Korkuyordu. Onu tanıyordum. Bir şeylerden korktuğunda hep kollarını bağlardı çünkü. Dudaklarını yaladı konuşurken gözlerime bakmadı
"Son kez derken son kez olan ne?"
Anlamamazlıktan gelme işte Kara ya! Sikiyim böyle işi.
Sağa sola bakındım. O geri kafalı insanların suratlarında üç beş tur attıktan sonra Kara'ya baktım. Göğüs dekoltesi v şeklinde gelen açık mavi naif bir elbise giymişti.
"Hemen açılmışsın?"
Dedim ellerimle v yakasını yukarı doğru asılırken. Hemen gözleri büyüdü. Kafasını pardon? Anlamında sağa çevirdi. Elime tırnaklarını geçirdi.
Ne kadar da uzamış senin tırnakların? Bazen uzamasın diye o tırnaklarını kerpetenle sökmeyi o kadar çok istiyorum ki Kara bilemezsin.
Birden ilk seviştiğimiz günlerde acıdan sırtımı tırnakladığı günler aklıma geldi. İz bıraktığında bacaklarını morarttığım tırnaklarını etlerine kadar kestiğim günler aklıma geldi.
Güzel günler.
Ben kötü biri değilim. Sadece insanlar çok iyi. Yoksa ben normal biriyim diye düşündüm."Ne diyorsun sen açılmışsın felan doğru konuş"
"Sende elimi bir daha tırnaklama Kara"
"Döver misin?"
Dedi. Bir daha elimi tırnaklayarak. Kaşlarını kaldırarak ve etraftaki insanları göstererek. Dişlerimi sıktım. Sinirlerimin yatışması için Konuyu geçiştirdim.
"E hadi cevabın?"
"Ben hâlâ soruyu anlamadım?"
Dedi. Yalan söylüyordu. Sadece Kara'yı tanıyordum. Bana aklı sıra acı çektirmek istiyordu.
Ama daha da çok sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyordu.
"Bal gibi de anladın!"
Dedim kolunu sıkarak. Geri kaçtı. Parfümünün kokusu burnuma gelince daha da tahrik olmuştum.
Kaçması beni deli etti.
"Bakalım doğru mu anlamışım?"
Diyip devam etti. Gerisinde ne diyeceğini merak ediyordum.
"Beni son kez becerip Sonra da siktirip gideceksin ?"
Ne? Ne? Ne? Ne dedi o?
Baş aşağı düşmüş gibiydim. Kelimeleri tekrar kafamda birleştirdim. Doğru duymuştum. Elim sinirden havaya kalktı.
İstemeden de olsa beynim bunu yapmak zorundaymışcasınaydı.
Boğazını sıkıyorum. Kara'nın arkadan bacağına değen sandalye düşüyor. İnsanlar bize bakıyor. Arkada oturan iki yaşlı adam hariç. Restoran görevlileri müdahale etmiyorlar. Kara ellerimi tutuyor gözleri kan çanağı. Durmam gerektiğinde duruyorum. Ama kendime gelemiyorum.
Bir şey diyecek halim yok. Kara şoka girince kucaklıyorum. Zorla.Hesap defterindenyazan tutarın iki katı kadar para ödeyip kollarımda Kara'yla oradan çıktım. Kara arabaya doğru giderken debelenip bağırdı.
"Bırak beni! Nefret ediyorum senden!"
İstediğini yaptım. Yere usulca bıraktım.
"Nefret mi ediyorsun?"
"Evet nefret ediyorum senden. Egondan tavırlarından herşeyinden."
"Bir daha düşün istersen?!"
Sürekli göğsüme vurup duruyordu. Ellerine bakınca anlayıp korktu. Geri çekildi.
"Düşüncek bir şey yok Sedat benden uzak dur."
Duramam!
"Hayyır"
Dedim tuhaf ses tonuyla. Devam ettim.
"Bu gece sevişcez ondan sonra naparsan yap"
Alaycı şekilde güldü.
"Ne sanıyorsun sen ya? Ne diyorsun? Defol"
Diyip gitmeye kalkışırken kolundan tutup sıktım. Bacaklarımın arasına aldım.
Gitmeye çalışıyordu ama kıpırdayamıyordu. Çünkü bunu yapamazdı. Bunu yapması için Hulk olması gerekiyordu.
Hadi Kara beni yorma. Sende istiyorsun biliyorum.
"Gidicem!"
Diye bağırdı.
Bok gidicen.
"Giiit"
Dedim. Gidemezdi iyice sıkıyordum.
"Seninle sevişmiycem hatta senden iğreniyorum"
Ben sana bayılıyorum ama. Ayrıca nefret etme şansın yok. Öyle bir dünya yok Kara!
Bacaklarımın arasındayken arabaya iyice rastlandım. Kolunu kendime doğru çekip dudağına yapıştım. Bir yandan incecik belini diğer elimle sardım. Kimse umrumda değildi. Ayrıca çok karanlıktı. Kimse bizi görmezdi. Görse bile sikimde değildi.
Elimi kalçasına doğru indirdim. Eliyle refleksen aşağıyı sıktı. Ah dedim. Kalbimin hızı arttı. İyice yanaştırdım. Bacaklarının çıplaklığına bacağımı sürttüm. Saçlarını asılayarak yakınıma yaklaştırdım. Kara'da bir yandan aşağıyı okşuyordu. Kendimden geçince durmak için kafamı geriye çektim. Çekerken Kara dudağımı bırakmamak için ısırdı. Zıplayarak kucağıma geldi. Elimi aldı eteğinin altına soktu.
Okşamaya başlarken Kara kendinden geçip bağırmaya başlıyordu. Durdum. İçimden bir ses öyle söyledi.
Kara birden geri çekildi.
"Hani benimle sevişmek istemiyordun?"
Bunu neden dedim bnde bilmiyordum. Ama sinir olmuştum laflarına sinir etmek istedim. Ama kalbi kırılmış gibiydi.
Arabaya doğru yürüdü. Üzerini düzeltip bindi. Uzunca baktıktan sonra araba anahtarıyla oynadıktan sonra arabaya bindim.
Hassiktir ya neden durdum?
"Evime götür beni"
"Hı hı"
"Çok ciddiyim eve gitmek istiyorum"
"Eve mi tamam"
Bizim evimize herhalde başka evin yok Kara senin.
Arabayı otobandan çevirince Kendi boktan evine gitmediğimi anladı.
"Sedat sağa çek"
Diye bağırdı. Hemen sağa çektim.
"Eve gidicem kapıyı aç "
"Eve gidiyoruz zaten Kara"
"Hayır ben kendi evime gidicem"
O sırada telefon çalıyordu.
ŞURA arıyor
O ikilemde kaldığımız hemen seçim yapmak zorunda kaldığınız anlat vardır ya? İşte o anlardan birindeydim.
Sürükle Reddet
"Kara benden kurtulamazsın."
Dudaklarını yaladı. Sinirliydi.
Bilerek eteğininçok yukarıya çekmişti.
"Neden?"
"Çünkü öyle işte"
"Öyle işte mi?"
Devam etti.
"O zaman devamını getir?"
"..."
"Daha bana seni seviyorum bile diyemiyorsun Sedat?"
Seni seviyorum Kara. Çok çok çok çok çok çok.
"Hadi boş konuşma"
Arabayı çalıştırdı. Sinirlenip
"Amına koyiyim ya eve gitmek istiyorum"
Dedi.
Arabaya ani fren yapıp. Ağzına öyle sert vurdum ki üst dudağı patladı. Eliyle akan kanı tuttu suratıma baktı.
"Küfür etme!"
Diye bağırdım. O kadar sert bağırdım ki korkudan kızmaya cesareti bile yok oldu.
Sen benim masum meleğimsin küfür nasıl edersin! Çıldırmak üzereyim nasıl bir günün içindeyim ben. Sabır.
Arabayı tekrar çalıştırıp. Arabada bulunan peçeteyi önüne attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ VE KARA (Düzenlenecek)
Romance"Belkide Dünya'ya gelme sebebim sensindir. Belkide ben dünyaya seni çok sevmek için gönderildim. Bana başbelası diyorsun ya ben senin başına gelebilecek en büyük belayım evet."