana doğru geldi ve elini uzattı. "Onu geri ver, Sage Hemen şimdi."Bıçağı keskin tarafından tutup sapını tutması için ona uzattım. "Ona ne yaptığını gördün mü?"Mott nazikçe elini Imogen'in omzuna koydu. "Sen gidebilirsin, kızım."Imogen odadan çıkarken dönüp bana bakmadı. Ve ben de Tobias'ın hizmetçisine dik dik bakmaya devam ettim.Mott'a "Bir daha bu odaya gelmesini istemiyorum," dedim. "Gördüklerimden sonra Conner için bir dakika bile çalışmaması lazım."Mott hizmetçiye "Sen de gidebilirsin," dedi ve o da geri dönüp aceleyle odayı terk etti. Mott bir an bıçağına baktı ve onu kirletmişim gibi keskin kısmını gömleğiyle sildi. "Sanırım annen mutfakta çalışmıştı.""Hayır, barda çalışmıştı.""Aynı şey. Imogen'e bir sempati beslediğin çok açık." "Bununla ilgisi yok. O yanlış bir şey yapmadı ve Tobias'm hizmetçisi ona kitap fırlattı!""Ve sen şimdi ona yardımcı mı olduğunu sanıyorsun? Yaptığının onun için daha iyi olduğunu mu düşünüyorsun?" Kendime ve Mott'a kızarak ayak tabanımla sertçe yere vurdum. Ama ona kızmam için belli bir gerekçem yoktu. Belki de haklı olmasından nefret ettiğim içindi.Mott "Burada ona iyi davranılıyor," diye devam etti. "Tobias'ın hizmetçisi disipline yerilecek ve sen de bunu Conner'a rapor etmediğim için dizlerinin üzerine çöküp bana şükretmelisin. Neden bıçağımı aldığını bilmek istiyorum." "Sana söyledim, bir bıçağım olmadan eti kesemezdim." "Burada tehlikede mi olduğunu hissediyorsun?""Roden ve Tobias mı benim için tehlikeliler?" Kafamı sallayıp "Hayır," dedim."Ben mi? Conner mı?"
"Sen Conner için çalışıyorsun. Eğer ondan bir tehlike gelecekse, senden de gelir."Mott bunu inkâr etmedi. Edemezdi. Bıçağını ayak bileğine bağlı olan kılıfa koydu ve yemek tepsisini gösterdi. "Yemeğini ye ve bu gece iyi bir uyku çek. Yarın bugünden daha zor geçecek.""Burada Tobias'ın kitap yığınına bakmaktan başka yapacak bir şey yok.""Bir tanesini okumayı dene. Sana yardımı olabilir." "Diğerlerine katılmayı tercih ederdim. Roden ve Tobias, Conner'a gösteriş yaparlarken benim burada tutulmam hiç adil değil.""Conner ödül olarak verilen bir kısrağı kaybettiğin için sana çok öfkeli. Sana bu gece burada kalmanın daha iyi olduğunu söylüyorsam bana güven.""Conner'm beni prens olarak seçmesi bir mucize sayılır." Söylediğimin doğruluğuna rağmen kendimi gülümsemekten alamadım.Mott "Evet," diyerek benimle hemfikir olduğunu belirtti ve "seni bir mucizenin bile kurtarabileceğinden şüpheliyim," diye ekledi.
NOT: Yeni kapak hakkında ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP PRENS ( Âscendance Üçlemesi - 1)
Ficción histórica4 Çocuk. Tehlikeli bir plan. Ele geçirilmesi gereken bir krallık. Ascendance topraklarının kralı, kraliçesi ve tahtın varisi olan prensi hain bir tuzakla öldürülmüştür. Bir iç savaşın ya da düşman saldırısının başlaması an meselesidir. Conner kralı...