Sizi fazla bekletemedim ve yeni bölümü hemen yayınladım yorumlarınızı eksik etmeyin sizi çok çok seviyorum yorumlarınızı da büyük bir mutlulukla okuyorum iyiki varsınız
Yorumlarınızı kitabın karekterleride okuyor sizlere çok teşekkür ediyorlar
Kocaman öpüldünüz canlarım
İyi okurlar ❤️🦄❤️🦄"Aç gözlerini" diye fısıldadım kollarımın arasındayken.
Açtığında dün akşam ki güzel birlikteliğimizin saniye saniye görüntüleri gözümün önünden geçince heyecan bastı.
Güneşin pencereden sızan beyaz parıltısı gözlerinin maviliğine mavilik katıyordu.
Gülümsüyor ve kollarımın arasında aşağı doğru uçuşan uzun altın sarısı saçlarıyla kendini daha çok geriye veriyordu.
Bana sonsuz güveniyordu ama bencede öyle olmalıydı.
Kollarımjn arasında hiç güçlük çekmeden sıkıca tutuyor bir yandan göğüslerine küçük küçük öpücükler konduruyordum.
Ensemde ellerini kilitleyip kendini bana kaldırttı.
Birden kucağıma alıp kendime doğru kalçalarından çektim.
"Ham ham ham" diyerek boynunu ısırıyormuş gibi yaptım.
Kahkahalar atıyor kendini bana doğru iyice bastırıyordu.
Ah bitiyorum!
"Hadi fuara gidelim" dedim.
"Fuara mı" dedi elleriyle ağzını kapatarak.
"Eveeetttt" dedim gözlerimi kocaman açıp kucağımda taşıdım. kıyafetlerini giydirmek için dolabın oraya doğru kucağımda götürdüm.
Yaramazlık yapıp kucağımda sürekli dudaklarımı ıslak ıslak öptü durdu.
"Baaak" dedim. Kaşlarımı çattım.
"Hemen kızıyorsun aşkım" dedi suratını astı.
Kızmıyorum Kara.
"Şımarma" dedim açık olmayan düzgün bir kıyafet seçmeye çalışen ama yoktu.
Doğru düzgün kıyafet almamıştı yanına.
İyice deli ediyordu beni.
Bu kıyafetlerde ne? Katil edicek beni adam akıllı bir şey de yok.
Kafamdan sinirden dumanlar çıkıyordu.
"Aşağıda mağazalar var bir şeyler alalım sana"
"Aşkım bir sürü kıyafet getirdim işte"
"Bir sürü kıyafet getirmiş aşkısı ama bu kıyafetler kıyafet değil"
"Aşkım saçmalama işte kıyafet değilse ne olcak kıyafet işte"
"Şşşşş bunlardan olsa olsa toz bezi olur" dedim kıyafetleri sinirden sağa sola atarak.
Ortalığa saçtığım kıyafetleri toplayıp yanıma geldi.
Sinirli bir ifadeyle sitem etti ama yemezler.
"Senin yanında giyemeyeceksem ne zaman giycem?"
Birden kafamdan tekrar dumanlar çıktı.
Kız sen ne diyon?
Hey Allah ım.
Benim yanımda giymesine ama yinede dışarda giymesine mi takılayım?
Yoksa ne zaman giycem diye cesaret etmesine mi?
Ne zaman giycen? kıyamette bile giyemezsin bebeğim!
"Geç geç çok konuşma" dedim kolundan çekerek.
Daha çok sinirlenio bana karşı koymaya çalıştı ve karşı hizama sarsıldığı yerden tekrar geçip beniiteklemeye kalkıştı.
İteklemeye kalkıştı diyorum çünkü kuş kadar haliyle beni iteklemeye çalışması komik.
Napıyor bu manyak karıcım gibisinden ellerim belimde bir müddet komik görünen haline baktım.
Daha sonra dayanamayıp elimin tersiyle ağzına vurdum.
"Sinirlerimi bozma" dedim.
Kaşlarımı kaldırdım.
"Sinirlerimi bozma cidden tüm kıyafetlerini yırtarım!"
Vurduğum ağzına kanıyor mu diye baktı.
Sinirden gülmemek için kendimi çok tutuyordum.
"Hele bi yırt! Ya çok pahalı bunlar"
Kendime pantalon seçerken alay ettim.
"Çok pahalı bunlaaaar" "Ben veriyorum parasını" dedim çoraplarımı giyerken.
Ellerini bağdaş yapmış trip atar bir şekilde gözleri sulu sulu bana bakıyordu.
Oyyy yerim çok masum görünüyor.
Kıyamadım be.
Ama hemen yelkenleri suya indiremezdim sonuçta kıyafetler çok seksi kıyfetlerdi bi kere Kara nın fiziği kusursuzdu bir de bunları giyerse katil olurdum.
Olmazzzz.
"Ağlama bak ağlarsan döverim" dedim.
Aynanın karşısına geçip saçlarını düzeltti.
Döveceğimi bilirdi ama nedense hiç korkmaz uslanmazdı.
Ah bebeğim ben seninle ne yapcam?
"Hayır bunları ne ara alıyorsun bilmiyorum. Beraber alışverişe çıkıyoruz benim olmadığım zamanlarda seni eve kilitliyorum." Diye sitem edince birden ağzından kaçırdı.
"İnternetteeen"
"Haaaa" "iyi internet yasak bundan sonra" dedim.
"Ya sedat saçmalama"
Yanına doğru ilerleyip dudaklarına yapıştım.
"Ya sedat saçmalama" diye taklidini yaptım.
"Saçmalıyorum saçmalıyorum ne fark eder benim sözüm geçer" dedim.
Göğsüme vurdu.
Vurdu denemez vurmalarından zarar gelmiyordu eli çok hafifti.
Vurduğu elini tutup ağzıma götürüp ısırdım.
"Elini kırarım senin bak çok şımardın" dedim.
"Bugün sen bir asabisin aşkım tamam"
Dedi seksi seksi önümden yürürken.
Fiziğini sevdiğim.
"Gülüm asabi değilim beni psikopat yapan sensin" diyince kahkaha attı.
Biliyorum ben senin neye güldüğünü neye olcak gülüm dediğime.
"Tamam bekle" dedim kapıdan çıkarken.
Bir kaç dakika sonra elimde poşetlerle odaya girdim.
Yatağın üzerinde yılan gibi kıvrılmış yatıyordu.
Yatağın üzerine ona gelmeyecek şekilde poşetleri fırlattım.
"Giy hadi onları çıkalım" "ya da dur ben giydiriyim hızlıca" dedim.
"Hayır" diye edalı edalı söylendi.
Aklı sıra bana trip atıyordu nazlı bebeğim.
Hemen poşetleri kurcalayıp aldıklarıma baktı.
Boyfriend bir jean ve beyaz bol bir gömlek.
Hoşuna gitmişti. Yanına gidip üzerini çıkaracakken itekledi.
"Hayır ben giyerim."
"Aaaa" dedim ve tekrar üzerine gittim ama tekrar itekledi.
"Bak uğraşırım" dedim.
Gülümsedi ama dudağını ısırarak bunu saklıyordu.
Bazen kadınlar git derken gitme der.
O yüzden kaçışın yok aşkısı seninle uğraşıcam.
Üzerindeki siyah bluzü hızla çıkarttım.
"Ya tamam ben giyerim" diye tekrar itekledi.
İtekleyen elini havada kapıp parmaklarjndan omuzuna kadar öperek çıktım.
Gülerek "yaaa" diyordu.
Çok tatlı gülüyorsun sen ya.
Ölürüm.
Gömleği kollarından geçirip hızla ilikledim.
Siyah taytını da aynı hızla çıkarırken belinden bacaklarına kadar öptüm.
Ayağının altını suratıma dayayıp "öp" dedi ayağının altını kast ederek.
Cadı tam bir cadı.
Elimle bacaklarını kavrayıp ağzıma götürdüm.
"Öperim nolcak" dedim.
Öptüm hatta gıdıklansın diye gıcıklığına az yaladım.
Kahkaha attı ve çok hoşuna gittiği için biraz utandı.
Karayla birbirimizin hiç bir şeyinden iğrenmezdik.
Birlikte ağzımızın içindekini dudaklarımızdan birbirimize verir daha sonra yerdik.
Bazen Kara iğrenir gibi yapar beni kızdırır daha çok hırslandırıp kendine zarar etmesine sebep olurdu.
Benimle uğraşmayı mı seviyor acı çekmeyi mi bu kız bazen anlayamıyorum.
Bazen hastalandığı zamanlar miğdesindekileri çıkarırken bile saçlarını çeker onu öyle bana hiçbir etki yaratmadan sıradan bir şekilde izlerdim.
Tırnaklarını keserdim.
Çok alkollüyken üzerime çıkardığı zamanlar bile ona kızmazdım.
Tüm bu hareketlerimden çok etkilenir beni her defasında bunlarla sınardı.
Ama hiç birzaman eline koz vermedim.
Bilirdim ki Kara nın hiçbir şeyinden iğrenmezdim.
"Hatta dur komple öpiyim bi seni" dedim Tek kaşımı kaldırıp.
Yaa olamaz der gibi nazlanarak yüzünü kapattı.
Altındaki iç çamaşırını çıkarmadan bacaklarından beline kadar her yerini öptüm.
Bir şeyler anlatmış bana ama duymadım kendimi kaybetmişim teninde.
Son olarak iç çamaşırının üzerinden de öpüp aldığım pantalonu giydirdim.
Bacağında bıraktığım morluklar geçiyordu az onlara baktım ama sevişirken öküz gibi bıraktığım izler yeniydi.
Bacaklarının kötü göründüğünü belli etmemek için gözlerimi hızla kaçırdım.
"Hadi kalk bakalım" dedim.
Öyle çok alışmış ki yatağa mıymıntı mıymıntı kalkmaya çalışırken dayanamayıp zorlanmadan ben kucağıma aldım.
"Hoppa" diyip yere bıraktım.
Offff be.
Gözlerim kamaştı çünkü Kara jean le her zaman taş bebek gibi olurdu.
Çok güzeldi.
Kendi kendime kaş yaparken göz çıkarmış oldum anlayacağınız.
"Ya yakışmadı sanki bunlar sana" dedim.
"Yakışmadı mı?" Dedi aynanın karşısına geçip kendini süzdü.
"Hıı Yakışmadı" dedim tekrardan.
"Al işte aşkım senin beğenmediğini giymem ben"
"Çıkar çıkar" dedim.
Böyle hayatta dışarı çıkartmazdım onu.
Genelde hep yanımda çirkin olmasını isterdim.
Gecelik olarak getirdiği ince bluzlere göz attım.
Peace yazılı bir kısa kollu siyah bir tişörtü elime alıp siyah pantalonunu aldım.
"Al bunları git bir de" dedim.
Hızla giyindi.
Diğerine göre biraz daha kötü.
Ne giysede yakışıyor abi ya.
Yakışmayan bir şey yok hatuma.
"Ya bunlar hiç olmadı asıl" dedi.
Mızmızlanıp üzerini çekiştirerek.
Hızla yanına uçup arkadan beline sarıldım.
Boynunun kokusunu içime çektikten sonra "hayır hayır harika oldun" dedim.
Çirkin oldun aşkım.
Tam istediğim gibi.
"Gerçekten mi?" Dedi gülümserken.
Hemen inanıverdi.
"Eveeet" dedim. Yüzümü sakladım çünkü ne zaman yüzümü görse yalan söylediğimi yüzümden anlardı.
Birbirimizin kodunu çözmüştük artık.
"Hadi çıkalım artk" dedim.
Saçlarını toplatıp elinden tuttum.
Otelden ayrılına kadar gözümü hiç ondan ayırmadım.
*^*^*^*
Her bir adım daha Yaklaştığımızda sesler daha da yükseliyordu.
Karışık bir gürültü vardı ve her istasyonda ayrı müzik çalıyordu.
İzmirin eğlenmeyi seven çocuk ruhlu insanların hepsi neredeyse buradaydı.
Zamperellaya baktığımda başım döndü.
Kara etrafa göz gezdirip elimi sıkıyordu.
Dönme dolaba binmeyi isterdim ama bugün dönme dolaba binecek kadar kendimi romantik hissetmiyordum.
Kara yerinde duramıyor bense inadına gitmesine imkan vermiyordum.
Elini bırakırsam küçük çpcuklar gibi koşuşturur dururdu valla.
Jeton aldıktan sonra birlikte ortak kararla ahtapota binmeye karar verdik.
Ben ahtapot diyorum izmirliler başka isim koymuşlarsa bilemem.
Karanın binerken görevliyle muhattap olmaması için jetonları ben verdim.
Yanına oturdum.
Dönmeye başladığında çığlıklar dönme hızıyla birlikte artıyordu.
Kara da bağırmaya başladığında her ne kadar bağırma desemde bağırıyordu.
Ağzına da vuramıyordumki bir kere denediğimde kafamı çarptım.
Bu lanet oyuncakta nasıl bu kadar kuduruyorlar bilmiyorum.
Bazılarıda korkunç diyor.
Ben driftte bile bundan daha eğlenceli dönerim çok ciddiyim.
Kara ya baktım.
Ellerini yukarıya kaldırmaya çalışıyor kahkaha ve çığlık atıyordu.
Tamam bebeğim eğleniyorsun o zaman sorun yok.
Karizman bozulcak diye gülmüyorsun eğlensene diye bana yakınsada cidden karizmamı düşündüğümden değil eğlenceli değil yani.
Ama yinede ortamı bozmamak için sahte gülüşlerden gırtlağımı acıttım.
Ah Kara Ah herşey sen biraz gül diye.
Herşey senin için.
Şu adam senin için ne harap oldu be.
Derin nefes aldığımda bitti sonunda şu salak oyuncağın süresi diye sevindim.
Kara üzüldü.
Ne kadarda ayrıyız.
Yok ya ayrı değiliz ben de üzüldüm ya da aynı olmak için üzülmüş gibi yapıp kendimi kandırdım.
Aynıyız ya biz yapboz parçaları gibi birbirimizi kesinlikle tamamlıyoruz.
Alnından öpüp "aa tüh bitti" diye dudaklarımı büzdüm.
Kara da aynı şekilde üzüldü ama bir daha binmek istemedi.
Nasıl sevindim.
Elinden tutup çok ısrar ettiğim kamikaze ye bindirdim onu ama çok korkuyordu hayatta binmem diye mızmızlanıyordu.
Nasıl ikna ettiğimi sorarsanız "aa yanında ben varken hiç bir şeyden korkmak yok dememişmiydim?" Dedim yelkenleri suya indirdi.
Ya ama pişman oldum.
Biner binmez mızmızlanıp dudaklarını çocuk gibi büzünce zaten görevliyle anlaşmıştım seslendim ve durdurdu.
Haline gülüp titreyen ellerinden öptüm o kadar korkunç olmadığıdan bahsedip durdum ama boşuna;
Çarpışan arabalarda karar kıldık.
Bindiğimizde direksiyona Kara yı geçirmek isterdim ama bir bayan araba sürerken yanında onu izlemek tercihim değildir.
Bir erkeğe yakışmaz bana hiç yakışmaz.
Ama yakışmasa bile çarpışan arabalar tam Bebeğime göre be.
Öyle bir araba kullanırki her saniyesi aksiyon filmi.
Neyse.
Direksiyona geçtim övünmek gibi olmasın kimse bize çarpamıyordu ama öylede eğlenceli olmuyor diye 3 numaralı araca kafayı taktım altı kez arkadan gelip vurdu.
Ben de peşine düştüm.
Her çarptığımız araba için Kara çığlık çığlığa kahkaha atıyor bende her defasında bu senin için diyiyordum.
Ne güzel gülüyorsun sen öyle be.
Ağzından öptüğüm.
Bir kaç saniye sonra olayın üzerine arkadan çarpan itin biri yüzünden Kara kafasını arkaya çarptı ve canı yandığı için durdu.
Benimde dünyam durdu.
Arkamı tam dönüp o kişiyi tuzla buz edcektimki bayanmış.
Dedim kadın dikkat etsene ama saçma oldu çarpışan arabalar yani bunun adı.
Ah be bebeğim ya
kafasınu tutup öptüm.
Daha sonra arabadan kucaklayıp çıkardım ve kültürparkın koşu yoluna kadar kucağımda kafasını öpe öpe taşıdım.
Çarpışan araba fikri benden çıktığı için bir ton azar işittim.
Gülerken iyiydi ama.
Neysseeee ağzımı açmıycam.
Kaara haklı abi.
Kadınlar hep haklı.
Havanın sıcaklığıyla canı dondurma çekince yola çıkıp dondurma aldım.
Karanın dışarıda sadece maraş kaşıkla yenilen hani yanında kaşığınında verildiği şu kasede dondurma var ya onu yemesine izin verirdim.
Bu sadece bir takıntıydı.
Yada benim tamamen ruh hastalığımla işgiliydi.
Takıntılıyım. Kaaraya takıntılım var mı?
Kara da vanilyalı olduğu için sızlanıp durdu ama yapcak bir şey yok ya dondurma yemiycen ya da bunu yicen diiyince mecbur kaldı.
Otelde yemek içinde çikolata karnavalı serisinden aldım ama çikolata sosu karaya az geldiği için çikolata sosu da aldık.
Elele dolaşarak ve boş muhabbetin dibine vurup otele kadar yürüdük.
"Sahilde ıslak kumlara ayakların gömülmüş suyun soğukluğundan korkup ısınmaya çalışırken ayaklarının arasından kayan kumlara bakıyorsun.
Ensen beni çağırıyor gibi.
Gözleirinün maviliğine güneşin parıltısını doldurmuşsun ve bende tamda oradan öpüyorum.
Sonra yapışan saçlarını önünden çekip boynuna gömülüyorum..."
"Bir kere sen beni hayatta öyle izlemessin pata küte gıcıklığına soğuk suya iterdin beni yada kucaklayıp atardın aşkım" diyr sözümü kesti.
Tam da öyle yapardım.
Allah yerim seni nasılda tanıyor beni.
"Aaa beni hiç tanımamıssın asla öyle bir şey yapmazdım."
"Hı hı tabi tabi"
"Kız cadı yapmazdım." Dedim tekrardann.
^*^*^*^*
Otele döndüğümüzde Kara elimdeki çikolata karnavalına daldı.
Ben üzerimi değiltirirken onu izliyordum.
Bütün hepsini tek başına bitireebilir gibi duruyordu.
Ağzının kenarlaına kadar çikolta olunca yanına üzerimi giymeden altımda sadece gri bol eşorfmanımla yürüdüm.
Ağzının kenarlarını kafasıdan kendime bastırarak yaladım.
Kahkaha attım bir öneride bulundu.
"Çok hoşuma gitti bilerek bir daha yapacağım."
Gözlerimle onayladım.
Gülümserken bilerek kaşıkla ağzının her yerini çikolata yaparken çok tatlı görünüyordu.
"Madem o kadar cesaretlisin her yerini çikolata karnavalı yapmaya ne dersin?"
Dedim.
Kalbi yerinden çıkacak gibi olduğunda nefes aldı
"Sen varsan varım" "çok eğlenceli " dedi.
"O zaman ben üzerini çıkartiyim" dedim hemen üzerindekilere yönelerek.....
Kalbinin sesi dışarıdan duyuluyordu benimkide aynı şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ VE KARA (Düzenlenecek)
Romance"Belkide Dünya'ya gelme sebebim sensindir. Belkide ben dünyaya seni çok sevmek için gönderildim. Bana başbelası diyorsun ya ben senin başına gelebilecek en büyük belayım evet."