Multi; Aslı 🥀
💭💭💭💭
AYŞEGÜL
Odamda aniden gelen sesi umursamadan sol tarafıma dönüp yorgana iyice sarıldım.
Aslında teorik olarak uyanmıştım fakat yatağımdan kalkmak en son isteyeceğim şeydi. Gözlerimi her ne kadar açmak istemesemde biraz araladım. Şimdi kalkıp Aslı hanımın çenesini çekecektim bir evlenemedi gitti. Evlenip gitse şu evden de bende biraz rahata kavuşsam değil mi?
Gerçi Okan abiyi terk ettikten sonra ilişki insanı olduğunu düşünmüyordum.
"Günaydın," gözlerimi iyice açıp doğruldum. Çalışma masasına doğru baktığımda Enis kollarını göğsüne bağlamış pişkin pişkin sırıtıp bana bakıyordu. İyi de o nasıl girmişti eve daha doğrusu odama.
"Enis?" Şaşkınlığım sesimden de baya belli oluyordu.
"Evet benim," dedi ellerini iki yana açarak. Bu demek oluyor ki git sarıl Ayşegül.
Yorganı üzerimden çekip ayağa kalktığım gibi gidip sarıldım boynuna ellerini belime koyduğunda aynı zamanda saçımı öpmeye başladı.
"Sen.." geri çekildim. "Nasıl girdin buraya?"
Elini yanağıma koyduğunda bende elimi onun elinin üstüne koydum. Sanki birşey olmuş gibiydi yani böyle anlamsız bakıyordu.
"Kapıdan girdim." dediğinde güldüm.
"Kapıdan nasıl girdin peki?" Ellerini cebine sokup tek kaşını kaldırdı.
"Yürüyerek desem," yüzümü buruşturup omzuna vurdum hafiften. Hafif vuruldum kıyamam ki ben ona.
"Yaa Enis!" Gülerek beni kendine doğru çekip kafamı göğsüne yasladı.
"Aslı açtı kapıyı." Ablam Enis'e kapı açıp odama girmesine izin vermişti. Bu kız hoşuma gidecek şeyler yapıyordu bu sıralar hadi hayırlısı.
Geri çekilip onun gözlerine baktım beni pijamalarla ve sabah sabah bu iğrenç tipimle görmüştü. Soğursa benden haklıydı.
"Enis olmaz ki sen ne zamandır buradasın?"
"Bir saat oluyor." Avucumu alnıma vurup yatağa oturdum.
"Sen beni bir saattir uyurken mi izliyorsun? Bak ben dizilerdeki insanlar gibi uyumam yani ne biliyim kötü uyurum, açarım kollarımı iki yana saçma salak uyurum ben of Enis sen niye izliyorsun ki beni?" Tek nefeste hızlıca konuşmuştum.
"Şş çok güzel uyuyorsun tamam mı? O kadar masumdun ki seni izlerken herşeyi bütün derdimi unuttum." alt dudağımı ısırıp gülümsedim.
"Cidden mi?" Kafasını aşağı yukarı sallayıp güldü.
"Cidden." Ben bu çocuğa ölürdüm be.
"Peki o zaman söyle ne derdin varmış?" O da yanıma gelip yatağa oturdu.
"Derdim mi var dedim ben? Bir sorun yok merak etme."
"Bana mı anlatmıyorsun var işte bir sorun belli oluyor." Bir şey demeden öylece bakmaya başladı. Bir süre sonra oflayarak sessizliği bozdum.
"Enis ne oldu? Anlatsana lütfen, ben en ufak sıkıntımda herşeyimi paylaşıyorum seninle." kafamı yana eğip bakmaya başladım. Dayanamazdı anlatırdı.
"Evdekilerin ilgisinden bunaldım Ayşegül. Banu hanımın bana sürekli 'oğlum' demesini istemiyorum ." Onu anlamaya çalışıyordum. Öz annesini hatırlamıyordu fakat Banu hanıma fazla haksızlık yapıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/39406959-288-k723247.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLAR SONRA #Wattys2019
Teen Fiction"Hani papatyalar vardır ya. Kimileri gülen suratların başına taç olurken, kimileri de 'seviyor, sevmiyor' olup ölüme mahkum edilirler. İşte bizim papatyalarımız bunlardan ibaret değil. Asla kopmayacak ve ezilemeyecekler. Çünkü cevap her zaman bel...