"Gerçekten senin için bu kadar değersiz miyim?"
"Anlamıyorum..."
"Onca şeye rağmen ben anlamıyorum"
"İstediğin ne Kara?"
"Yok bir şey. Tamam" derin nefes alıp tekrar devam etti. "İstifa mektubumu yarın getiririm. "
Gözlemlediğim kadarıyla çantasını toparladı. Gizli kaçamağımızın tek adresi olan benim odamdan çıkış olabileceğini nasıl düşünürdü? Onca yaşanmışlıktan söz ediyordu. Onca yaşanmışlığına baktım. Ellerine... Safir mavisi gözlerine... Dudağının hafif kırışıklıklarına... Tanrım!Gitmesine izin vermemi kesinlikle istemiyordu. Tanıyordum onu. Hadi kolumdan beni tutsun! Diye kendini parçaladığını da biliyordum. Ee? O da beni biliyordu. Yapardım. Yaptım. Kolunu kavrayıp göğsüme çekiştirdim. Mis gibi dünkü duştan kalmış lavanta kokuyordu. Kalbimi heyecan basmıştı. Eli... Eli kemerimdeydi. Nefes alıyordu. Ah ne kadar tatlıydı. Bebeğim benim...
"Gidicem!!"
"Kapı kilitli Kara! Beklede açıyım"
"Ruhsuzun tekisin sen!"
Çıldırıyordu. Elini sertçe sanki birazda bilerek bel altıma sürterek çekti. Beni çıldırtıyordu belkide. Ne kadar da öp beni dermiş gibi bakıyordu. Ellerimle saçlarının arasını kavrayıp Seni seviyorum dememeyi kendime aşılıyordum.
Kapıyı açmak için gittim,ilerledim. Arkamı dönmediysemde ağladığını hissettiğim o ince hıçkırışını duydum. Bitti sanıyordu ?
Biten neydi?
Gün mü?
Ah evet komik kız.
Kapının kilidini bir kez daha çevirdim. Açıldı sanıp beni itekledi. Normalde bunu yapamazdı çünkü güçlü vücudumu asla kontrol edemezdi. Buna gücü yetemezdi. Yani O hep böyle söylerdi. İşte o an dalgınlığıma gelmişti. O sarı saçlarının kokusunun dalgınlığına.
"Niye açılmıyor Sedat? "
"Kapı sana küsmüş, açılmak istemiyormuş. "
Hemen gülümsemişti. Bir Tanrıça gibiydi. Tekrar kırışıklıklarını gördüm. Hemencecikte kanıverişini...Çocuk gibi. Ben de onunla çocuk olmayı ne kadar becerebiliyorsam işte.
"Ya !"
Tek kaşını kaldırdı. Kapıya ilerledim ayaklarına kapanıp "Seni seviyorum" demek istesemde sadece ilerledim. Elimle yüzünü okşadım. Hiç kıpırdamadı. Hatta omuz silkti. Kendimden geçmişken konuştu. Bunu hep yapardı. Sinir bozucu mızmızın tekiydi. Hep bu anı bulurdu. Hep bu anlarda o pembe dudaklarını kıprıştırırdı. Çoğu zaman anlamazdım ama bu kez anlamıştım.
"İyiki varsın.. Ben, ben seni seviyorum tamam mı? "
"Öyle"
Bende seni seviyorum. Benim Üstü açık arabamda dans eden şımarığım. Benim duşta uykusu gelen şımarığım. Benim tam sevişirken konuşası tutan şımarığım. Bende seni seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ VE KARA (Düzenlenecek)
Romansa"Belkide Dünya'ya gelme sebebim sensindir. Belkide ben dünyaya seni çok sevmek için gönderildim. Bana başbelası diyorsun ya ben senin başına gelebilecek en büyük belayım evet."