Multi: Mine🥀
💭💭💭
NİHAN
Hazırlanıp salona tekrar girdiğimde neyse ki hâlâ eksik olduğumuzu gördüm. Yani en son ben gelmemiştim. Salonda sadece sinirden derin derin nefes alan Gökhan -ki böyle nefes almasa cidden hepimizi öldürecek gibiydi- gülmemek için kendini zor tutan aynı zamanda Alper'e susmasını söyleyen Dilara ile onların ikisini de umursamayıp televizyona bakan Alper vardı. Gökhan ve Dilara beni görmüşlerdi sessizce Alper'in karşısına oturdum. Televizyona bakıyordu ben de bakışlarımı televizyona çevirdim. Baktığı şey bir samanyolu dizisiydi. Ne olduğunu anlamadan Alper birden konuştu.
"Bak bu sefer kesin eli kırılacak, kendinden büyüğüne vuruyor saygısız." Yüzünü buruşturup etrafına bakarken beni fark etti ve Gökhan'a bakıp tekrar konuştu.
"İşte bazılarımız da aynı bu çocuk gibi kendinden bir ay büyük birine vurdu ya onunda elleri kırılsın amin." Ellerini havaya açıp daha sonra yüzüne sürdü. Gözlerimi devirdim.
Gökhan'ın işareti ile salondan çıkıp hazırlanmaya gitmiştik tabi bu sırada olan oldu aşağıda bağırma sesleri gelirken Dilara daha fazla kötü bir şey olmasın diye salona girmişti. İpek-Buse-Yaren üçlüsü ise Yaren'in odasında hazırlanıyordu.
"Alper bence sus." Dedim gözlerimle Gökhan'ı işaret ederek. "Bence de sus." Dilara beni onaylayarak o da Alper'e , Gökhan'ı işaret etti. Alper'in tabiki umurunda olmadı bu.
"Niye susacakmışım?"
"Çünkü seni öldürmemek için kendimi zor tutuyorum. Şu kızlara dua et." Sakin olması için Gökhan'a doğru bakıyordum ama o bana bakmıyordu.
"Çok korktum. (!)" Alper umursamazca televizyona tekrar bakarken üçlü sonunda gelebilmişti.
"Biz hazırız!" Hepimiz onlara bakarken Gökhan ayağa kalkınca ben ve Dilara'da kalktı.
"Hadi gidelim o zaman. Bazılarınız Alper'in arabası ile gideceksiniz." Alper televizyonu kapatıp yanımıza gelmişti.
"Ben araba ile gelmedim ki." Şaşırmamıştım. Alper arabasını bir müze gibi otoparka koymuş oradan hiç çıkartmıyordu. Neden böylesin dediğimizde ise 'Araba sürmeye üşeniyorum ve boşuna masraf oluyor hazır Gökhan ve Enis'in arabası bana yetiyor.'' demişti. Haklıydı ne diyelim.
"Ne demek gelmedim lan? Bu kadar kişi nasıl bir arabaya sığacağız?" Gökhan içinden küfür ederken İpek konuştu.
"Sakin olun benim arabam var. Gideriz işte." Neyse ki çözüm yolu bulunmuştu. Gökhan kafasını sallayıp önden önden sinirle çıkıp gitti. Hepimiz yine Alper'e bakıyorduk o da bize bakıp omuz silkti.
"Bakmayın öyle, boşuna arabamı kullanıp para harcayamam. Zaten alınmasını ben istememiştim hem 'nerde beleş oraya yerleş' demişler. Adamlar haklı, adamları dinleyelim"
Bu çocuğun tek yapabildiği şey boş konuşmaktı.
💭💭💭
"Hepsini İpek'in arabasına bindirmekte doğru mu yaptık acaba?" Gökhan, Yaren-Buse-Alper ve Dilara'yı, İpek'in arabasına bindirmişti. Beni de ne garip ki kendi arabasına bindirdi. Hani kendileri bana karşı biraz soğuk ya şaşırmıştım bu yüzden. Az önce Afra ile konuştuğu için anca sorabilmiştim.
"İyi yaptık." Bir şey demeden yola bakmaya başladım. Şimdi Afra'ların evine onları almaya gidiyorduk. Kardeşiyle de tanışacaktım bu fırsatla. Kafamda bir milyon düşünce vardı. Elim telefona gittiği sırada Taha'ya attığım mesaja baktım. Okumuştu ama cevap vermemişti. Kısaca bu macerada başlamadan bitmişti. 'Cevap vermezsen verme be' diye söylendiğim sırada,
![](https://img.wattpad.com/cover/39406959-288-k723247.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLAR SONRA #Wattys2019
Teen Fiction"Hani papatyalar vardır ya. Kimileri gülen suratların başına taç olurken, kimileri de 'seviyor, sevmiyor' olup ölüme mahkum edilirler. İşte bizim papatyalarımız bunlardan ibaret değil. Asla kopmayacak ve ezilemeyecekler. Çünkü cevap her zaman bel...