Konsantrasyon

268 31 64
                                    

Bora'nın sesiyle ayağa fırladım. Bora'nın yengesi de birazdan ayaklandı.

"Şimdi mi gidiyorsunuz oğlum?"

"Evet yenge" diyerek Bora yengesini öptü ve motora yöneldi. Motora yerleşip motoru yerinden kaldırırken bende yengesiyle vedalaşıyordum.

"Her şey için teşekkürler"

"Hiçbir şey yapamadım ki kızım"

"Evinizde ağırladınız" diyerek masum bir tebessüm yolladım. Kadın bana bakıp süzdükten bir süre sonra kollarının arasına aldı. Bende sarılmasına karşılık verdikten sonra ayrılıp motora yöneldim.

Bora motora iyice yerleşip gaz veriyordu. Bende yavaşça arkasına yerleşirken arkasını dönerek
"Yine çantanı unuttun" deyince eve tekrar gitmek üzere motordan indim. İçeri ilerlerken Bora ve yengesi arkamda kalmış konuşmaya başlamıştı. Bende gelmeyen seslerini pek önemsemeyip yoluma devam ettim.

Kapının yanındaki camdan bize bakan Cemal Bey'i görünce korkudan bir an yerimde sıçradım. Köşede kalmış gizlice dışarıyı izleyen Cemal Bey şimdi bana bakıyordu. Konuşmadan ilerleyip gardıroptan çantamı alıp iki elimle tuttum. Cemal Bey'in sesi duyulunca sese doğru yönelip yüzüne bakmaya başladım.

Bana yaklaşırken "Küçük hanım" diye seslenmişti. Yaklaşırken devam etti "Bora'ya sakın zarar verme"

Ben Bora'ya ne gibi bir zarar verebilirdim ki?

Bir kez zor duruma düşmüştü ondada Bora'nın payı yüksekti. Adama cevap vermeden ifadesizce bakarken adam bana iyice yaklaşıp beni kollarının arasına aldı. Ne yapıyordu şimdi bu adam? Ellerimle tuttuğum çanta sayesinde ellerim tam ortamızda göbek kısmında asılı kalmıştı. Adama karşılık vermemiştim.

Adam benden hızla ayrılıp hemen içeri yöneldi ve salona girip gözden kayboldu. Tekrar dışarı çıkıp beni beklemekten sabırsızlığı belli olan Bora'ya doğru yürüdüm. Bir insan her türlü duyguda çekici olabilir miydi? Bora oluyordu işte. Gülümseyerek ilerlediğim motora tek kelime etmeden bindim ve çantamı yine çapraz takarak tekrar Bora'ya yapıştım. Bora'ya kollarımı sarmak içimdeki tüm hücrelerin uyanmasına sebep oluyordu.

Bora motoru hareket ettirip döndürürken bende tek elimle Bora'nın yengesine dönüp el sallıyordum. Çok içten ve samimi olan bu kadında elini kaldırmış bize el sallıyordu. Bora'nın dayısı için samimilik söylenemese de Bora'nın iyiliğini istediği her halinden belliydi. Uzaklaştıkça Bora'ya iyice sarılıp başımı sırtına koydum. Bu kez çok hızlı gidiyorduk. Başımı kaldırıp Bora'ya doğru bağırdım.

"Çok hızlı gitmiyor muyuz?"

"Daha ne yaşadık"

Ne alakası vardı şimdi bunun? "Anlamadım?" diye bağırırken anlamıştım.

"Hayır hızlı sürüyorsun" deyince yavaşlayıp gülmeye başladı. Aslında ilişki hızlı gidiyor diye anladığına emindim şimdi.

"Sürprizin neydi?"

"Arkadaşın yüzünden yapamadık"

"Ne alakası var" birbirimize doğru bağırıyorduk. Motorun, rüzgarın ve Bora'nın sesi birbirine karışıyordu. "Düğününü iki gün sonra yapabilirdi"

ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin