Zarar

14 0 0
                                    

Oturduğum yerden her şey tüm netliğiyle görünüyordu. Sesler duyulmuyordu ama tepkileri görebiliyordum. Bora'ya bir şey olmamalıydı, olamazdı.

Yine ne olacaksa benim yüzümden olacaktı. Araba çalışır vaziyetteydi, camı indirip konuşmalara kulak verdim.

Bora ve amcası şimdi karşı karşıyaydı, Bora'nın tüm endamı arkasından bile seziliyordu.

Gökmen Bora'nın tam yanında durmuş, Erdem'in de yanında yalnızca bir adam vardı. Aynadan bakıp arabanın arkasında kalan adam -beni kovalayan adam- duruyordu.

Korkuyla önüme dönüp olanları izlemeye koyuldum.

Bora'nın sesi duyuluyordu yalnızca

"Ne yapıyorsun lan sen?"

"Kör müsün sen Bora?" Erdem anı şiddetle Bora'ya karşılık verdi. Ve devam etti

"O kızı öldüreceğin yerde koruyorsun!"

"Ona dokundun mu?"

Erdem cevap vermeyince Bora sorusunu tekrarladı. "Ona dokundun mu!"

Erdem yüzüne gülümseme yerleştirdi, bu adam nasıl böyle davranabiliyordu. Vicdansız!

"Bora onu öldüreceğim" derken gözlerinin bir an kırpmamıştı, başını çevirip arabaya bakarken beni görmediğini biliyordum ama bu bedenime yayılan korkuyu yok saymıyordu.

Başımı bir an eğip derin bir nefes alıp yutkundum ve başımı tekrar kaldırırken Bora'nın amcasının üzerinde olduğunu gördüm. Yanındaki korumada Bora'ya yaklaşmaya yeltenince Gökmen'in yumruğu ile karşılaştı.

Şimdi bu dört adam birbirine girmişti üstelik en azından üçü silahlıydı.

Aynadan gördüğüm adam silahını çıkarıp dörtlüye yöneltince elim kapının koluna gitmişti. Çıkmalı mıydım? Bora'ya bir şey olmasına asla izin veremezdim. Yine ve yine sözünü dinlemeyecektim.

Ama insem de hiçbir şey yapamazdım. Bağırsam Bora bana bakacak o arada belki vurulacaktı. Çıksam ben vurulacaktım ve Bora ne kendini ne de beni affedecekti. Saliselik bir kararla arabayı geri vitese koyup sürdüm. Elindeki silahı doğrultan adam bir an şaşırmış sonra üzerine hızla gelen arabayı fark edip silahını indirerek köşeye doğru kaçmıştı. Adama çokta yaklaşmadan arabayı durdurdum ve arabayı birinci vitese alarak bu kez ilerledim. Araba sesiyle doğrulan Bora arabaya bakıyordu. Gökmen 'de öyle. İyice yaklaşıp durdum ve camdan

"Hadi" dedim.

Gitmeliydik artık, burada kimse ölmemeliydi.

Bora arabaya bakıp önüne döndü.

"Lütfen Bora. Gidelim"

Bora son bir kez amcasına yumruğunu indirirken Gökmen'de ayağa kalkmış Bora'yı kollarından tutmuştu. Bora ayağa kalkıp ilerledi ve arabanın kapısını açtı. Gökmen'de hızla arkaya binerken amcası Bora'ya seslendi.

"O ölecek. Ne yaparsan yap!"

Bora kapının yanında kalırken

"Bora lütfen" dedim ve gözlerimi Bora'ya diktim.

Bora arabaya girerek kapıyı şiddetle kapattı ve ben arabayı döndürerek hızla ilerledim. Arabayı acemice kullanıyordum, bu arabaya bir kez daha şoför olarak binmiştim ve yine kaçmak için binmiştim. Hızla ilerliyordum ve nereye gideceğimi bilmiyordum, yolları bilmiyordum. Her yer ağaçlıktı ve bedenim yine sızlamaya başlamıştı. Ellerimle sıkıca direksiyonu kavrarken arabanın içi sessizlikte çığır açmış, derin alınıp verilen nefeslere sahnelik ediyordu. Arabayı yavaşlatmak isterken stop ettirdim ve yolun ortasında öylece kaldım. Bora bana dönüp bakmış Gökmen'de birden arkamdaki sandalyeye tutunmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin