Yaramaz Hafıza

1.4K 103 94
                                    


Seyran incecik, eskimiş pikeyi bacaklarının arasına sarmış, bir bacağını da Feritin üzerine atmıştı. Ferit, Seyranın çıplak teninde, parmak uçlarıyla dolanırken, karısının göğsüne yasladığı kafasını öpüyordu koklayarak. Huzuru tanıtmak istese, tam da o anı birkaç cümleyle yazması yeterdi belki de. İçindeki sonsuz huzuru ve ferahlığı koklar gibi Seyranın saç telleri arasında dolandırdı burnunu.

Seyran, Feritin göğsünde yatarken, kulağının hemen altında inip kalkan göğüs kafesinden en sevdiği nabzı dinlemenin mutluluğu içindeydi. Gözlerini yummuş, sakin sakin bir nabza eşlik etmekle meşguldü. Feritin bedeninde dolanan ellerine, onu koklarken aldığı derin soluklarına minnettar bir tebessümle eşlik ediyordu. Bedenlerinin az evvel birbirine karışmış olmasının, tenlerinin eşsiz bir kavuşumla doruklarda hissettirmesinin ardından gelen tatlı yorgunluğun, Feritle birlikteyken onu alt etmesine razı olmuştu Seyran. Neredeyse bu huzurlu sessizlik içinde uyuyakalmak üzereyken, Ferit karnını minicik bir dokunuşla dürttü. Seyran gülerek kıvırdı belini.

''Bu sessizliğini iyiye mi yormalıyım? '' dedi Ferit, muzur bir tonla.

Seyran, ancak bir sarhoşun ulaşabileceği reflekssiz, özgür mutluluğuyla mırıldandı ''Hem de ne iyilik ! '' dedi. ''Aşırı iyi olmaktan uyuyacağım şimdi. '' Kafasını Feritin göğsünden kaldırıp, omzuna yaslandı. Ferit, Seyranın beline kadar dökülen saçlarını okşamaya devam ederken, karısının yüzünü görmenin mutluluğuyla ona derin bir öpücük daha bıraktı.

Seyran, Feriti yeniden tanır gibi süzdü. Yüzünde izlediği her bir zerreye, parmak ucuyla temas etti. Sıra sakallarına geldiğinde, güldü. İçinden geçen bir şeye kayıtsız kalamamış gibi güldü. Parmakları bu defa şefkat ve de arzuyla harmanlanarak, derin baskılarla dolandı sakallar arasında.

''Ne? '' dedi Ferit de, Seyranın yüzüne bahar bahçesi gibi dolan gülüşünden öperek.

''Bu sabah tıraş olurken bana trip atmıyor olsaydın, elbisemin fermuarını açtığın sırada sana kesme bu sakalları diyecektim. '' Dudaklarını birbirine bastırıp, cilveyle göz süzdü Seyran. ''Kıyma onlara, nolur kocacığımmm diyecektim. '' dedi hafif şımarır gibi.

Ferit, göz süzüşüne, cilveli sesine, pamuk gibi yumuşacık teni karanlık odada parlayan sevgilisine gülerek ama aşk dolu bakarken, ciddiyetle önce saçlarını sevdi ''Eğer o birbirine girmiş saçların...'' kaşlarının tam ortasını öptü ''Çattığın kaşların...'' sonra da Seyranın merakla onu izleyen bakışlarına aldırmadan burnunu sıkıp ''yere düşürmediğin minik burnunla, gizli işlere kalkışmamış olsaydın, fermuarını açarken ben de sana çooook güzel bir şey söyleyecektim. '' dedi sır verir gibi fısıldayarak ve de kendinden emin yalancı bir gizemle gözlerini kaçırarak.

Seyran, doğruldu hafifçe. ''Ne söyleyecektin? '' dedi gülerek. ''Söyle işte, bak ben söyledim. ''

''E geçti artık. '' dedi Ferit, 'maalesef' der gibi yüzüne sahtekar bir hüzün doldurdu. Seyranın meraklı hallerinden aşırı keyif alıyordu.

Seyran, Feritin göğsüne tüm ağırlığını bırakarak, yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı. ''Feritçiiimm söyler misin lütfen ? ''

''Hayatta olmaz. Olan oldu artık, geçti. ''

Seyran, Feriti öpecekmiş gibi eğilip, dudaklarına yaklaştığında minik, zararsız bir ısırık bıraktı kocasına ikaz niyetine.

''Ahh. '' dedi Ferit sitemle ''Aşerdin okey, yedin yuttun ona da okey ama bari ısırma be kızım. '' Bıyık altından gülerken, Seyranın yeniden çatılan kaşlarına ve bebek yanaklarına güldü.

Yalı KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin