BÖLÜM 19

26 10 0
                                    

O gece odamıza döndüğümüzde, Roden doğruca yatağına gitti. Tobias masasına oturup başka bir kitap okumaya baş­ladı. Ben camdan dışarı bakarak yatağımda uzandım. Yastı­ğımın altına bir iplik makarası, bir iğne ve bir dikiş makası sokuşturdum. At bindiğim gün gömleğim yırtılmıştı ama onu dikmeyecektim. Yalnız kaldığım bir anda bir gömleğimi ke­sip kıyafetlerimin astarına birkaç cep dikmeyi planlıyordum. Gündüz giydiğim yeleğin işe yaramaz bir dış cebi vardı. Aşırdığım şeyleri bir şekilde kıyafetlerimin içine saklamam gerekiyordu. Böylece kimse oraya bakmayı düşünmezdi.Dikiş gereçlerimi yeterince iyi sakladığıma kanaat getirin­ce doğruldum ve yatağımın yanındaki camdan dışarı baktım. Yemekten sonra Conner'ın cebinden çaldığım bozuk parayı yeleğimin cebinden çıkardım ve onu dalgın dalgın parmak­larımın üzerinde yuvarladım. Para serçe parmağıma ulaştı­ğında onu başparmağımla tutup işaret parmağımın üzerine, başlangıç noktasına koydum.Tobias "Güzel numara," dedi."Düşünmeme yardımcı oluyor.""Ne düşünüyorsun?""Senin benimle konuşmanı engelleyecek yöntemler."

üstüne alınmadı. "Odadaki mum ışığından ötürü dışarıyı görmen mümkün değil. Neye bakıyorsun?""Hiçbir şeye bakmıyorum.""Bunu ders sırasında da yapıyorsun. Gündüz vakti rüyala­ra mı dalıyorsun?""Eğer farklı kararlar vermiş olsaydım hayatımın nasıl ola­cağını hayal ediyorum."Tobias kitabını masanın üzerine bıraktı. "Ne gibi?""Eğer ailemle kalsaydım...""O zaman sen de baban gibi ayyaş bir müzisyen olurdun." "Belki de. Ama en azından burada olmazdım." Ona sırtımı döndüm. "Sen yaptığın seçimlerden hoşnut musun?"Tobias "Ben asla seçim yapmadım," dedi. "Annem babam öldükten sonra, büyükannemle yaşayacağım söylendi ve ben de öyle yaptım. O öldükten sonra da yetimhanede yaşamam gerektiği söylendi ve öyle yaptım. Sonra da buraya gelmem söylendi ve yine bana denileni yaptım.""Ve Conner sana kral olarak ne yapman gerektiğini söy­lerse onu yapacaksın.""Hayır!" Tobias derin bir nefes aldı ve kitabını tekrar eline aldı. Sonra daha sakin bir sesle "Bir planım var. Tahta otur­duktan sonra ne yapacağımı biliyorum," diye ekledi.Camdan dışarı bakmak için kafamı o tarafa çevirdim. "Umarım işe yarar.""Yarayacak. Her detayı hesapladım. Şu camdan dışarı bakmayı kes!""Bu seni ne ilgilendiriyor?""Çünkü dışarıyı göremediğini bildiğim zaman bunun an­lamsız olduğunu da biliyorum. Belki de camı kendine hayran hayran bakmak için bir ayna olarak kullanıyorsun." Sonra Tobias not kâğıtlarına baktı ve onları bir araya topladı.Yorgun bir ifadeyle "Notlarını göremiyorum," dedim. "Aptallık ediyorsun."

"Olsun." Tobias kâğıtları aldı ve onları ateşe attı. Mumu söndürdü ve "Ben yatıyorum," dedi. Uyuması epey zaman almıştı. Bunu sabırsızlıkla bekledim ve bu gece Farthenwood'un dışına çıkmaya kararlıydım.Pencereyi kaldırdım ve hemen altındaki dar çıkıntıyı aya­ğımın tabanıyla dokunarak kontrol ettim. Ufak da olsa bir hata payı vardı ama sakin bir geceydi ve duvarda oldukça fazla girinti çıkıntı vardı. Aşağıya sorunsuz inebilirdim.Meradaki bir kişneme sesi dikkatimi çekti. Conner'm vahşi kısrağı eve dönmüştü. Bu benim için iyi haberdi. Onu kaybettiğim için Conner'm bana çok sinirli olduğunu biliyor­dum. Geri dönmüş olması sinirini azaltabilirdi. Bu Cregan için de iyi haberdi. Conner'a fazladan hizmet etmek zorunda kalmayacaktı.Farthemvood Malikânesini dıştan keşfetmek harika bir duyguydu. Çıkıntıları kullanarak biraz tırmanırsam pence­relerin çoğunu görebilirdim. Gecenin bu saatinde sadece birkaç kişinin uyanık olduğunu fark ettim. Hemen hemen her odanın penceresi vardı. Daha ayrıcalıklı hizmetçilerin odaları malikânenin köşelerindeydi. Pencerelerin bir kaçın­da perde vardı. Perdeli pencereleri olan odalar muhtemelen Imogen ve diğer kadın hizmetçilere aitti ama onların içi­ne bakmaya çalışmadım. Uyuyan kadınların olduğu odala­rı dikizlerken yakalanma fikri hiç de hoş değildi. Bunun, aklımdan geçecek en son fikir olacağını bilmeyenler bana Röntgenci Tom damgası yapıştırabilirlerdi. Ayrıcalıklı hiz­metçilerin odalarının bulunduğu katın merkezinde, Con­ner'm çalışma odası, kütüphane, müzik odası, dans salonu ve yemek odası vardı. Mutfak ve diğer hizmetçi alanları arka taraftaydı. Conner'ın odası bizim odanın 

karşı tarafındaydı. Arada başka odalar da vardı ve bazılarının benim ilgimi çektiği kesindi.Farthemvood'un en üst katına nasıl çıkacağımdan emin değildim. Bu, malikânenin üçüncü katı oluyordu. Roden ve benim ders aldığım sınıf o kattaydı ama başka ne odaları ol­duğundan emin değildim. Mürebbiye daireleri olabilirdi ve muhtemelen daha fazla oda vardı. O kata nasıl çıkabileceği­mi bulabilirdim ama çok fazla çaba sarf etmiyordum. Orada ilginç bir şeyler varmış gibi görünmüyordu.Su borusuna tutunarak aşağı kaydım. Bu daima hoş bir duygu olmuştur. Yere ulaşınca, karanlıkta ayağımı sıkı bas­maya çalıştım. Ahırları, okçuluk alanını, geniş bir sebze bah­çesini ve düzenle tanzim edilmiş bir çiçek bahçesini geçtim. İçimden bir ses kaçmamı söylüyordu.Ama buna cüret edemeyeceğimi biliyordum. Anladım ki benim en kötü şüphelerim kendimle ilgiliydi. Derinlerde bir yerlerde gerçek bir korkak yatıyordu.Ay hilâl şeklini almış, gökyüzünü aydınlatmıştı. Conner'ın kendini beğenmişçesine bizi esir tuttuğuna inandığı odaya dönmeye karar verdim. Hava yeterince karanlıktı ve ben pencereyi açabilmek için daha önce kullandığım boşluğu dışarıdan el yordamıyla bulmaya çalıştım.Ama bulamadım. Pencere sıkı sıkı kapanmıştı. Onu kal­dırmaya çalıştım ama ya kilitlenmişti ya da açamayacağım kadar çok sıkışmıştı.Ne yapabileceğimi kestirmeye çalıştım. Cama tıklayıp Roden ve Tobias'm beni içeri almalarını sağlayabilir miy­dim? Bunu, Mott ve Conner'a söylemeleri ve korkunç bir ceza almam kaçınılmaz olurdu.O anda karar verecek zamanım olmadığım fark ettim. To­bias yatağında doğrulmuş bana bakıyordu. Yüzünde kötü bir sırıtış belirdi. Bu sorun hakkında ne yapmak niyetinde oldu­ğumu sorarmış gibi kaşlarını kaldırdı.

İki elimi de uzatıp pencereyi işaret ettim. Kafasını hayır anlamında salladı ve tekrar yatağına uzandı.Uyanık mı diye Roden'e baktım ama emin olamadım. Yüzü bana dönük değildi ve hareket etmiyordu. Sadece nefes alırken göğsü inip kalkıyordu. Onun da, Tobias'ın numarası­nın bir parçası olup olmadığını merak ettim. Tobias'ı engelle­yeceğimize dair bir anlaşma yapmıştık. Belki de Roden aynı anlaşmayı Tobias ile de yapmıştı. Eğer öyleyse bu şekilde ikimizi de bertaraf edebilirdi. Bu akıllıca bir plan olabilirdi ama bunu daha önceden düşünememiş olduğum için pişman oldum.Başımı malikânenin duvarına yasladım ve dar çıkıntının üzerinde dengede durmaya çalıştım. Sabaha az kalmıştı ve hizmetçiler günlük işlerini yapmak üzere uyanacaklardı. Za­manım tükeniyordu.

KAYIP PRENS ( Âscendance Üçlemesi - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin