Ed Sheeran - Thinking Out Loud
İki çift meraklı göz bana dikilmiş aptal bir gülümsemeyle bakıyordu. Su'yun sorduğu soruya Irmak gözleriyle katılırcasına bana bakıyordu
"Bir şey olmadı"
"Nasıl bir şey olmadı? Bora neden öyle dedi" diyen Su'ya Irmak "Bora bu mu?" diye sorunca Su hızlıca yanıt verdi ve bana döndü.
"Evet o."
Arkadan gelen sesle o yöne baktık. Irmak'ın annesi ve kız kardeşi sandalyeye oturmuş saçlarına şekil gösterirken "Hadi kızlar elbiselerinizi giyin de saçlara başlayalım" diye ince sesli adama bakıp ilerledik. "Giyineyim hemen anlatacaksın"
"Tamam Irmak"
Odaya geçip Bora'nın getirdiği abiyemi çıkartırken gerçekten dün gece ne olduğunu birleştirmeye çalışıyordum. Tişörtünü çıkartmıştı çünkü dövmesini görmüştüm. Sonra? Sonrasında Bora'ya sarılmıştım, evet! Bora'nın bedeninin çıplak olmadığına adımdan bile fazla emindim. Eğer çıplak bedenine dokunsaydım kesinlikle hatırlardım, zil zurna sarhoş olsam dahi. Zafer kazanmışçasına sevinçle elbisemi giyiyordum. Küçük şeytan mehter marşını çaldırıyor, yürüyüşün başını çekiyordu. Elbisemi giyip dışarı çıktım. Kapı tarafındaki sandalyeye oturup kendimi kuaföre teslim ettim.
İçerden gelen Su saks mavisi bir abiye seçmişti. Straplez ve bedenine cuk oturan bu elbise uzun olan Su'yu bir nebze daha uzun göstermişti. Bana doğru bile isteye ve abarta abarta kıvırtarak gelip arada boş bir sandalye kalacak şekilde oturdu.
Gülerek "Kız kardeş moduna girmişsin" deyince oturduğu yerden elleriyle saçlarını havalandırıp "Benden geri kalır yanın yok maşallah" dedi.
"Nasıl yaptıracaksın saçlarını" diye sorarken devam etti.
"Sakın yanda topuz deme ben yaptıracağım"
"Bende yanda yaptıracağım" deyip aynama döndüm.
"Ya Iraz saçmalama" kuaföründe dik bakışlarına cevaben "Şaka yapıyorum. Su dalgası yaptırıp önleri kıvırtacağım"
"Yanda topuz yapmada, istersen ör"
İkimizde modelleri anlatırken Irmak içerden beyazlar içinde geldi. Irmak'ı görünce annesinin ağlamasını görüp gözlerimi doldurdum.
Çocukluğumdan beri tanıdığım fikir babamız ve yol göstericimiz olan bu asi kız şimdi evleniyordu. Onun evlenmesi bir kayıp gibi geliyordu bana.
Annesine bakıp "Anne ağlama bugün"
"Bir tanecik kızımı ellere vereceğim. Nasıl ağlamayayım?"
"Anne İstanbul'da yaşayacağım zaten. Bir ay ayrı kalacağız. Okul zamanı ne kadar kalıyorduk"
"Artık benim evimde kalmayacaksın""Anne"
"Sen mutlu ol da, ben başka bir şey istemem"
Acaba ben evlenirsem annemde üzülecek miydi? Yanında bile yaşamıyordum neye üzülecekti ki? Yanından ayrılmama mı? Beni sık göremeyeceğine mi? Irmak ve annesinin konuşmalarını imrenerek izlerken Irmak yanımıza doğru gelip ortamızdaki sandalyeye oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN
General Fictionİnsanlar iki milyon soluk alıp verme, bir milyar kalp atışı, üç yüz milyon mide kasılması ve yirmi milyar göz kırpması arasında yaşar. Ben hayatımın tüm soluklarını, tüm kalp atışlarını, mide kasılmalarını ve göz kırpmalarını o günden sonra yaşadım...