Sabah uyandığımda müthiş bir baş ağrım vardı. Yataktan zorla doğrulurken elimle saçlarımı karıştırdım. Çarşamba sabahı için oldukça kötü bir başlangıç yapıyordum.
''Ah, bugün beden eğitimi var,'' diye söylendikten sonra el yordamıyla baş ucumdaki çalar saati kapadım ve terliklerimi giyip doğruldum. Banyoya girip işlerimi hallettikten sonra okul üniformamı giydim ve aşağıya yöneldim. Amcamı uyandırmamaya çalışarak mutfağa yöneldim ve birden dün yaşananlar aklıma geldi. Başım zonklarken düşünmeye çalıştım. Sanırım alkol ikimizi de fena çarpmıştı.
Mısır gevreğini kaseye dökerken JungKook'u uyandırıp uyandırmamayı düşünüyordum. Esneyerek basamakları çıktım ve bu kararımdan dolayı ne tür şeylerle karşılaşacağımı düşünmeye başladım. Bugün saçlarımı açık bırakayım demiştim, yüzüme düşen saçları kulağımın arkasına atarken kapıyı tıklattım.
''Bunu tek bir defa yapacağım, uyansan iyi edersin,'' dedim sesimi biraz yükselterek. İçeriden hiç ses gelmedi. Kulağımı kapıya dayadığımda su sesinin geldiğini fark ettim. Muhtemelen duş alıyordu. Kapıyı yavaşça aralayıp ''Acele et!'' diye bağırdım ve kapıyı kapatarak aşağı indim.
Mutfağa girdiğimde biraz düşündükten sonra ikinci bir kase çıkarıp ona da mısır gevreği döktüm. Bu kadar acımasız olmaya gerek yoktu, değil mi?
Ben tabakları masaya yerleştirirken JungKook mutfağa girdi. Islak saçlarını kurulamamış vaziyette hemde.
''Demek saçların kendiliğinden kurulanacak,'' dedim sandalyeye yerleşirken.
''Sana da günaydın,'' dedi hafifçe tebessüm ederek.
Neredeyse süt yanlış borudan gidecekti. Birkaç kere öksürdükten sonra boğazımı temizledim ve yerine oturmuş JungKook'a baktım. Hiçbir şey olmamış gibi gevreğini yiyordu. Sonra kafasını kaldırıp bana baktı ve sırıttı. Ben de kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım. Bugün oldukça garip bir gün olacaktı.
---
''JiJi!'' diye bağırdı Dae uzaktan elini kolunu sallayarak. Arkasından Sung elleri ceplerinde geliyordu ve o da elini kaldırıp bize el salladı.
''Günaydın çocuklar,'' dedi JungKook hepimiz bir araya gelince. Dae şaşkınlıkla bakışlarını bana çevirdi ve sonra gülümseyerek o da ''Günaydın,'' dedi.
Omuz silktim. ''Günaydın.''
Selamlaşma faslı bittikten sonra sınıfımıza yöneldik. ''Ee gençler, üç sokak aşağıdaki lisenin kültür festivali var, hepimiz gidiyoruz değil mi?'' diye lafa atladı Sung.
''Kesinlikle gitmeliyiz,'' diye ona katıldı Dae.
''Sen ne düşünüyorsun, JungJi?'' JungKook bana bakıp bu soruyu yöneltmişti. Dün geceden beri iyilik timsaline dönüşmüştü ve bu durum beni biraz rahatsız ediyordu.
''Şey.. Neden olmasın?''
''Karar verilmiştir,'' dedi Dae ellerini çırparken. Belki de düşündüğümün aksine eğlenceli olur diye iç geçirdim ve sırama oturdum.
---
Herkes için standart olan beden eşofmanlarımızı giydiğimde öğle arasındaydık. ''Ah, Bay-Ben-Her-Şeyde-İyiyim bugün de bize eziyet eder mi acaba?'' diye söylendi yanımda Dae. Beden öğretmenimize taktığımız birçok lakaptan biriydi bu.
''Hayır çocuklar; spor, eziyet değildir!'' şeklinde kötü bir taklit yaptıktan sonra ikimiz de güldük.
''Sanırım bugün kimlerin takım kaptanı olduğuna karar verdik,'' dedi beden öğretmenimiz. Gülümsemlerimiz yüzümüzde donarken arkamızı döndük ve aynı anda ''Emredersiniz,'' dedik.
Kahkaha attıktan sonra ikimizin de saçlarını karıştırdı ve yoluna devam etti. ''Bir bu eksikti,'' dedi Dae saçını düzeltmeye çalışırken. İç geçirdim, kesin futbol oynatacaktı. Okulumuzun spor salonuna doğru yönelirken telefonum cebimde titreşti. Dae'ye sen önden git bakışı atarken spor salonunun arka tarafına, çam ağaçlarının olduğu kısma yöneldim. Genelde burada kimse olmazdı.
''Alo,'' diye telefonu açtım. Numara tanıdık değildi ancak cevap verme gereksinimi duymuştum.
Birkaç saniye bekledim ama herhangi bir cevap duyulmadı.
''Alo, orada mısınız?'' dedim bu sefer. Yine cevap yoktu. Sinirlenmeye başlıyordum.
''Bunun komik olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz,'' dedim sinirle ve tam telefonu kapatacakken hafif bir kıkırdama sesi geldi.
''Korkma tatlım, ben istediğimi aldım.''
Y/N: Kapak fotoğrafını değiştirmeyi planlıyorum, siz hangi JungKook'u önerirsiniz? Bence I Need U zamanındaki JungKook çok iyiydi, yorumlarda belirtirseniz sevinirim. :) Kocaman öpüldünüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir tutam kurabiye
FanficÖnüme biri sade biri çikolatalı kurabiye konulsa, ben ilk sadeyi yerdim. Çünkü biliyordum ki en sevdiğim sona kalmalı. Böylelikle daha çok haz alabilirdim. İşte başıma gelen de tam böyle bir şey. Sanki sade olan kurabiyeyi yemişim de hayat karşıma ç...