***
Çok mutlu göründüğü yanaklarındaki kızarıklardan belli oluyordu. Burnunun ağladığında kızarmasına alışmıştım. Daha seksi bir görüntü vermesinin yanında bana kendisini masum kıldırıyprdu. Zaten öyleydi. O dünyadaki en masum en güzel kadındı benim için.
Kolyesini elliyordu sürekli.
Musmustuluydu ama benden daha az mutlu olduğuna yemin edebilirdim.
Afrika sıcağı evin içerisinde dolaşıyordu. Hafif terlemişti ve alnına perçemleri yapışmıştı.
Giyecek bir şeyler ararıyordum bir yandan da onu izliyordum. Yüzüğünü öpüp bacak bacak üstüne attı koltuğa yayılmıştı.
"Ben yokken neler yaptın?"
Aklıma neler yaptığım geldi.
"Hiç bir şey"
"Hiç bir şey mi? " dedi kaşlarını kaldırarak.
"Hayr hiç birşey" dedim üzerinde sertçe durarak kelimelerin.
"Benim bildiğim Sedat eğlence aramadan duramaz" dedi imalı imalı.
"Senin bildiğin Sedat Kara'sız yapamaz"
"Ya sen çok romantikleştin"
Sözü bitince yanıma gelip arkadan belime sarıldı. Ellerini çözüp ona doğru döndüm.
Gözüne gelen perçemini gözünden sıyırdım.
"Ya sen abartıyorsun her zmanki halim"
"Hayır ilk günlerimizi hatırlamıyorsun galiba?"
Dedi dudaklarını ağırca yalayarak.
Şu güzelliğe bak.
"Yo hatırlıyorum gayette."
Dedim.
"Seni seviyorum dediğimde teşekkür ederdin"
Diyip göğsüme vurdu ardından kahkaha attı.
Belinden tutup dolabın kenarındaki nişe (kitap yada başka bir eşya koymak için yapılan duvara monteli raf) oturttum.
Ellerini bacaklarının arasında birleştirip bacaklarını sallıyordu.
"Bak ben ağzımı açmıyorum"
Bu cvabıma sırıttı.
Başını yana yatırıp söylendi.
"Açsana bi sen ağzını"
"Açiyim mi?"
Dedim tek kaşımı kaldırarak. Dudakları dudaklarıma denk geliyordu. Hafifçe dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Nefes alıp verdi. Sonra dilimi dudaklarının içinde gezdirince geri çekildi.
Alıştım artık. Bunu hep yapardı. Heyecandan...
"Heyecanından sevişemezdik."
"Pisliksin sen" dedi ellerinin arasına başımı alarak.
"Ayıp ayıp" fısıldadım. Gözlerini gözümdeki morlukta gezdirdi.
"Çok havalı duruyorsun"
"Sen bir de onları gör" klişe bir laf ama sıra bana geldiğinde söylemeyi çok severdim.
" Seni gören yolunu değiştirir zaten çok kaslısın bir de dayak mı yiyecektin."
Ama yedim. 4 belki 5 kişilerdi. 2 metrelerdi. Napiyim.
"Yesem nolcak?" Bacaklarının arasına yerleştim. Beline ellerimi doladım.
"Yemezsin ben biliyorum seniii"
"Seni yerim ama."
"Yesene" diyip dudağımdan öptü. Nişin üzerinden kucağıma aldım.
"Açım " dedi.
"Daha ne yiyeceksin bir doyuramıyorum seni " dedim. Gülümsedi
"Ben sana açım" diye ekledim. Bu söylediğim çok hoşuna gittti. Dudaklarımı ardı ardına öptü. Yatağa doğru götürüp hızlıca yatağa canını acıtmadan bıraktım. Saçlarıda aynı hızla yatağa düştü. Gözlerini kapatıp dudaklarımı ıslak ıslak öpüyordu. Cevap vermesini bekledim "ben de sana açım " demesini felan ama demedi.
Ellerimi başının arasına koydum yataktan destek alarak. Dizlerimin arasındaydı. Üzerine yavaşça bedenimi bırakmadan tek elimle tişörtümü çıkardım. Başını kaldırıp beni öperken şortumun iplerini çözdü. Göğüslerini öpmeye başladım. Yavaşça askısını çıkardım. Diğer elimle saçını okşuyordum. Onun eli de elimde diğeri belimin aşağısındaydı.
Üzerini nazikçe bacaklarından doğru çıkardım. Teninin kokusunu içime çeke çeke köprücük kemiklerinden göğüslerine beline doğru öpüyordum. Ensemden destek alarak kalktı. Şortumu çıkardı. Saçlarını okşayarak dudaklarında dilimi gezdiriyordum. Ellerini ensemde kitledi. Yatağa doğru yatırıp bende üzerine ağırlığımı vermeden yerleştim. Elini sırtımda gezdiriyordu . Tırnakları uzamıştı. Huylandırıyprdu. Elimi cinsel organına götürüp okşarken hala öpüşüyorduk. Elimi belimden dsstek alarak döndü ve üzerime geldi. Kalçalarından tuttum.
"Çokgüzelsin" diye fısıldadım. Gülümsedi. Tekrar öpüşmeye başladık. Deli gibi öpüşüyorduk. Ellerini bir müddet göğüslerimde gezdirdi. İçine girdiğimde sıcaklığını hissettim. Terlemiştim.
Terlemiştik
Tam 2 saat boyunca sevişmiştik.
~~~
Kolumda uyurken üzerine giydirdiğim tişörtümün uzunluğuna baktım. Dizlerine kadar geliyordu. Burnunu sıkıp "minik" dedim.
Kirpiklerini kıpırdattı.
Ah hadi uyumuyormuş.
Bunu hep yapardı. Uyuyormuş gibi yapıp beni izlerdi ,dinlerdi.
Demek uyumuyorsun.
Ellerimle saçlarını okşadım. Başının gerisine doğru taradım.
"Çirkinleşmişsin sen çirkin " dedim içimden gülerek. Kirpiklerini oynattı tekrar.
"Çirkin makyaj yap bu ne çirkinlik" arkasına döndü. Kahkaha atmamak için kendimi çok zor tutuyordum. Nazikçe kendime doğru çekip bana doğru döndürdüm. Başını göğsüme gömdü.
Sen çirkin olabilir misin hiç? Güzellik
"Daha dün seviştik ya enerjimiz bitti" diyip elimi başımın altına koydum. Ani bir hızla yerinden kalkıp üzerime çıktı. Hem Yastıkla vuruyordu hemde dinlenip eliyle göğüs kafesime vuruyprdu. Çıldırmış gibi de bağırıyordu. Ellerimle yüzüme siper aldım.
"Yaaa Sedaaatttttt" "öldürceeemm senii"
Kahkaha attım ellerini tuttum.
"Dur prenses uyumadığını biliyordum"
"Yaa yalan söyleme"
"İyi inanma oyuncu" "rollere bak rollere" dedim. Yüzünü severek.
Yanaklarımı sıktı.
"Neden böyle bir şey yaptın yaaa?"
"Üzerime çık diye" dedikten sonra yataktan doğrulup koltuk altlarından tam üzerime aldım. Dudaklarındaan ıslak ıslak öperken çekildi.
Yüzümü sertçe vurdu. Yüzüğü ters döndüğü için elmacık kemiğime çarptı. Acıtmıştı.
"Aaa yeter" diyip parmağını ısırdım. Gülüp kaşlarımla oynayarak mırıldandı.
"Öküzsün sen"
"Hıı?"
"Evet!" Diyip dudağıma yaklaşıp geri çekildi. Şımaarık çocuk gbiydi.
"Bu öküz seni mutfağa götürsün hadi" "karnını doyursun bu öküz" diyip tek hamlede kaptığım gibi sırtıma aldım. Kahkaha atıyordu. Mutfağa götürüp bangonun üzerine oturttum.
"Ya sen ne tatlısın öyle "
"Canın tatlı bir şeyler çekti anlaşılan"
Dedim. Gömleğimden çekti.
"Yaa Sedat bi gel ben doymadım"
Duymak istiyormuş gibi sordum.
"Neye?"
Dudakları dudaklarımda konuştu.gözleri kapalıydı.
"Sanaa"
"İstersen tekrar..."
Sözümü heyecanla kesti.
"Yok yok " "bu hakkımı saklamak istiyorum"
"Aa sen korktun" dedim şakayla karışık. Bir yandan ekmek arası hazırlıyordum. Bir yandan da portakal kesiyordum.
"Senden mi korkcam ?" "Hayatta" diyip bacaklarını sallıyordu beni izleyip.
"Yanına yaklaştım.
"Korkma zaten" dedim.
Boynundan öptüm.
Elimdeki ortadan ikiye bölünmüş portaklı göstererek söylendi.
"Onunla napıcaksın?"
"Portakal suyu sıkıcam sana" dedim.
"İyi iyi alıcam seni kendime çok yeteneklisin" dedi. Çok mutluydu. Sürekli söylenip duruyordu.
"Bencede evlen benimle kaçırma beni" dedim. Kahkaha atıp çantasına koştu. Fotoğraf makinesini aldı. Tekrar bangonun üzerine çıkmak için beni rahatsız etti. Çıkardım. Bangonun üzerinden beni portakal suyu sıkarken kendiside sırıtırken selfie çekti.
"Sedat portakal suyu sıkarken hemde bana" diyip fotoğraf makinesini sallayarak gözüme soktu.
"Şımarık dur" dedim. Hâlâ söyleniyordu.
"E nolmuş iste her sabah sıkıyım"
Özenle tabakları hazırlayıp önümüze koydum. Altıma yüksek tabure çekip
"Hadi yiyelim" dedim.
"Sen yediiiir"
"Aa sen çok oldun ama bak" dedim tabureden kalkıp. Bacaklarının arasına yerleştim. İteklemeye çalışıyordu. Öperkn kalçalarında ellerimi gezdirdim.
"Çok mutluyum"
"Muhakkak" dedim.
Soracağım bir sürü şey vardı. Ama sormadım. Siktir ettim. Gözlerinin merkezinde kendimi sıfırladım. Sorunları kendiliğinden yaratmak istemedim sadece şu anın onunla geçirdiğim anın tadını çıkarmak istiyordum. Güzelliğini bozmak istemiyordum. Uyku hali stresimi uyandırmak istemiyordum.
Yerime oturup ekmeğini böldüm ağzına götürdüm. Portakal suyunu içerken elimi ağzına götürüp öptü.
"Ellerine sağlık aşkım"
"Sağol hayatım" dedim. Hayatım dememi çok büyütüp bağırdı. Çığlığı kulağımda yankılandı. Gömleğimi çekiştirerek
"Bir daha de" dedi. Yan yan baktım.
Korkup elini çekti. Çok gzüel çok tatlı görünüyordu.
"Bak en sevmediğim şey yemek yerken rahatsız edilmek"
"Tamam tamam" dedi
Ellerini silkip portakak suyunun dibinde kalan yudumunu da içtikten sonra
"Hadi dışarı çıkalım" dedi
Tabakları toplayıp tek elimi beline dolayıp yere indirdim.
"Dünyanın en güzel eğlence merkezleri burada sayılır." Dedim.
"Yaşasın eğlenmeye gidiyoruz"
"Striptiz kulubüne"
Diyince bozukdu. Kahkaha attım.
Bel altıma vurdu. Aşağıdan kızgınca baktım. Elimin tersiyle yüzüne vurdum.
"Hakkettin Sedat sen de hemen vur. "
"Tamam sen bana gece yapacaksan gitme fikrinden vazgeçebilirim"
Dedim şakayla karışık.
"Yapmıyoruz sanki nankör"
"Yöpmöyörüz sönkö nönkör" Karanın bu dediğini sesimi değiltirip tekrar edince iyice sinirlendi. Kızınca çok tatlı oluyordu.
Küsüp giderken kolundan tuttum.
"Seni severek ölmek istiyorum sonsuza kadar seni sevmek"
Çatık kaşları düzelip gözleri parladı böyle dememi beklemiyordu. Sarılıp başını denk gelen göğsüme rastladı.
"Seni çok seviyorum"
Yüzünü okşadım.
"Hadi biraz gezintiye çıkalım"
Diyip kucağıma aldım. Hâlâ dediğimin etkisindeydi.
"Erkek adam sevdiğini söyleyemez"
"Seven adam olmasın o?"
Dedi.
"Dur sözümü kesme dinle" dedim. "Bir şey anlatcam" Başıyla onayladu.
Dikkatle beni dinliyordu.
"Bir adam varmış bir kızı çok seviyormuş bir kız varmış bir adamı çok seviyormuş kız adama demişki seni seviyorum adam demiş ki öyle kız demiş ki sen beni sevmiyorsun terketmiş adam da ömür boyu kızı severek yaşamış"
Burnuna dokundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ VE KARA (Düzenlenecek)
Romansa"Belkide Dünya'ya gelme sebebim sensindir. Belkide ben dünyaya seni çok sevmek için gönderildim. Bana başbelası diyorsun ya ben senin başına gelebilecek en büyük belayım evet."