BÖLÜM 33

40 7 3
                                    


Amarinda, bir sonraki sabah erkenden maiyetindekilerle bir­likte malikâneden ayrıldı ve derslerimiz yeniden başladı. Ro­den'in okuması akıcı değildi ama derslere ilk başladığımız günkü durumu düşünülünce kaydettiği gelişme inanılmazdı. Eğer Conner onu prens olarak seçerse daha da iyi bir hâle geleceğini düşündüm.Sırtımdaki bandajlarla dövüşemeyeceğimi ısrarla söyle­meme rağmen Mott, kılıç dersi için beni Bayan Havala'nın sınıfından çıkarıp aldı."Tamamen iyileşmeni beklersek çok geç olur," dedi. "Bu­gün ikimiz de tahta kılıçlar kullanacağız." Bir tane kendisi için aldı ve diğerini de bana fırlattı. Ondan kaçmak için ke­nara çekildim ve kılıç çamura düştü.Mott "Tahta bir kılıçtan korktun mu?" diye dalga geçti.Yüzümde muzır bir gülümsemeyle "Sadece bir saldırıdan kaçınma becerilerimi geliştiriyorum," dedim. "Etkilendin mi?""Hayır. Kılıcı yerden al."Buna razı olduğumda, Mott bana temel savunma hare­ketlerini göstermeyi önerdi. "Jaron gibi saldıramasan da, en azından sana kendini nasıl savunman gerektiğini öğretebili­rim."

Kılıcını bana doğru savurdu. Hamlesini engellemek için kılıcımı kaldırdım ama başaramadım ve darbesi kaburgala­rıma geldi.Mott "Seni son gördüğümden kötü durumdasın," dedi. "Beni o kadar sert kırbaçlamamalıydın.""Kendini bıçaklatmamalıydm."Gülümsedim ve kılıcımı aşağıya doğru savurarak kalçası­na vurdum.Mott "Fena değil," dedi. "Ama bir prensten beklenen di­sipline sahip değilsin.""Sürekli olarak pratik yapma imkânım olmadığını söyle­yebilirim.""Saçma. O yaştaki biri için Prens Jaron inanılmaz bir kılıç ustasıydı. Şimdiki gibi acınası hâlde olamazsın ve onu geç­meyi ummalısm. Onun kılıcının benzerinin ne sebeple yapıl­dığını düşünüyorsun?"Omzuma doğru yaptığı hamleyi engelledim. "Belki ders­leri daha ciddiye almasını teşvik etmek içindir.""Jaron kılıç derslerini daima ciddiye almıştır. Bir keresin­de tüm saray mensupları önünde, Carthya ordularını bir sa­vaş sırasında yönetmek niyetinde olduğunu belirtmişti." Kılıcımı ileri doğru savurarak "Kulağa aptalca geliyor," dedim. Mott yana kaçtı ve hamlemi kolaylıkla savuşturdu. "Bayan Havala, Kral Eckbert'in barışçıl bir hükümdar ol­duğunu söyledi. Carthya nesiller boyunca savaş yapmaktan kaçınmış.""Carthya'nm düşmanlan var, Sage. Darius bunu anladı. Belki Jaron da anlamıştır. Ama babaları asla anlamadı." "Eckbert'in kötü bir kral olduğunu mu söylüyorsun?""Bir iblis değildi. Sadece saftı. Düşmanları her geçen yıl güçlendi, anlaşmalar yaptı ve silah istifledi. Onların, Cathya'ya açgözlü bir şekilde baktıklarını anlayamadı." Mott omuz silkti. "Kendi kalesindeki düşmanları bile görmekten acizdi."

Bu fırsatı kullanıp yan tarafına bir darbe indirdim ve kı­lıcımı savurup onun gardım düşürdüm. Mott iki adım geri sendeledi ve kontrolünü yeniden sağladı. "İyi hamle, Sage. Beklenmedik.""Jaron'un kılıcıyla daha iyi dövüşmüştüm," dedim."Daha iyi dövüşmüştün çünkü bir replika da olsa onun kı­lıcı çok iyidir. Birinin onu alması çok kötü oldu. Conner, onu üçünüzden birinin almadığına inanıyor. Sizin suçlanacağınızı bilen hizmetçilerden birinin satmak için aldığını düşünüyor." "Roden'i eğitmejc için Cregan almış olabilir.""Pek mümkün değil. Cregan'dan hoşlanmadığını biliyo­rum Sage ama o da Conner'a hizmet ediyor. Conner'm iste­diği her şeyi yapar.""Sen de öylesin."Mott durdu ve kılıcını indirdi. "Onun için kimseyi öldür­mem. Benim sınırım budur."Bunu cevapsız bırakamazdım. "O zaman sınırların anlam­sız. Cregan, Latamer'i öldürdü ve sen de bunun olmasına göz yumdun. Bunun adam öldürmekten bir farkı yok."Mott gözlerini titreterek bana baktı ve dudaklarım sıkı sıkı bastırarak "Dersimiz sona erdi," dedi. "Kılıcını as da seni eve götüreyim."Kayıp PrensGünün geri kalanı derslerle geçti. Kafamıza o kadar fazla bilgi sokuldu ki patlamaması bir mucize oldu. Tobias derste uyuduğu için ceza olarak yatak odamıza geri yollandı. Gidi­yor olmaktan ötürü rahatladığı belli oluyordu. Bu, Roden'e bir enerji patlaması yaşatmıştı. Bunu, dersin yıldız öğrencisi olma fırsatı olarak gördüğü belliydi. Ben ise Tobias gittikten sonra dersle daha az ilgilendim.

Conner'la birlikte yiyeceğimiz akşam yemeğine götürü­lürken Tobias beni koridorda durdurdu. "Verdiğin sözü unut­madın, değil mi? Her şey bittikten sonra yaşamımı garantiye alacak mısın?""Sözüm söz," dedim.Tobias rahatlayarak içini çekti. "O zaman bırak da prens olmana yardımcı olayım. Neye ihtiyacın var?""Senden hiçbir şey istemiyorum Tobias. Seçilirsem sadece sadakat bekliyorum."Tobias sesini iyice alçalttı. "Önceki gece seni öldürmeyecektim. Asla böyle bir niyetim olmadı. Bıçak düşündüğüm­den daha keskindi. Sadece yüzeysel bir yara olmasını istedim.""İyileşecek.""Sanırım Mott gerçeği biliyor. Belki Conner da.""Sana sözüm söz dedim, Tobias. Hayatta kalacaksın." "Sana güveniyorum." Tobias sanki kelimelerini tartıyor- muş gibi bir an sustu. "Evet, Sage. Sana güveniyorum."Mott bize "Siz ikiniz çabuk olun," diye seslendi. "Conner bekliyor."Yemek odasına varmadan kısa bir süre önce Roden ve Mott'a yetiştik. Mott kapıyı açtı, Roden ve Tobias'ın içeri girmelerine müsaade etti ama beni omzumdan tutup kapıyı tekrar kapattı.Kalbim deli gibi çarpmaya başlamıştı. Ama sakinmiş gibi görünmeye çalıştım. Mott çok ciddi görünüyordu ve beni ce­zalandırması için herhangi bir geçerli neden düşünemiyor­dum."Ne yaptığımı zannettiğini bilmiyorum ama..:" diye söze başladım ama kafasını sallayarak beni susturdu. Mott alçak sesle "Latamer'i öldüreceğini bilmiyordum," dedi. "Sen bunu ben anlamadan önce anladın."Latamer'in, Cregan'm okuyla yere yığıldığı an beynime kazınmıştı. 

O görüntüyü bir türlü kafamdan çıkarıp atamı­yordum. Geceleri rüyalarıma giriyor ve gündüzleri hayale­ti sanki beni takip ediyordu. O kadar huzursuzdum ki. Eğer olacakları birkaç saniye daha evvel fark edebilmiş olsaydım onun hayatını kurtarabilirdim."Bana bunları neden anlatıyorsun?" diye sordum.Omuz silkti. "Sanırım bana zindanda söylediklerini unut­madığımı bilmeni istedim. Conner, benim de sahibim değil."Conner'm o akşam bize verecek haberleri vardı. "Başve­kil Veldergrath ile ilgili yaptığımız konuşmayı hatırlıyor musunuz? Kral olmayı arzuluyor ve Carthya'ya vereceği zararlardan ötürü onun tahta sahip olmasını önlememiz gerekiyor. Bu gece ondan ilginç bir mektup aldım. Mek­tubun içeriği hem üzüntü hem de ümit verici." Conner, Veldergrath'm yolladığı mektubun birkaç sayfasını eline aldı. "Ümit verici haber şu ki, Prens Jaron'un hâlâ hayatta olduğuna dair söylentiyi duymuş. Bugün erken saatlerde Prenses Amarinda ile buluşup Drylliad'ın dışındaki Ebers- tein kentine kadar ona eşlik edeceğini biliyordum. Orada bir evi var. Bunu ona söyleyenin Amarinda olduğunu düşü­nüyorum. Bu da prensin konseye sunumu sırasında daha az şaşkınlığa neden olur ve seçtiğim prensin kabul edileceği­ne işaret eder.""Peki, kötü haber ne?" diye sordum."Kötü haberse kral ve kraliçenin ölümüyle ilgili söylen­tinin yayıldığıdır. Kimin tahta oturacağının kararı bu hafta bitmeden verilemez. Ama Veldergrath onların ölümünün du­yulmasını iyi değerlendirip etrafa korku salarak daha fazla destek sağlayabilir. Yazdığı mektupta, bana Prens Jaron'un nerede olabileceğine dair kesin bir bilgiye sahip olup olma­dığımı soruyor. Ona verdiğim cevap çok net olmayacak ve onun sabrını sınayacak. Ama yine de bu bize bir gün daha kazandırır."

Tobias "Ne için bir gün daha kazandırır?" diye sordu.Conner derin bir nefes aldı ve sonra "Prensimi iki gün içinde seçeceğim ve sonra Drylliad'a gitmek için derhal yola çıkacağız," dedi.Tobias, Roden ve ben birbirimize baktık. Şaşırtıcı bir bi­çimde hepimizde de çok az coşku vardı ve Conner bunu fark etmişti. "Daha fazla heyecanlanmanızı beklerdim," dedi."Seçilmeyen diğer iki çocuğa ne olacak?" diye sordum.Conner bir an sustu ve sonra "Daha ona karar vermedim," dedi.Bunun bir yalan olduğunu odadaki herkes biliyordu



KAYIP PRENS ( Âscendance Üçlemesi - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin