BÖLÜM 40

10 4 1
                                    

Roden konuşmak için ağzını açtı ama Conner onu susturdu ve bana doğru yürüdü. Gözlerini elimdeki paradan ayırmı­yordu. "Bunu yapmayı nerede öğrendin?"Omuz silktim. "Herhangi bir yankesici bunu yapabilir." Göstermek için bozukluğu Conner'm palto cebine attım. Baş ve işaret parmaklarımla parayı çekip parmaklarımın üzerinde yuvarladım ve avcuma aldım. "Bozuk para çalmanın iyi bir yoludur bu çünkü onu, elini yumruk yapmadan araklayabili­yorsun."Conner, Roden'e döndü. "Sen yapabilir misin?"Roden kafasını hayır anlamında salladı. Tobias da daha kendisine sorulmadan kafasını sallayarak "Hayır," dedi.Conner "Bunu sol elinle yaptığını fark ettim," dedi. "Ça­talı da sol elinle kullanmayı tercih ediyorsun. Sağ elinle ya­pabilir misin?"Parayı sağ elime geçirdim ve aynı beceriklilikle parmakla­rımın üzerinde nasıl çevirdiğimi gösterdim."Aynı zamanda sağ elinle yazabilir ya da yemek yiyebilir misin?""Küçükken babam her şey için sağ elimi kullanmamı ıs­rarla söylemişti. Solak olduğum için farklı görünmemi istenmemişti. Uzun süredir pratik yapmıyordum ama buraya gel­diğimden beri bu alışkanlığımı hatırladım."Conner odasına doğru yürüdü. "Sage, seninle özel ol ar al konuşacağım."Bu bir rica değil, emirdi. Onu takip ettim ve ben odays girince kapıyı kapattı. "Hayatının geri kalanında yalan söyle­mek zorunda değilsin." Conner'm gözlerinde şimdiye kadaj görmediğim bir çaresizlik vardı. "Başka bir yolu var.""Öyle mi?""Tahta Prens Jaron olarak otur. Bir ya da iki yıl onun gib; davran. Bence makul bir zaman. Daha sonra tahtı istediğin herhangi birine devret. Gidebilir ve özel hayatına dönebilir­sin ama varlıklı biri olarak.""Benden ne istiyorsunuz, efendim?" Ne istediğini biliyor­dum ama bunu onun söylemesini istedim."Prens olmanı, Sage. Onun sen olabileceğine nihayet ikna oldum.""Ya Roden ne olacak?""Prens Jaron'un parmaklarının üzerinde bozukluk çevir­me yeteneği herkes tarafından bilinirdi. Aklımdaki bu pla­nı sürekli olarak tekrar ederken, vekillerin seni kabul etmek veya reddetmek için sorabilecekleri her şeyi öngördüm Onun kişiliğinin kalitesini değerlendirdim ve büyürken ka­rakterinin nasıl değişikliklere uğrayabileceğini hesapladım, Jaron çocukluğu boyunca kraliyet geleneklerine göre yetiş­tirildi o yüzden seçtiğim çocuk eğitim açısından da benzer­likler göstermek zorundaydı. Fakat bu bozukluk yuvarlama numarasının onun ara sıra ortaya çıkan alışkanlıklarından biri olduğunu unutmuşum; seni orada görene dek. Ve bunu yapabilecek ancak birkaç kişi var. Er ya da geç, vekiller pren­sin bu numarayı yapmasını umacaklardır."Sandalyelerden birine oturdum ve bacak bacak üstüne at­tım. "Bu numara Roden'e de öğretilebilir."

"Zamanımız yetmez ve de bu kadar iyi yapamaz. Daha yeni öğrendiği belli olur. Prens sen olmalısın, Sage."Hemen cevap vermedim çünkü Conner'm ne kadar çare­siz durumda olduğunu ve cevabımı beklediğini biliyordum. Sonunda, ona baktım ve "Hayır," dedim.Conner patladı. "Ne? Bunların hepsi senin için bir oyun mu? Bunu ne kadar ileri götürebileceğini hesaplayıp beni red mi ediyorsun?""Hayır, efendim. Ama dün gece tünellerdeyken yeterin­ce düşünecek zamanım oldu. Eğer bulsalardı Veldergrath'm adamları beni öldürecekti, değil mi? Birileri kralı, kraliçeyi ve Prens Darius'u öldürdü. En sonunda beni de öldürecekler. İktidar ya da kudret istemiyorum Conner. Sadece hayatta kal­mak istiyorum.""Tahta oturduktan sonra Veldergarth sana zarar vermeye cüret edemez. Eğer yüksek saray nazırı Lord Kerwyn seni Prens Jaron olarak kabul ederse Veldergrath da edecektir. Kraliyet ailesine gelince, senin, öldürülme tehdidi konusun­da endişelenmen yersiz.""Neden?""Onlar politik nedenlerden ötürü öldürüldüler. Eğer sen değişik politikalar yürütürsen öldürülmen için bir sebep ol­maz."Gözlerimi kıstım. "Bunu nereden biliyorsun, Conner? On­ları kimin öldürdüğünü biliyor musun?""Bu bir suçlama mı?" diye parladı ama hemen sesini al­çaltıp sinirini kontrol etmeye çalıştı. "Onları kimin öldürdü­ğünün önemi yok ama düşmanlarının kimler olduğunu bili­yorum. Ve onlar senin için tehdit değiller. Tahta oturduktan sonra can güvenliğin olacağı konusunda seni temin ederim, Sage. Ve eğer şimdi beni geri çevirirsen ölümünün de elim­den olacağını garanti ederim.""Beni öldürmeyeceksin," dedim. "Planının başarıya ulaşması için tek ümidin benim. Başka bir olasılık varmış gibi davranmayalım."Conner masasına dönük olan diğer sandalyeye oturdu, Teklifini kabul etmem için yalvaran gözlerle bana baktı. "Tahttayken sana hiçbir zarar gelmeyecek Sage ve ülkeyi is­tediğin kadar yönetebilirsin.""Sonra tahtı sana devredebilirim."Conner'm yüzü kıpkırmızı oldu. Ayağa kalktı ve yeniden bağırmaya başladı. "Tahtı, seçtiğin herhangi birine devret ama bu güvendiğin biri olsun. Ben, bu hikâyedeki kötü adam değilim. Beni öyleymişim gibi göstermeye çalışmanın hiçbir anlamı yok!""O zaman bir kahraman mısın?""Ben ülkesi için en iyisi olduğuna inandığı şeyi yapmaya çalışan bir adamım. Bu uğurda bazı hatalar yaptıysam bunun nedeni en doğru şeyi yapmak istememdir.""Şartlarım var," dedim. Conner "Çekilmez birisin," diye karşılık verdi. "Karşılaş­tığımızdan beri bu anı mı bekledin? Beni kaprislerine boyun eğmeye zorlamayı mı ya da şimdiye kadar uğrunda savaştı­ğım her şeyin heba olduğunu görmemi mi bekledin?" "Tobias ve Roden de bizimle kaleye gelmeliler." "Neden?""Eğer beni seçersen, onları öldürmene izin vermeyeceği­me söz verdim. Sözümü tutabilmemin tek yolu bu.""Bu aptalca bir fikir. Onlar senin için birer tehdit artık." "Roden ile birlikte yola çıktığın anda Tobias ve ben öldü­rülecektik, değil mi?"Conner elini salladı. "Bunu inkâr edemem ya da bunun için özür dileyemem. Seçilmeyen iki çocuk her şeyi biliyor. Bu bilgiyi, ömrünün sonuna kadar sana şantaj yapmak, seni rahatsız etmek ve senin gözünü korkutmak için kullanabilir­ler. Bilgi, eğer yanlış ellerdeyse tehlikeli bir şeydir, Sage. Şuan itibarıyla, o ikisi senin için en büyük tehdit.""Ama o tehdidi nasıl yöneteceğimi ben seçeceğim. Fazlası var. Imogen de Drylliad'a gelecek.""Aptal çocuk! Sana Prenses Amarinda'yı hatırlatabilir mi­yim? Imogen'in senin geleceğinde bir yeri yok.""Prens olunca sana, onun borcunu ödeyeceğim ve onu ser­best bırakacağım. Ya hepsi bizimle gelir ya da ben gelmem." Conner "Lanet olası!" dedi ve sonra masasının üzerinden aldığı küçük, mermer bir heykelciği bana fırlattı. Hemen om­zumun yanından geçti ve odanın uzak tarafındaki duvara çar­pıp ahşap paneli kırdı. Muhtemelen niyeti ıskalamaktı; ama belki de değildi. "Henüz kral değilsin!" diye kükredi. "Sade­ce o inatçı kafanı at arabasının içine sokman için onları da yanımıza alacağım. Ama krallık tacını giyene kadar efendin benim. Ve eğer onlardan kurtulmam gerektiğini anlarsam, yaparım.""Yeterince adil," dedim ve sonra muzipçe sırıttım. Yedi yolcu için bir at arabası hazırlanmasını bağırarak emretti. Cregan artık at arabasını sürebilirdi."Conner basamakları ağır ağır çıkarken Roden ve Tobias'a "Majestelerini, başımın belasını selamlayın," dedi. "Artık şeytandan korkmuyorum çünkü şu anda evimde şeytanın en âlâsı var!"

KAYIP PRENS ( Âscendance Üçlemesi - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin