''N'abersin amca?'' dedim çantamı girişte bırakırken. Ayakkabılarımı çıkardım ve amcamın beni duyup duymadığından emin olmak için kafamı oturma odasına uzattım. Televizyonun karşısında merakla haber izliyordu. Ah, şu yaşlı moruk yok mu. Ayağını kırdığından beri nedense birden haberlere ilgi duyar olmuştu. Gazeteleri kenara çekerek yandaki koltuğa oturdum. Sonunda beni fark edebilmişti.
Elindeki atıştırmalığı kenara bırakırken -hiç sormayın- ''Hoş geldin JungJi'cik, nasılsın bakalım.'' dedi yüzüme bakarken. Hafifçe gülümsedim. Onu ne kadar sevdiğimi kelimelerle bile anlatamazdım sanırım.
''Aslındaa-'' diye uzatarak lafa başladım. ''Şu sıralar pek iyi gitmiyor. Sınıfa yeni bir transfer öğrenci gelecekmiş ve şimdiden başıma dertler açıyor. İşe bakar mısın?'' dedim alayla.
''Ah, o mesele.'' dedi amcam televizyonu kapatarak.
Hay canına yandığım, bugün kesinlikle bana şaka yapma günüydü. Ya da belki de kamera şakası falandır diyerek etrafa bakındım. Yo, hayır. Kamera falan yoktu.
''Dinle beni sevgili JungJi.'' dedi amcam söze girerek. ''Her ne kadar senin biyolojik amcan olmasam da-''
Sözünü keserek onu engellemeye çalıştım. Ama koltuktaki pozisyonunu değiştirip konuşmasına devam etti.
''Yo, sorun yok. Bu konuları çok geride bıraktık zaten.'' dedi ve boğazını temizledi. ''Bildiğin üzere bir aile geçindirmek zor ve sen henüz lisede okuyorsun. Ben de aksiliği üstünde bir yaşlı olduğum için ayağımı kırdım.'' dedi ve derin bir nefes aldı.
''Çalışmak sorun değil amca.'' dedim. Bir yandan da merakla işi nasıl transfer öğrenciye bağlayacağını bekliyordum.
''Çok uzak bir köyde yaşayan akrabalarımla iletişime geçtim ve onlar da durumu hoş karşıladılar.'' dedi yüzüme bakarak.
''Taşraya mı taşınıyoruz?'' dedim suratımda aptal bir ifadeyle.
''Yok canım.'' dedi kahkahalarla gülerek. Bazen aptalı oynamayı gerçekten severdim.
''Sadece oğullarını yanımıza yolluyorlar, kalması için. Ve part-time çalışmasına da bir şey demediler. Anlaşıldığı üzere sevgili kızım, yanımızda bir süreliğine misafir ağırlayacağız.'' dedi.
Merlin'in sakalı. Transfer öğrenciyle aynı evde mi kalacaktım? Kesinlikle olmazdı.
''Tabii ki amcacım. Ama şimdi odama çıkmalıyım, üstüme değiştirmeliyim.'' diyerek odadan fırladım ve üst kata çıktım. Durumu bu kadar çabuk kabullendiğime ben de şaşmıştım. Ancak konu amcam olduğunda işin şakası yoktu. Hem ne kadar kötü olabilirdi ki? Neyse, okuldaki olayın faturasını çocuk gelince keserim diye aklımın kenarına not ettim ve üstüme rahat bir şeyler geçirdim. Rahat şeylerden kastım kesinlikle üstünde küçük çilekler olan pijamamdı. Çilekleri çok sevdiğimi söylemiş miydim?
Aşağıda kapı zili çaldığında saçımı tepeden toplamaktaydım. İşim bitti ve paldır küldür aşağı indim. Amcam sanki bir şey söylemek istermişçesine ayağı kalkarken ''Ben bakarım.'' diyerek onu durdurdum ve kapıya yöneldim.
Kapıyı hiç düşünmeden açmıştım ve daha karşımdakinin yüzünü algılayamadan kelimeler dudaklarımdan dökülmüştü bile. ''Buyurun.''
''Teşekkürler.'' dedi genç çocuk ve yanımdan suratıma bile bakmadan geçerek çantasını kenara bıraktı, pardon. Bavul daha doğru bir kelimeydi.
Amcam kol değneğiyle kalkmıştı ve çocuğa sarılıyordu. ''Sevgili Jungkook, ne kadar da büyümüşsün böyle.'' dedi.
Bir dakika, anlamam izin verin. A-oh. amcam kesinlikle bir sayı öne geçmişti. Bana nasıl bugün geleceğini söylemezdi ki! Üstümdekilere bir göz attım. Bugün kesinlikle en berbat gündü. Kapıdan sıvışmaya çalışırken amcam seslendi ve yüzümde garip bir ifadeyle amcama doğru döndüm. Çocuk da yanında dikilmiş ve pijamalarımı incelemekteydi. Harika, tek kelimeyle harika.
''Seni Jungkook'la tanıştırmama izin ver JungJi.'' dedi amcam yüzünden gülücükler saçarak.
''Haha, evet. Memnun oldum.'' dedim ona doğru giderek ve sahte bir şekilde sarıldım. Onun da çok şaşırdığına emindim, ancak ne yazık ki amcamın yaptıklarını çıkaracağım kurban oydu.
''Seninle bitmemiş bir meselemiz var.'' dedim kulağına fısıldarken.
''Al benden de o kadar.'' dedi çocuk. Şimdi siz söyleyin, sizce o mu daha çok şaşırmıştı yoksa ben mi? Evet, doğru cevap. Şanssızlıklar tanrıçası ben..
Sahi, kimdi bu çocuk?
Y/N: Merhaba arkadaşlar, okulun bitmesiyle tekrar sahalara dönüyorum. Eğer bir öneriniz varsa yorum atabilirsiniz. (:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir tutam kurabiye
Hayran KurguÖnüme biri sade biri çikolatalı kurabiye konulsa, ben ilk sadeyi yerdim. Çünkü biliyordum ki en sevdiğim sona kalmalı. Böylelikle daha çok haz alabilirdim. İşte başıma gelen de tam böyle bir şey. Sanki sade olan kurabiyeyi yemişim de hayat karşıma ç...