Bilmiyorum...
Bazen her şey filmlerde gördüklerimizden ibaret değilmiş gibi. Sahnenin en güzel yerinde tiyatronun bitmesi gibi sanki. Sanki gerçekler saklanmış gibi. Kadın tam giderken erkeğin gitme dediğini duyamaması dizilerde değilmiş gibi sanki...
Hadi be dediğimiz her şey gerçekte bir gün rast düşebiliyor bizede. Tam sinemaya girecekken gelen bir telefonla ölüm haberi almak film sahnesine benzeyebiliyor. aklın ulaşabileceği her şey gerçektir aslında. Yoksa filmlerde ve dizilerde Tanrı işlenmiyor!Gerçekten gerçek olmasaydı akla ulaşılmazdı. Kim bilir belki süper kahramanlarda gerçektir. Yeryüzünde bir yerlerde saklanıyorlardır. Aslında olay kahraman ya da süper kahramanı bulmak değil... Gerçeklerin acıyla dolu olması. Bazen sana, senin ölmene bile razı gelemeyecek kadar acı olmasıdır...
Işık gözümü yakıyor sanırım sarı ışık gibi. Yok yok mavi kırmızı gibi...
Kulağımdan aşağıya akan bir sıvının başlangıç noktası canımı yakıyor. Biri yaklaşıyor ama gözlerim görmemeye direniyor. Suyun altındaymışım gibi sanki.
Ne diyorsun abicim??Ne dediğini duyamıyorum. Kilitlenmişim gibi.
Tekerlekli sedyeyle birkaç kapıdan geçiriyorlar ve üşüdüğümü hissediyorum. Şükür diyorum; bir şey hissediyorum. Peşimden koşan bembeyaz insanlar görüyorum. İyotla keskin bir peroksidin kokusu burnumu kaşındırıyor. Öksüremediğimi farkedince boyunluğun takıldığını anlıyorum.
O kadar hızlı konuşuyorlar ki dinleyemiyorum.
Gördüğüm tek şey yeşil önlüğüm oluyor. Zaman bana sadece bunu fırsat sunmuyor tabi.Sadece ben görmek istemiyorum. Gözlerimin görmek istediği bunlar değilmiş gibi sanki. Bunu görmek istemiyorum.
Başımı Kaldırmak için sarf ettiğim çaba sonucunda pes ediyorum. Gözümün kenarından bir sıvı akıyor. Gözyaşım galiba. Acı çekiyorum.
Hep birlikte ameliyat masasına eğilmiş maskeli adamlar görüyorum.
Ne izliyorsunuz? Hangi kanalı izliyorsunuz?
Çarşafın üzerindeki sterial parçalara bakıyorum. Bir sürü alet görüyorum. Sonra mavili uzun boylu iri yapılı bir adam elini gögsüme dayıyor, ne dediğini anlamıyorum. Gördüğüm tek şey elindeki uyuşturucu oluyor.
Canım yanıyor. Sonra lanet okuyorum. Ama geçmiyor. Sayıyor..um. 1, 2, 3, direnmekten vazgeçiyorum tıpça bir şeyler söylüyor -sesi tanıdık mı?-
Son gördüğüm şey; ameliyat maskeli iki erkeğin takkeli kafası.
***"Sedat... Şirketin gururu olacak tek kişi. Benim oğlum... Sevgili oğlum..Seninle her zaman gurur duyduğum söylenemez tabi. Bazen komşuların camlarını indirirdin ve o an sana ağzıma gelen her şeyi sayardım. Bazen okulda bayan hocana aşık olduğun için sürekli kavgalar eder hocanda beni çağırırdı. Bizi sürekli görüştürmeye çalışırdın. Ona anne demek isterdin. Ah oğlum! Sana bir hayat veremedim belki ama önemli olan tek şey hayatını yaşayıp bu dünyadan vakti gelince göç etmek değildir. Ölmek diye bir şey yoktur. Ölebilmek basittir oğlum ama ölemezsin.
Çünkü biz yaşadığımız sürece kattıklarımız vardır. Yaşattıklarımız. Anılarımız. Bastığımız taştan yerlerde ayak izlerimiz vardır. En önemliside sevdiğimiz birinde kalbimiz.
Birinin kalbinde olduğun sürece ölmezsin. Kalpte yaşamak başkadır. Annende öyleydi benim için. Kalbimdeydi o benim. Hep yaşamıştı. Yaşıyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ VE KARA (Düzenlenecek)
Romance"Belkide Dünya'ya gelme sebebim sensindir. Belkide ben dünyaya seni çok sevmek için gönderildim. Bana başbelası diyorsun ya ben senin başına gelebilecek en büyük belayım evet."