Felaket

150 20 37
                                    

"Ne?"

Fazla kısık çıkan sorum istemsizce çıkmıştı ama cevabını deli gibi merak ediyordum.

"Baban intihar etm-"

"Etmedi!" diye bağırdı ama hala yerindeydi ve hiçbir şey yapmıyordu. Sesi çatlak çıkmıştı konuşmaya devam etti "İntihar süsü verdiler ve onu öldüreni bulduğum an sülalesini sikeceğim!"

"Amcam demiştin"

"O yaptırttı ama kime? Bir kaç kişi var peşinde olduğum ama bilmiyorum" Eliyle yüzünü kapatıp derin nefes alıyordu. Elleriyle yüzünü ovuşturuyor, ayaklarını oynatıyordu. Bense yerime sabitlenmiştim. Bora'dan bu itirafı beklemiyordum. Ben, Bora'nın derdi arasında Cemre konusuna takılmış, üstelik haksız çıkmıştım. Kendimi lanetliyorum. Bora'yla yola çıktığımızdan beri onu ya kırıyor ya da sinirlendiriyordum. Tüm ruhumla Bora'ya üzülmüştüm ama neden üzüldüğümü de bilmiyordum. Sinirle hala yüzünü ovuşturuyordu. Bora'ya doğru kayıp ellerimin uzandığı kadar Bora'yı sardım.

"Sarılsak geçer bence"
deyip sağ kolumu da zorlayarak Bora'nın sonuna kadar ulaşamadığım vücudunu yandan kavradım. Ellerini yüzünden çekip bana baktı. Harika gri gözlerine bu kez ben dikmiştim gözlerimi. Gözlerini bana çevirip yüzüme iyice yakın oldu.

"Özür dilerim" deyip hala Bora'ya bakıyordum.

"Neden?"

"Seni üzüyorum"

"Bana iyi geliyorsun"

"Sabahtan beri kırıyorum seni"

"Iraz, sen yanımdayken yaralarımı hissetmiyorum"

İçimde ölen duygular yığını vardı ya, işte onların tekrar canlanması imkânsız değilmiş. Kelebeklerimiz ölmesi, hücrelerimin solması, ondan nefret etmem imkânsızmış. Yine yanılmıştım, bora beni canlandırıyordu. Tek umudum olarak o geceden beri karşımda duruyordu ve ben göremiyordum.

Bora yerinden hareket edip bedenini bana çevirmişti ve oda beni iyice kollarının arasına almıştı. Gözlerim doluyordu, Bora'da aşırı sevgi yüklemesi vardı. Bana değen teni yüklemeyi daha da koyulaştırırken, sesi hatta nefesi bile sevgisini arttırıyordu.

Benden ayrılıp "İçimi yalnızca sana açabiliyorum. Amcamı yalnızca sen gördün, dayımı, yengemi. Sana anlamsız gelebilir ama Iraz, nedenini bilmediğim bir şekilde hayatımda birden ve çok fazla yer kapladın."

Şikayetçi miydi bu durumdan? Ben değildim. Hayatımın tamamını almasına bile razıydım ve bunun nedenini bende bilmiyordum.

"Seninle mutluyum" diyerek Bora'dan ayırmadığım gözlerimi bir an aşağı eğdim. Türk filminde gibi mi davranıyordum ben? İstemsizce oluyordu ve gerçekten Bora'nın numara olduğunu sanması hoşuma gitmezdi. Gözlerimi kaldırıp tekrar grilere diktim.

"Bende" deyip öylece kaldık.

...

Saat dokuz buçuk olmuş, dolaptaki dondurmayı kaşıklamıştık ve artık yatma vakti gelmişti.

"Babamın yattığı odada kalabilirsin" derken Bora başını sallayıp "O zaman iyi geceler" diyerek ilerledi. Fazla uykulu olmalıydı.

ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin