Dudaklarımı ısırarak öpmesinin hoşuma gitmesinin yanı sıra elinin alt tarafımda gezinmesi beni deli eden asıl şeydi.
Kara çekiciydi O'na karşı koyamıyordum. Ondan önce seks yapmak sadece ihtiyaçtı. Seviştiğim kadınların çoğunun yüzünü hatırlamayı geçtim adlarıyla bile seslenemezdim. Kürtaja verdiğim parayla son model bir Mercedes daha almıştım belki kim bilir? Kimi zamanlar bir reyonda tanıştığım kimi zaman manavda kimi zaman parkta ayakkabı bacığımı bağlarken tanıştığım kadınlarla sohbetimin otel odalarında devam ettiği günleri anımsıyorum. Ne kadar da tiksinerek zoraki konuşmaya çalıştığım zamanlardı. Acı çeken yüz ifademi görmek bile istemezdim.
Neyse ki Kara beni o günlerden kurtardı.Kara'nın üzerinde bir elim saçlarında dolaşıyor diğer elim Betty Boop kadar ince narin belinde. Kara ne kadar çok alt tarafımı okşarsa ellerimi refleksen sıkıyordum. Kafamı dudaklarından çekip gözleriyle denk geldim. Mutluluktan parlıyordu. Göz bebekleri küçücük olmuştu. Bacaklarını belime dolayıp ellerini sırtıma bastırıp gezindirdi. Bir çırpıda üzerindekileri çıkarıp göğüslerini öpmeye başladım. Bir yandan Elimle bacaklarını okşarken Kara'yı zahmetsizce kucağıma aldım. Dağılmış saçları omzuma düştü. Islak dudağıyla boynuma öpücükler konduruyordu. Çok tahrik olup kendimden geçtiğimde pantalonu çıkartıp Kara'yı tekrar kucağıma aldım ve içine girdim. Kendimi kaybetmiş olmalıydım. Kara beni tekrar yatırıp omzumdan sırtıma kadar sertçe elleriyle okşarken benimkini ağzına almak için eğildi...
Kendimi uyanırken buldum. Nasıl uyuduğumu hatırlamıyorum. Kara? Tamam seksi meleğimde yanımdaymış.
Uyumaya neredeyse hiç vakit ayırmazdım. Yorgun düşmüş olmalıydım. Kara'nın narin ince küçük elinin altımda kaldığını farkedip çektim. Uyurken beni o kadar büyülüyordu ki Tanrım! Sarhoş olmak için viskilere kaç şişe biralara votkakara gerek yoktu Kara'nın uyurken kendinden geçmiş bu yatma halleri beni sarhoş etmeye yetiyordu. Ellerimle güneş sarısı saçlarını okşadım. Göz kapaklarını kırpıştırdığında ani refleksle elimi çektim.
O safir mavisi gözlerini açıp bana baktı gülüsüyordu.
"Bu sefer seni ben giydirdim."
"Hadi ya" " Keşke giydirmeseydin"
Gülümseyip O'na doğru döndüğümde pislik anlamında yüzüme vurdu. Kara şu el şakalarından bir vazgeç ya! Tadımı kaçırdın yine. Bir vursam gebercen zaten. Sinirlendiriyorsun iyice elinde baya ağır.
Yüzüm hemen ekşiyivermişti. Sesim kalınlaşmış ve sertleşmiş olmalı ki o küçük ayaklarının irkildiğini hissettim.
"Şşşş"
"Tadımı kaçıramazsın"
"Kaçırırım! Bir daha vurursan kaçırırım."
O hevesli gözlerinin ışığı birden söndü.Ama benim enerjik bebeğimin enerjisi hiç bitmiyor. Benimkini bitiriyor ama kendisinin ki hiç bitmiyor.
Ellimi yanağına koyup okşarken seslendi.
"Çok sertsin biraz sakin ol."
Mırıldanmıl sesiyle iki üç saniye ne dediğini zihnimde toparlayıp zor anladım. Anladığım an kahkaha patlattım.
"Haha!"
"Ne!?"
"Aklıma başka bir şey geldi."
Yattığı yerden yüzüme doğru doğruldu.
"Bak ya." Diyip elini yine aynı şekilde pislik anlamında vuracakken havada tuttup. İnce bileğini sıkıp diğer elimle bacaklarımın arasına aldım. Üzerimdeydi.
"Aaa!" "Sen çok şımardın bak"
Beni bir tarafına taksan artık Kara cidden dayak yiyeceksin. Dinlemiyor bile. Nasıl sırıtıyor. Güzelim benim. Çok da güzel gülüyor. Büyüleyici meleğim.O anda bir sürü şey söyleyen Kara'yı dinlemiyorum. Üzerimde yüzüme çok yakın mesafede duran dudaklarına kapılmışım. Dağınık saçlarımı sıkıyor. Canımı acıtıyor. Ama aldırmıyorum. Yüzüne bakıyorum. Gözlerine.. Bıdı bıdı hâlâ çene çalıyor. Kuş beyinli kadınım benim! Seni izlemek varken neden dinleyim ki? Çok saçma şeyler anlatıyorsun sonra gülmemek için kendimi tuttuğumda kasıklarım ağrıyor. Tüm gün kıvranıyorum.
Hala o kırmızımsı dudaklarıyla bir şeyler mırıldanıyor. Boynundaki morluklara gözüm çarpıyor. Hemen bakışlarımı değiştiriyorum. Kafam bu kadar bıdı bıdıya dayanamayacak. Kafasını ellerimin arasına alıyorum.
Fısıldayarak
"Ne diyorsun sen?"
Kısık gözlerimle bakarken aynısını O da yapıo sesleniyor.
"Kendini kendime diyorum..."
Boyuma yetişmek için şeyimden destek alarak -bunu bilerek hep yapar- yukarı çıkıyor. Dudakları tam dudaklarımda
"Çok alıştırıyorsun"
Gülümsüyordum. Ama içimden. Cevap ver Sedat! Sen geç kalmışsın Kara ! Ben sana hep alıştım. Hayatta olmazsan yaşayamam. Şu tenin tenime değemezse dünyaları yok ederim! Yemin ederim yaparım!"Aferin alış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ VE KARA (Düzenlenecek)
Romantik"Belkide Dünya'ya gelme sebebim sensindir. Belkide ben dünyaya seni çok sevmek için gönderildim. Bana başbelası diyorsun ya ben senin başına gelebilecek en büyük belayım evet."