Şu aralar en çok vakit geçirdiğim yer banyo olmuştu. Duş almaktan bezmiştim. Yatağa doğru geri geri ilerledim. Kara sırtımda duşa gitmek istiyordu. Şu sıralar iyice şımarmıştı. Ama şımarmak ona çok yakışıyordu. Sırtıma özenle alıp ince bacaklarından tutup duşa doğru yürürken kulak mememi ısırıp mırıldandı. Bir yandan ayağı tam aşağıya denk geliyordu. Ne dediğine odaklanmak zor oluyordu.
"Parmakların ne kadar büyük. Ayak parmaklarında öyle. Gerçi senin bir yerin daha büyük ama söylemiyim şimdi..."
Nee?
Kahkahalar attım içimden. Duyunca bir tuhaf oluşumdan tuttuğum bacağını sıktım. Yine de söylemesini istiyordum.
Bacağına ileti gönderir şekilde sıkıp gevşettim.
"Söylee"
Göz kapaklarıma ellerini koyup altın sarısı güzel kokulu saçlarını boynumdan sarkıtıp kulaklarıma tekrar eğildi.
"Söylemiycem"
Tamam söyleme bakalım. Anladım ben onu.Eğlenceli eğlenceli güldü. Duşa geldiğimizde sırtımdan şımarıkça yavaşca sürtünerek indi. Çıplak bedenini küvete bırakırken ani hızla beni de çekti. Sıcaklığı ayarlayıp kollarımın arasına aldım. Benimkinin tam üzerinde oturuyordu. Küvet dolunca sırtını ovalamaya başladım. Gözlerini kapatıp o iğrenç sesiyle şarkı mırıldanıyordu.
"Kim ne derse desin aşk için..."
Bu nasıl sesdir böyle. Bana da yazık ama güzel gözlüm.
Elleriyle arkadan kafamı asılıp dudağımdan öpüp devam ederken söylendi.
"Çok güzel sesim deme?"
"Çok"
Diyip gözlerimi kısıp gülümsedim. Göz kenarlarımdaki çizgilerime dokundu.
Devam ederken içimden küfür ettim.
Siktir ya? Çok da tatlı şimdi sus nasıl diycem ben buna?
Havada sallanan ellerini yakalayıp tuttum. Ağzımla sus işareti yapıp
"Sus ama ya?"
Dedim.
"Neden? Neden ya? Aşkım sen söyle o zaman"
Hemen cevapladım.
"Hayır"
Kaşlarımı ağır şekilde yukarı kaldırdım.
Islak saçlarıma bakıp elleriye ne bu hal gibisinden
"Aşkımmmmm çok tatlısııın"
Ne aşkım mı? Aşkım deme Kara bana lütfen ama. Sevmiyorum. Sen daha tatlısın gel öpcem.
Kara'yı takmayıp başımı sallamakla yetindim. Dudağından öpüp bana doğru iyice yaklaştırdım. Vücuduna her an böyle yakın olmak istiyordum. Bu arzu başka bir şeydi. Ona doymamak doyamamak. Islak kirpiklerinden öpüp göğüslerini yalamak için yaklaştım. Başımı itekleyince sinirlendim. Refleksen kolunu ağır şekilde yere indirince o da kızdı. Aşağıya dokunup konuştu. Hayır böyle olmaz bu şekilde sana odaklanamam Kara.
Ellini aşağıdan çektim.
"Öküz müsün sen Sedat"
Nazlı nazlı küvette de debelenirken hiç güçlük çekmeden tek hareketle üzerime aldım.
Dur ama bebeğim sakin. Çok yoruyorsun beni.
"Kara bir sakin dur."
Omzundan öptüm. Hemen yumuşadı. Her şeyle mutlu olabiliyordu. Onu çok farklı seviyordum.
"Yakışıklıma bak çok da güçlü"
Diyip üzerime yattı. Oh diyip zevkten göz kapaklarımı kapattım. Dudaklarımı yalayarak öperken sadece hissettim. Karışmadım. Göğsüme kafasını yatırdı. Elleriyle hafif hafif okşamaya başladı. Sadece hissediyordum. Onun küçük ellerini... Vücudunu... Sıcaklığını... Bitmek bilmeyen enerjisini..Güzelce duş aldık. Nazikce üzerini giydirdim. Kara'yı giydirmem onun çok hoşuna giderdi. Giydirirken alt tarafını okşama fırsatını asla atlamazdım.
Ben de giyinirken sarılma bahanesiyle etiketime asıldı.
"Çek elini."
Diyip başımı geri çektim.
"Vaov Vakko"
Diyip sırıttı. Ağzına vurdum kaşlarımı çattım.
"Vakko"
Alaylı bir şekilde söyledim. Patavatsız Kara. Görgüsüz bebeğim.
Pantalonumun fermuarını çekecekken ayakkabılarının bacıklarını bırakıp koştu.
"Durrr durr ben yaparım aşkım."
Tam o sırada pantalonu indirip yalamaya başladı.
Yine yaptın yapacağını Kara. Tatlı belam benim.
Fermuarımı kapatıp kemerimi bağladı. Gülümseyip bacıkları açık ayakkabılarla yürürken çok komikti. Giderken kalçasından tuttum. Düşmesin diye diğer elimle de kolundan... Mutlulukla yatağa oturdu. Bacıklarını bağladı. Herşeyini ben alırdım. Çorabından iç çamaşırına kadar rujundan oje kurutucusuna kadar. Çünkü o benimdi. Yine meraklı bebeğim dayanamayıp sordu.
Geç kaldın.
"Ben neden böyle şık giyiniyorum?"
Diyip o mükembel gözleriyle baktı. Bende göğüs dekoltesine baktım.
Sanki çok mu açık? Yok yok iyi. Çok güzelsin Kara. Yeşil çok yakışmış.
"Süpriz"
"Alıştırıyorsun ama."
"Alış alış"
Diyip gülümsedim.
"Son günümüz "
"Bunu şu anda hatırlatma Kara"
Diyip yanına yaklaştım. Elinden nazikçe tutup çantasını koluna astım.
Kapıya kadar eşlik ettim. Kapıyı açtım. İçeriden çıkarken aşağıya dokunup çıktı. Bunu hep yapmak zorundaymış gibi. Yapsın bir şikayetim yok ama kendimi tutamadığım bir zamanıma denk gelicek diye endişeleniyorum.
Dışarıya çıkarken kalçarına bakmayı ihmal etmedim. Bende dışarı çıktım. Bana son kez bakıp
"Çok yakışıklısın."
Dedi.
"Biliyorum biliyorum."
Beklediği cevap bu değilmiş gibi elbisesine baktı. İçinde çok güzel görünüyordu. Eteğin ucundan alıp kısaltınca nasıl durduğuna bakarken bacağına tekme attım.
"İndir onu"
Hemen panikleyip indirdi. Bayılıyor kısa giymeye beni deli ediyor.
Başımın belası.
Koluma girip sallandı.
Hilton her zamanki gibi sesliydi. 32. Katında doğum günü partisi yapılıyordu. Kapıdan giren davetlilere bakan Kara'yı dürttüm. Lacoste üstümü düzelttim. Kadınlar umrumda değildi. Tek umrumda olan Kara'ydı. Bir de onun çevresindekiler. Gerçi hiç bir arkadaşı yoktu sayemde. Kimse onunla konuşamazdı. O da halinden memnundu. Hele bi olmasın!
Kapıdan çıkarken selam veren görevliyi takmadım. Kaşlarımı kaldırıp dudağımı yaladım. Kara'ya bakan üç beş gence dalmamak için yumruğu sıktım içime attım. Dişlerimi sıktım. Kapıya çağırdığım taksiye bindim.
Nereye gideceğini biliyordu. Kara'nın başından ağzıma doğru bastırıp öptüm. Bir yandan gözüm açık dikiz aynasından taksiciye buraya bakıyor mu diye bakıyordum. Baksaydı onu sikerdim. Zaten sinirliydim. Kara çok şık göründüğü için sinirliydim.
Basmaneye geldiğimizde kapıyı açtım inerken pencereden taksimetrede yazan fiyatın 3 katını ödedim.
"İyi akşamlar efendim iyi eğlenceler"
Diyen taksiciyi sikime takmadım. Fuara girerken Kara sevişirken ki gibi heyecanlandı. Ağzını elleriyle kapatıp lunaparkın ışıklarını işaret etti.
"Sedaaaaattt. Bu çok harika."
Gülümsedim.Sen daha harikasın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ VE KARA (Düzenlenecek)
عاطفية"Belkide Dünya'ya gelme sebebim sensindir. Belkide ben dünyaya seni çok sevmek için gönderildim. Bana başbelası diyorsun ya ben senin başına gelebilecek en büyük belayım evet."