Sürpriz

135 14 15
                                    

Bora'ya anlamayan gözlerle bakıyordum. Şuanda bir sürprizin sırası mıydı gerçekten? Bu kadar çabuk toparlamış olabilir miydi?

"Ama motoru almalıyım değil mi?" heyecanla bana bakıyordu.

"Bora" deyip gözlerinin içine baktım. İyi olduğundan emin olmalıydım. Bu kadar hızlı bir toparlanma beklemiyordum.

"Arabayla da gidebiliriz aslında" deyip seslenmemi önemsememişti.

"Bora" diyerek tekrarladım.

"Evet. Rahat bir şey giy üzerine" hala kulak ardı ediyordu sözümü.

"Bora!" diye bağırıp üzerinden çekmediğim gözlerimi sertleştirdim.

Susup bana bakmıştı.

"Bora iyi değilsin." diye devam ettim.

"İyiyim" diye karşılık verdi.

Ağzımı açıp "Nasıl olabiliyorsun? İki, en fazla üç saat önce-" derken

"O benim hayatımı yeterince mahvetti."diye sözümü kesip kesin bir sesle konuşmuştu. Konuşacak sözüm kalmamıştı. Daha iyi olmaya çalışıyordu. Belki de sürprizi ikimize iyi gelecekti. Ayağa kalkıp, "Tamam, üzerimi değiştireyim" dedim ve odama geçtim.

Fazla değişkendi üstelik değişmesi bambaşka boyutlardaydı. Birden parlıyor birden kararını değiştiriyordu. Olanları kestirememiştim. Odamdan yere kadar uzanan rengârenk kalın askılı elbisemi giyip saçlarımı tepede topladım. Yüzümdeki sıfır makyajla aynada kendimi izledim. Bora bu kıza mı "sol yanım seninle ağır basıyor" demişti.

"Beni sarmaşıklarınla kendine hapsediyorsun"

Ya da

"Beni gördüğünde derin nefes aldıran. Kalbini tekleten, ayaklarımı ve dilini düğümleten, beyin fonksiyonlarını donduran."


Diye bu kızdan bahsediyordu.

Gözlerimdeki parlamaya şahit oluyordum. Yalnızca Bora'ylayken, onu düşünürken olan parlama beni benden çok Bora'ya hayran bırakıyordu. En sade halimle odadan çıkıp kapıda bekleyen Bora'yı gördüm.

"Hadi" deyince

"Çantam" dedim ve içerden küçük kahverengi kol çantamı alıp yine her şeyi yerleştirdim.

Kapıyı açıp önünde duran Bora'nın yanına geldim ve eliyle çıkmamı işaret edip beni dışarı çıkardı. Ardımdan çıkıp kapıyı da kilitleyerek aşağı indik. Saat on bire geliyordu. Arabayı açıp içine bindik. Arabayı çalıştırmadan bana dönüp


"Motorla mı gidelim istersin?" diye sordu.

Motor evindeydi. Evine gitmesini istemiyordum. Ne Cemre'yi ne de amcasını görmesini hatta konuşmasını bile istemiyordum.

"Arabayla gidelim." Diyerek karşılık verdim.

Arabayı çalıştırmak için önüne dönüp çalıştırırken "Motor daha zevkli ama senin istediğin gibi olsun"

Deyip arabayı çalıştırdı ve park yerinden çıkardı.

Bora'nın keyfini yerine getirmek için

ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin